80. Bölüm

1.7K 198 135
                                    


Salim: Nedenmiş o..
Ömer: Ayşe bizi gerçek evli sanıyor biliyorsun, Zehra burda kalırsa şüphe çeker.. Hamileliği de ilerdi aramızın bozuk olduğunu düşünüp üzülsün istemiyorum.. dediğimde Zehra kaşlarını yukarı kaldırıp bana bakıyordu. Bunun anlamı, ne yapmaya çalıştığımı anladım demekti..
Salim: Hmm..
Ömer: Ama sen her şey geleneklere uygun olsun dersen..
Salim: Yok yok.. Haklısın evladım.. dedi. İçimden gülüyordum, öyle mutlu olmuştum ki.. Zehram şimdi sana sarılıp uyuyabilecektim.
Ömer: Evet şimdi Ayşe bir taraftan Asya bir taraftan sorup dururlar..
Salim: Tamam o zaman gündüz konakta kalsın gece Zehrayı buraya getirirsin..
Ömer: Ama baba..
Salim: Konu kapandı, şimdi dışarı çünkü ilk günden derse geç kalacağım. Akşam konağa gelip konuşurum sizinkilerle..

...

ZEHRA'DAN...

Sahilde biraz dolaşıp eve gelmiştik. Ömerin kafası babamın dediklerindeydi hala. Onun yüzünü asık gördüğümde benim de moralim bozuluyor..

Zehra: Ömer lütfen ama... dedim. Çekmeceyi düzenlerken.. O da koltukta oturmuş beni izliyordu..
Ömer: Ne.. Naptım ben şimdi.. diyip yanıma geldi.. Kolundan tutup aynanın önüne götürdüm ve aynadaki asık suratını işaret ettim.
Zehra: Sorun şu ifaden.. Biliyorum babamın söyledikleri canını sıktı ama sadece bir kaç gün.. Biraz gülümseyemez misin, benim için? Dedim..
Aynadan birbirimizin yansımasına bakıyorduk.. Bir anda gülümseyip arkasını döndü ellerimi tuttu..

Ömer: Bak gülümsüyorum.. dedi ama gözleri hüzün saçıyordu..
Zehra: Gülmüyorsun.. diyip başımı sağa sola salladım.
Ömer: Gülüyorum ya bak diyip daha geniş sırıttı..
Zehra: Sen gerçekten güldüğünde gözlerin ışıldıyor ve sımsıcak bakıyorsun ama şimdi gözlerinde hüzün var..
Ömer: Hmm demek öyle yani o kadar dikkat ettin gülüşüme.. diyip sırıttı, bu sefer gerçekten gülüyordu..

Demek bana sataşmak istiyorsun Ömer Bey.. Görürsün sen..

Zehra: Bana ne zaman baksan öyle güldüğün için öğrendim canım, dikkat ettiğimden değil.. diyip gülümsedim. Saçlarımla oynamaya başladı..
Ömer: Bütün suç senin karıcığım.. Seni ilk gördüğüm günden beri bana ne yaptığını anlayamadım ki seni her gördüğümde dünyanın en mutlu ve huzuru insanı hissediyorum. O yüzden üzgünüm işte seni görmediğim zaman ne yapacağım ben..
Zehra: Bende öyle.. Sen varsan her şey tamam ama sen yoksan eksiğim işte.. dediğimde sımsıkı sarıldık..

...

Ayşe gelip Ömerle yürüyüş yapmak istediğini söyleyip götürmüştü. Bende odada sıkıldım. Kendime çay alıp salona geçtim. Camdan etrafı izliyordum ve öylece dalıp gitmiştim.

Alev: Ömer seni yalnız mı bıraktı?

Arkamı döndüm. Doğru duymuştum, bu Alevin sesiydi.. Ayşe izin verdiği için burdaydı.. O kadar olan biten her şeye rağmen rasıl bu kadar rahat olabiliyordu, nasıl bana yaptıklarından sonra yüzüme bakabiliyordu..

Zehra: Hayır ama bundan sana ne.. dedim. Elimdeki çay bardağını bırakıp camdan ayrılırken, odaya gitmek en mantıklısıydı..
Alev: Bana kızgınsın sen.. Kusura bakma Zehracığım yanlış bilgi işte.. Bu yüzden Ömerle ayrılsaydın gerçekten çok üzülürdüm.. dedi. Şimarık bir çocuk gibi konuşup.. Gittikçe sinirimi bozuyordu.. Bir insan nasıl bu kadar iki yüzlü olabilirdi ya... Gittikçe daha da sinirleniyordum.
Zehra: Bilmez miyim.. Olmayan vicdanın yer bitirirdi seni dimi.. diyip gitmek için yeltendiğimde kolumdan tuttu.

Arkamı dönüp ters ters baktığımda kolumu bırakıp gülümsedi..

Alev: Sen hiç aynada kendine baktın mı Zehra.. Ömerin gerçekten seni sevdiğini mi düşünüyorsun.. Yıllardır tanıyorum ben onu kandırmışsın işte çok belli..
Zehra: Bence hiç tanıyamamışsın.. Tabi sen bilmediğin için bir insan görüntüsüyle değil, kalbiyle tanınır sevilir.. Neyse seninle konuşarak yeterince nefesimi boşa harcadım.. dedim.
Alev: Daha önce de dediğim gibi Ömer sana sadece acıyor.. Dün gece Ömer eve yalnız geldi dimi.. İkimiz arasında neler olduğunu biliyor musun yoksa öğrenmek ister misin?

Hayatımda birine hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyordum. Bu kadında yalan söylemek resmen alışkanlık olmuştu.. Geçen defa beni kandırmıştı ama bugün değil. Dün Ömer şirketteydi, gecenin 3ünde yanımdaydı ve tekrar şirkete gittiğinde sabaha kadar telefonda konuşmuştuk.. Resmen kocama iftira atıyor ya.. Artık sakin falan olamam.. Sinirden kıpkırımızı olduğuma emindim. Bütün gücümü toplayıp Aleve sağlam bir tokat attım. Bunu hiç beklemedği belliydi. Sinirden ağlamaya başlamıştım.

Zehra: Yeter artık Alev yeter anlıyor musun? Aylardır bana yapmadığını bırakmadın, gidip Hilmi Yılmazla arkamdan defalarca iş çevirdin sustum, emeklerimi çöpe attın sustum, kaç kere senin yüzünden bayılma noktasına geldim yine sustum.. Sonra gidip sahte belgeyle 3 aylık ömrün kaldı dedin hayatımı mahvettin yine sustum ama artık yeter sen benim kendimden bile daha çok güvendiğim kocama iftira atıyorsun ya.. Buna nasıl susabilirim. Ben hayatımda senin gibi aşağılık bir insan görmedim ya yeter anlıyor musun yeter.. dedim. Tek bir nefeste ağzıma gelenleri haykırmıştım. Eli yanağında şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Daha fazla burda duramazdım. Ayaklamın yavaş yavaş ağırlaştığını hissediyordum. Beynim çekiliyormuş gibi bir ağrı vardı başımda ve kalbimin ağrısı cabası.. Titreyen ellerime bakıp derin bir nefes alıp sinirden ağrıyan kalbimi tuttum ve arkamı döndüm.

Ayşe ve Ömer kapıda durmuş bize bakıyordu. Ayşe.. Ayşe öğrenmiş miydi her şeyi.. Gözleri dolu doluydu.. Son gücümle..

Zehra: Ayşe.. diyebildim ve kendimi bıraktım. Yavaş yavaş vücudum üzerindeki hakimiyeti kaybederken, zemine çakılmayı bekliyordum ama belimden tutan bir el buna izin vermedi. Bilincim yarı açıktı. Gözlerimi zorla hafiften araladım, Ömer kucağına almıştı beni..
Ömer: Zehra.. Zehra beni duyuyor musun? Aşkım lütfen cevap ver..
Ayşe: Abi hastaneye götürelim.. dedi. Ben hiç bir yere gitmek istemiyordum ki.. Tek yapabildiğim başımı hayır anlamında sallamak oldu.
Ömer: Önce ilacını verelim Ayşe..
Ayşe: Hemen getiriyorum abi..

...

İlacımı içtiğimde kendime gelmiştim. Ömer alnımdaki teri siliyordu. Gözlerimi tekrar açtığımda Ayşe de başucumdaydı..

Ayşe: Canım iyi misin?
Zehra: iyiyim..
Ömer: Aşkım şimdi hastaneye gidiyoruz.. dedi. Beni kaldırmak için yeltenip.. Elimle dur işareti yaptım.
Zehra: Gerçekten iyiyim ben.. Gerek yok..
Ömer: Ama.. diyip elimden tuttu..
Zehra: Bana inanmıyor musun gerçekten iyiyim.. dedim hafif doğrulup..
Ayşe: O zaman dinleneceksin yataktan çıkmak yok..
Zehra: Tamam.. dedim.

Ömer tuttuğu elimi bırakıp Ayşeye..

Ömer: Canım ben birazdan geleceğim Zehranın yanında durur musun?
Ayşe: Abi.. Ne yapacağını biliyorum ama bütün bunlar benim yüzümden oldu bende geleceğim..
Zehra: Nereye gideceksiniz?
Ömer: Hemen geleceğiz canım sen biraz uyu.. dediğinde kapı tıkladı. Nazan gelmişti..
Nazan: Ömer Bey, Mert Bey geldi..
Ömer: Buraya gelsin..
Nazan: Tamam efendim.. diyip çıktı..
Zehra: Merti mi çağırdın..
Ömer: Aramıştı da senin bayıldığını söyledim.. dedi. Yanağımı okşayıp.. Ayşenin bize şaşkınlıkla baktığı dikkatimden kaçmamıştı..

Kapı tıkladı ve Mert geldi..

Mert: Merhabalar diye gülümseyerek içeri girdi. Ömer yatakta oturduğu yerden kalıp Mertin elini sıkıp "hoş geldin" dedi.. Daha sonra Ayşe de "hoş geldin" dedi..

Mert: Zehra hanım hoş geldin yok mu..
Zehra: Yok çünkü oturmaya gelmediğin çok açık.. dedim elindeki çantayı işaret edip..
Mert: Kızma ama küçük bir kontrol..
Zehra: Gerçekten iyiyim ama ben..
Ömer: Mert sen buküçük mız mızı dinleme bütün kontrolleri yap ben birazdan geleceğim..
Ayşe: Abi ben..
Ömer: Sen de kalıyorsun.. Mert daha sonra Ayşenin de tansiyonuna falan bakar mısın? O da iyi değil..
Mert: Tabiki..
Ömer: En fazla 10 dakikaya gelirim.. diyip çıktı..

Mert, çantasını açarken..

Mert: Biriniz bana neler olduğunu anlatacak mı? Dediğinde Ayşeyle birbirimize baktık...

...

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin