58. Bölüm

1.2K 115 75
                                    

Zehra: Ömer, uyuyacağım ışığı kapat gece gece şaka yapma çünkü hiç komik değil... dediğimde gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Gözlerim yine o çukura düştü... Yataktan kalkıp eli ışığa gitti..
Ömer: Yoo şaka değil.. bundan sonra tek bir damla gözyaşı döktüğünü görürsem anında gider söylerim.. Bugün ağlamaktan denizdeki su seviyesini yükselttin sayende iyi ki alabora falan olmadık.. dediğinde yastığı kafasına fırlattım.. Bu sefer gülümsemesini gizlememişti.. Bende gülmeye başladım..
Zehra: İstersen dene söylemeyi..o zaman şu yastığa dua edersin.. diyip bardağı işaret ettim ve gülümsedim..
Ömer: Tamam, şaka..

Yastığı verip ışığı kapattı gülerken..

ÖMER'DEN....

Gözlerimi açtığımda yüzü bana dönük bir şekilde uyuyordu. Dün gece uyumadığını, banyoda gizli gizli ağladığını biliyordum. Kapıyı tıklattığımda yanına gitmeyim diye duşa gireceğini söylemişti ve su sesiyle hıçkırıklarını bastırmıştı. Onu bu kadar çaresiz görüp yardım edemediğim için kendimi dünyanın en işe yaramaz insanı hissetmiştim.

DNA testini aldığımdaki heycanım geldi gözümün önüne.. Bu kadar acı çekeceğini tahmin etmemiştim işte ama bu durumu kabullenmek zorunda.. Babasının yanına gidip sımsıkı ona sarılmak zorunda, kalbindeki bütün acıları bırakmak zorunda..

Hala Zehranın güzel ve mahsun yüzüne bakıyordum. Yüzüne düşen bir kaç saç telini nazik bir şekilde geriye attığımda kıpırdandı. Kalkıp yavaşça yatağı birleştirdim...

...

Hazırlanıp şirkete gelmiştim ve çıkmadan önce Zehraya bir not bırakmıştım bugün şirkete gelmemesi için. Önümde Zehranın hazırladığı dosya duruyordu. Günlerce uğraştığı bu dosyaya bakmak benim için değerli bir taşı incelemek gibiydi. Elimi dosyaya uzattığım anda Leyla geldi içeri. Son derece üzgün görünüyordu.

Ömer: Gelsene Leyla.. Bir şey mi oldu?
Leyla: Ömer Bey, ben aslında..
Ömer: Otursana, iyi misin sen? Demir neden yok?
Leyla: Demir toplantıda..size bir şey söyleyecektim... dedi, sakince oturarak..

Çok belliydi bir şeyler söylemek istiyor ama çekiniyor gibiydi.. Onu cesaretlendirmek istedim..

Ömer: Hadi Leyla, söyle de kurtul bak beni bile gerdin..
Leyla: Ömer Bey, ben dünden beri Zehraya ulaşamıyorum. Aramalarımı açmıyor, mesajlarıma da dönmedi..
Ömer: Merak etme Zehra iyi..
Leyla: Biliyorum.. ya nasıl desem.. Zehra bana küstü..
Ömer: Küstü mü.. Neden ki..

Aklıma geçen gün kapıdaki olay gelmişti. Çoktan sorunu hallettiklerini düşünmüştüm.

Leyla: Beni yanlış anladı..
Ömer: Konağa gidip konuşsana..
Leyla: Zehrayı tanıyorum gitsem bile konuşmayacaktır benimle..
Ömer: Peki ben ne yapabilirim..
Leyla: Sadece siz ikna edebilirsiniz benimle konuşması için..

Leyla üzüntüden unutmuştu galiba biz gerçekten evli değildik ki..

Ömer: Yani sen diyorsun ki en yakın arkadaşını değil de anlaşmalı eşini dinleyecek Zehra.. dediğimde başını salladı..

BU NE DEMEKTİ?

Leylayı konu konuda sıkıştırmak doğru olur mu bilmiyordum. Bu konuşmadan sonra içime nefes diye umut doldurmuştum ve mutluluktan gerilen yüz kaslarımı bile kontrol edemiyordum. Leyla çoktan anlamıştı bu durumun hoşuma gittiğini..

Telefon melodimi duyduğumda Zehra sanıp heycanlandım ama arayanı gördüğümde yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü..

Ömer: Efendim Salim babağım..
Salim: Hiç boşuna babacığım deme fırça atmak için aradım ve size sinirliyim.. dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin