ÇÖL ÇİÇEĞİ

8. Bölüm.. "EGOLU GICIK.."

Zehra, televizyonun sesini kısıp elindeki cips tabağını sehpanın üstüne koyarak mutfaktan Leylaya seslenmiştir.

Zehra: Noldu canım kimdi arayan..
Leyla: Ömer...

Zehra: Ne işi varmış bu saatte, üstelik Demir tanıyor mu bu ömeri en önemlisi ben tanıyor muyum? Aaa dur dur şimdi aklıma geldi geçen geldiğimde hastane tanıştığımız cerrah olan Ömer mi yoksa.. diyip sırıtmıştır.
Leyla: hayır onunla konuşmuyorum Zehra ve sen bunu biliyorsun ayrıca bu kadar düşünmene gerek yok çünkü benim için değil senin için geliyor Ömer Kervancıoğlu... diyip kafasına yastığı fırlatmıştır. Zehra yastığı alıp ağzını açmış ve şaşkın gözlerle bakıp olayı anlamaya çalışıyordur.
Zehra: Ne Leyla bak şaka yapıyorsun dimi o adamı görmek istemiyorum.. tamam o geliyorsa ben giderim diyip yerinden kalmıştır.
Leyla: Canım sakin olur musun önce... Dosyanı unutmuşsun onu getirecek korkma yani ve bugün olanlardan sonra böyle kaçarsan gerçekten suçlu gibi görüneceksin şimdi otur ve o gelince her şeyi anlat..
Zehra: dosya... ya incelediyse benim hayatım o ihaleye bağlı..
Leyla: demek ki senin de soruların var o zaman kaçmak niye..

...

Hani bazı sesler insanın kalp atışını hızlandırır ya Zehranın kalbinin ritminin atmasına sebeb olan ses şuan çalan kapının ziliydi. Kapının arkasında durduğunu halde kapıyı açmaya cesaret edememişti. Leyla mutfaktan koşup geldiğinde Zehra kendini banyoya kapatmıştı. Leyla gülümseyerek kapıyı açtı.

Leyla: Hoş geldiniz Ömer Bey.. buyrun..
Ömer: yok iyi böyle, o yok mu burda demiştiniz..
Leyla: burda ama lavaboya gitmişti isterseniz içeri geçip bekleyin çünkü acil mutfağa gitmem lazım yemek yanacak da..
Ömer: tamam..

Ömer, içeri geçip oturmuş beş dakika geçtiği halde Zehra hala çıkmamıştır. Leyla kapıya vurup heöen çıkması gerektiğini yokta ışığı söndüreceğini söylediğinde mecbur çıkmıştır çünkü karanlık yerde tek başına kalamıyordur Zehra... oturma odasına yavaş adımlarla geldiğinde Ömer ayağa kalkıp

Ömer: Özellikle benim geleceğim zamanı seçtin dimi, tabi bunun gibi her şeyin planlı..
Zehra: hayır seninle muhattap olmak istemediğim için çünkü yüzünü görmek istemiyorum anladın mı beni.. diyince Ömer göz ucuyla Leylaya bakmıştır Leylanın mutfağa gittiğini görmüştür. Zehranın yanına gidip olundan tutup kendine çekmiştir.
Ömer: Bunu o hain planı yapmadan önce düşünecektin. Ayşe sayesinde bana yakın olacaktın ve ihale bitiminde yüzüstü bırakıp gidecektin dimi ama çok fena yakalandın artık hiç bir yere gidemeyeceksin..
Zehra: Sana kaç kere söyleyeceğim ben plan falan yapmadım bütün olanlar sadece tesadüften başka bir şey değildi..Gidip gitmeyeceğime sen karar veremezsin üstelik..
Ömer: Bu oyun asla bozulmayacak 6 ay sevgilim gibi davranacaksın ve yeğenim doğduğunda hayatımda defolup gideceksin anladın mı?
Zehra: Merak etme istesem de kalamam zaten o zaman.. diyince Ömer bu cümleyi hiç beklemediği belliydi sesi biraz öncekinin aksine çok kısıt çıkmıştı..
Ömer: ne demek bu..
Zehra: Hiç bir şey demek değil ve senin suçlamaların da umrumda değil ben kendimi biliyorum bu yeter dosyayı verip gider misin..
Ömer: Yani oyunu 6 ay devam ettirecek misin..
Zehra: Ben bir söz verdiysem arkasında dururum.. dosya.. diyip elini uzatır Ömer de sehpanın üstüne koyduğu dosyayı eline verir.
Ömer: İhale günü görüşürüz..
Zehra: Ben şimdi nerden bileceğim bu dosyayı inceleyip fiyatları öğrenin bunu lehine kullanmayacağını.. Açıp baktın dimi dosyaya...
Ömer: Ben asla öyle bir şey yapmam..tabi ki hayır..
Zehra: Güzel ama inanmıyorum kısasa kısa kanıtla hadi bakmadığını...
Ömer: Benim böyle şeylere ihtiyacım yok projem yeterince güçlü zaten.. kendim biliyorum ve öyle bir zorunluluğum yok..
Zehra: Hmmm o zaman sizin hafızanızda güçlüdür bay ego, biraz önce aynı şeyleri söylediğime göre kalbinizde suçsuz olduğumu anladığınızı varsayıyorum çünkü bunu bilseniz de dilinizin bunu söyleyecek olgunluğa eriştiğini düşünmüyorum.. Bakmayın öyle kapı orda.