36. Bölüm...BELİRSİZLİK..

1.3K 110 95
                                    


Söyledikleri beni üzmüştü. Kendini buraya ait hissetmiyordu. Ama farkında değildi ki ben kendimi ona ait hissediyordum. Senin gitmene izin vermeyeceğim.. Peki ya bu sözleri hasta olduğu için değil de gerçekten beni sevmediği için söylüyorsa. Bu düşünce bile canımı yakmıştı. Gözlerimin içine bakıp benden bir tepki bekliyordu.  Sustum.

Ömer: Cevap için teşekkürler... iyi geceler.. diyip arkamı döndüm.

...

ZEHRADAN..

Erkenden kalkıp taksiyle şirkete gelmiştim. Ömerin odasına gitmekten başka seçeneğim yoktu çünkü Leyla bile gelmemişti daha... Kaç gün oldu bir oda hazırlaması neden bu kadar uzun sürdü ki anlamıyorum doğrusu.. Beynimi kemiren düşünceler uykumu da almıştı benden. Uyandığında ondan önce geldiğim için sinirlenecekti biliyorum ama ne yapabilirdim.

Bu sabah uyandığımda ilk defa pişman olmuştum bu evliliği yaptığıma çünkü işler gittikçe sarpasarıyordu.  Bir ayda ne kadar değişmiştim böyle artık kendimi tanıyamaz olmuştum. Onun yanında olduğum her saniye yaşamak istiyordum çünkü, geriye kalan ömrümü onun yanıbaşında,o derin kahverengi gözlerinde kaybolarak geçirmek istiyordum.  Ben her gün ona bu kadar bağlanırken... Ona nasıl diyebilirdim benim zayıf ama içinde sadece senin olduğun bir kalbim var ve azraille gireceğim bu savaşta yanımda olur musun... Bu tam bir vicdansızlık olurdu.. Hem desem bile bana sadece acıdığı için üzüldüğü için yanımda olurdu.. Beni sevmiyordu zaten ben hala neler kuruyorsam kafamda.. Bu sadece bir aşk oyunu o kadar...

Artık biliyordum işte onu her gördüğümde gözlerine dalıp gitmemin, bana her dokunduğundaki ellerimin titreyip yüzümün alev alev yanmasının ve kalbimin bir kuşa dönüşüp ona doğru uçmasının sebebini.. ama kalbullenemezdim işte bütün bu hisleri yok sayıp ona sıradan biri gibi davranmalıyım ve yapacağım..

Onu çoktan affetmiştim, beni paramparça ettiğinde bile sadece onunla konuşmak istediğimi bilseydi eğer eminim deli derdi bana. Bu oyunun bitmesine 5 ay vardı. Ben bir ayda böyle olduysam geriye kalan ayları düşünmek bile istemiyordum. Çok geç olmadan aramıza duvarlar örmeliydim..

ÖMERDEN...

Gözlerimi açtığımda Zehra yoktu. Hemen kalkıp banyonun kapısını tıklattım ama ses gelmiyordu. Giyinme odasında da olmadığına göre kahvaltıda olmalıydı. Ben de hazırlanıp salona gittim herkes kahvaltı yapıyordu ama Zehra yoktu. Bu sabah Salim Baba bile kahvaltı masasındaydı.

"Günaydın"
"Günaydın abiciğim Zehra yok mu.." kimse mi görmedi yani... Sabah sabah nereye gitmiş olabilir ki? Hemen telefonu çıkardım cebimden.
"Erken çıkmış canım.."
Alev " Ömer gelsene kahvaltı yap"
"Çıkmam lazım hepinize afiyet olsun"

Arabaya binerken bluetooth kulaklığımı taktım ve sürekli Zehrayı arıyordum. Neden açmıyordu ki.. Ona bir şey olmasından korkuyordum. Yoksa yine hastaneye mi gitti.. Bu düşünceyle Merti aradım hemen açtı.

" efendim Ömer.."
"Mert, Zehraya ulaşamıyorum.. onu gördün mü.."
"Hayır geçen günden beri hiç konuşmadık.. Kavga mı ettiniz yoksa.."
" Hayır, sabah uyandım evde yoktu telefonu da açmıyor.."
"Sakin ol.. kesin şirkette çalışıyordur. " nasıl bu kadar rahat olabiliyor .. bir de arkadaşı olacak..
"Neden bu kadar eminsin.."
" Çünkü onu tanıyorum..kafasını dağıtmak istediyse çalışıyordur.."
"Neyse, tamam." Kulaklığı sökercesine çıkarıp yan koltuğa fırlattım. Benim karımı benden daha iyi nasıl tanır bu adam ya...

...

Odaya girdiğimde gerçekten de dosyaların arasında kaybolmuştu. Geldiğimi bile farketmeyecek kadar ne vardı bu kadar çalışmakta.. elindeki dosyayı kapattım ve ellerimi cebime koydum.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin