2. Bölüm...KENDİNİ BEĞENMİŞ, KABA, EGOİST...

1.9K 130 41
                                    

...Zehra şaşkınlık ve korkuyla arabadan inmiştir çünkü bu kazayı babası öğrenirse dünkü tartışmanın üstüne çok kötü olacaktır. Ömer, kaputtan başını kaldırıp Zehra ile göz göze gelir....

Ömer, gördüğü güzellik karşısında nutku tutulmuştur. Üç saniyelik bir bakışmanın ardından hem kaportasının durumunu hatırlayıp hem de Ayşe'nin beklediği aklına gelip bakışlarını sertleştirmiştir. Zehra ise gözündeki güneş gözlüğünü yan koltuğa fırlatıp sinirle arabadan inmiştir. Karşısındaki takım elbiseli ve kirli sakallı adamı görünce yutkunmuştur. Hiddetle konuşan ilk kişi Ömer olmuştur.

Ömer: kör müsün, koskoca arabayı göremiyor musun..
Zehra: ne tesadüf bende şimdi aynı şeyleri söylecektim..
Ömer: kadınlara ehliyet verilirse böyle olur işte..
Zehra: pardon.. gelip arabama çarpan sizsiniz ve benim ehliyetimi mi sorguluyorsunuz..
Ömer: park etmeye çalıştığım yere gaza basıp vuran sizsiniz..
Zehra: tabi ya.. sizin gibi birinin hatalarını kabul etmeyeceği belli zaten..
Ömer: Hay Allahım ya.. seninle konuşmam bile gereksiz.. ( cebinden çek defterini çıkarır) söyle zararın ne kadar...
Zehra: sizin paranıza ihtiyacım yok geri çekin arabanızı geç kaldım zaten sayenizde..
Ömer: Böyle olmayacak.. sizin gibilerin anladığı dilden konuşmak lazım.. diyip. Arabaya binip arabayı park yerine tamamen sürüp park etmiştir. Zehra olanları sinirle izliyordur. Ömer arabadan inip hemen şoförü aramıştır. Gelmesi için.. Daha sonra arkasına bile bakmadan gitmiştir.
Zehra, bu harekete daha da sinirlenmiştir.

Zehra: kendini beğenmiş, kaba, egoist.. Allahım nasıl bir insan bu ya.. Türkiye'ye gelir gelmez karşılaştığım insanlara bak... inşallah bir daha karşılaşmam gıcığın teki.. diyip ilerde bir arabanın park yerini boşalttığını görüp derin bir nefes almıştır.
Zehra: sırada bunu babamdan saklamak var..

....

Zehra, kendini görüp el sallayan Leyla'yı gördüğünde gülümsemiştir. Biraz daha yürüdüğünde hep bahsettiği erkek arkadaşını görmüştür ama Zehra için sürpriz olmuştur bu.. Masaya geldiğinde Leyla ile sarılmışlardır.

Leyla: Canım ne kadar özlemişim seni anlatamam..
Zehra: Ben de çok çok özledim canımm benim..
Leyla: Canım sana bahsetmiştim ya bu Demir... Demir bu da Zehra..

Demir, Zehraya elini uzatmış ve Zehrada elini sıkmıştır.

Demir: memnun oldum... inan senden de o kadar bahsetti ki şu meşhur Zehrayı merak edip geldim bende diyip gülümser.
Zehra: ben de çok memnun oldum. Açıkçası şaşırdım çünkü dün konuştuğumuzda bahsetmemişti sizinde geleceğinizden..
Leyla: canım ayakta kaldın otursana.. diyince Zehra, Leyla'nın karşısına oturmuş bir taraftanda masada elini tutuyordur.

Leyla: ayrıca aşk olsun, dün bahsedecektim ama telefonu nerdeyse suratıma kapattın seni tanımasam alınacaktım..
Zehra: Canım kusura bakma annemi biliyorsun işte..
Leyla: Neyse canım önemli değil nasılsın.. uzun zaman oldu ülkeye gelmeyeli, değişmiş mi buralar..
Zehra: bir on dakika öncesine kadar çok iyiydim ama kendini beğenmişin biri park yerimi almaya çalıştı arabama çarptı bildiğin.. üstelik özürden falan da bahsetmiyorum hatasını bile kabullenmedi ve çekip gitti.. küstah, kaba.. ne olacak..
Leyla: Canım lütfen önce sakin ol.. ne zaman oldu bu olay sen iyi misin yaralanmadın dimi..
Demir: istersen polise haber verebiliriz.. zararını karşılamalı..
Zehra: iyiyim ama ondan bırak parayı aynı ortamda varlığını bile istemem gerek yok Demir.. ee bırakın beni de siz anlatın nasıl tanıştınız..

...

Ayşe: abii... abi...
Ömer: efendim canım..
Ayşe: ne oldu sana daldın gittin.. biraz sinirlisin de sanki..
Nihat: Hayatım onun sinirli olmadığı gün mü var.. diyince Ömer ters bir bakış fırlatmıştır.
Ayşe: Nihat..
Nihat: tamam tamam sustum..
Ömer: Canım şirkette işlerim vardı neden çağırdın beni buraya..
Ayşe: Abi, biliyorsun iki gün sonra Cevriye halamızın doğum günü ona sürpriz bir parti yapmak istiyorum evde, böyle herkesi çağıracağız ama.. ve sıradan değil maskeli bir parti olacak bu her şeyi düşündğm sadece senin kabul etmen lazım..
Ömer: Canım ne gerek var böyle şeylere akşam bir pasta alırdık üflerdi biterdi.. Kalabalık ve gürültüden hoşlanmıyorum..
Ayşe: yaa lütfen hemen itiraz etme, biliyorsun işte tüm gün evde biraz değişiklik olur hem... lütfen kırma beni..
Ömer: Nihat senin fikrin bu dimi..
Nihat: Ne alakası var, bende senden yarım saat önce duydum..
Ayşe: tamam izin verme.. hep böyle ol olur mu abi.. diyip dudaklarını büker ve başını öne eğer..

Ömer, Ayşenin burnuna dokunup..

Ömer: gerçekten sana itiraz etmenin bir yolu yok.. istediğini yap.. diyip gülümser.
Ayşe: sen abilerin bir tanesisin diyip kalkıp öper..
Ömer: eee nereye gidiyorsunuz..
Ayşe: hazırlıklara başlamam lazım çok heycanlıyım gerçekten..
Nihat: emir büyük yerden.. bende kaçar.. diyip Ömeri orda yalnız bırakırlar.

...

Leyla: öyle işte Zehracığım, o günden beri birlikteyiz..
Zehra: mutluluğunuz daim olur inşallah..
Demir: amin.. peki eniştemiz yok mu..
Zehra: yok gerek de yok.. iyiyim böyle.. diyip gülümser. Demirin telefonu çalar.

Demir: efendim Ayşe... aaa öyle mi.. şaşırdım izin vermesine... tamam söylerim ben Leylaya.. Leylanın bir arkadaşı geldi o da gelse olur mu.. süper.. görüşürüz... diyip telefonu kapatır.

Demir: iki gün sonra hiç bir plan yapmayın.. maskeli doğum günü partisi var..
Leyla: aaa kimin doğum günü..
Demir: Cevriye halanın Ayşe sürpriz yapacakmış.. Zehracığım itiraz kabul etmiyorum sende davetlisin..
Zehra: ama parti faaln sevmem ki ben..
Leyla: en azından benim için gel canım hem sana da değişiklik olur..
Zehra: peki o zaman.. ama şimdi kalkmam lazım benim.. önce arabayı servise verip eve geçmem lazım..
Leyla: tamam canım görüşürüz..
Demir: tekrardan tanıştığıma memnun oldum.. görüşürüz...

...

Ömer, tam kafeden dışarı çıktığı anda telefonunu unuttuğu aklına gelir. Telefonu almak içeri içeri doğru yürür. Zehra da çantasından arabanın anahtarını arıyordur. Ve tekrar çarpışırlar.. Zehranın çantasındaki eşyalar yere saçılır, Ömerinde telefonu düşer.. Birbirlerine baktıklarında ikiside şaşkınlık içindedir. Gözlerini fal taşı gibi açıp elleriyle birbirini işaret ederek aynı ayda " sen" derler.

Zehra: bir kere de önüne baksan ölür müsün ya..
Ömer: kendin yapmadığı şey için başkasını uyaramazsın...
Zehra: dur napıyorsun.. çocuk mezarı gibi ayakların var zaten hareket etme yardım zaten beklemiyorum..
Ömer: seni dinleyeceğimi kim söyledi işim gücüm var benim.. diyip yerdeki telefonu alıp hızlı adımlarla gider.. Zehra sinirden deliye dönmüştür, arabasını mahvettiği yetmiyormuş gibi şimdide kremlerine basıp mahvetmiştir.

Ömer, taksi çağırmak için telefonun tuş kilidini amaya çalışır ama şarjı bitmiştir.

Ömer: daha iki dakika önce baktığımda yüzde 30 du ne ara bitti bunun şarjı..

...

Zehra eve girip odasına gitmek için merdivenlerden bir adım attığında...

Hilmi: Zehra...

Zehra yavaşça arkasını döner..

Zehra: efendim babacığım...
Hilmi: neden telefonun kapalı ve bu saate kadar nerdeydin..
Zehra: şarjım bitmiş sanırım.. anneme demiştim Leyla ile buluşacaktım diye..
Hilmi: araban nerde peki..
Zehra: şeyy.. servise verdim..
Hilmi: kaza mı yaptın yoksa.. o araba ne kadar haberin var mı senin.. Bir arabaya bile sahip çıkamıyorsun, gelme diyorum habersiz geliyorsun..
Zehra: baba kazada bana bişey olup olmadığını merak etmiyor musun, beni özlemediniz mi ben sevmiyorum orayı der dolmuş gözlerle..

Kapının çalmasıyla Zehranın kardeşi koray içeri girer..

Koray: Abla.. sen mi geldin çok özledim ya seni.. diyip koşup sarılır..
Zehra: canım nerdeydin dün görmedim seni..
Koray: hiçç arabayla takıldım bizim çocuklarla..
Zehra: anladım.. ben dinleneceğm biraz..
Hilmi: bekle.. Zehra bundan sonra taksiyle işlerini halledeceksin ve ayrıca yarından itibaren şirkette çalışmaya başlıyorsun..
Zehra: ama baba.. diyip Hilminin gözlerini görünce sessizce odasına gitmiştir.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin