33. Bölüm...ÖZÜR DİLERİM

1.4K 109 62
                                    

BİR İNSANDA HEM CENNETİ HEM DE CEHENNEMİ YAŞIYORSANIZ VE BUNU SEVE SEVE KABULLENİYORSANIZ BU AŞKTIR..

ZEHRADAN...

Hava o kadar güzeldi ki kuşların cıvıltısı eşliğinde yürümek iyi gelmişti.. Ayşe üzerimdeki durgunluğu farketmişti ve ne zaman bunla ilgili sorular sorsa kaçamak cevaplar verip konuyu değiştirdim... Dün gece olanlar zaten kafamdan çıkmayıp dediği her bir kelime beynimin içinde yankılanıyordu. Eve geldik ve anahtarı çıkarırken beynimin bir köşesinde onun yüzünü gördüğümde nasıl davranmam gerektiğini düşünüyordum. Tek istediğim yüzüne bakarken gözyaşlarımın akmasına engel olabilecek kadar güçlü olmamdı.

Tam kapıyı açacaktım ki kapının bir anda açılmasıyla başımı kaldırdım. Hiç ummadığım bir andı onunla böyle göz göze gelmek.. Elimin titremesine engel olmak için anahtarı daha sıkı tuttum. Onu görür görmez vücudumu kaplayan öfke fırtınası, gözlerimdeki özlemi gölgeleyemedi. O da bir farklı bakıyordu zaten ağlamış gibiydi gözleri ya da bana öyle geliyordu, Ömer gibi biri asla ağlamazdı o sadece ağlatmayı bilirdi. Geçen bir kaç saniyenin ardından bana sımsıkı sarıldı. Donup kalmıştım kendimle savaşıyordum, ona duyduğum öfke ve şuan içimi kaplayan huzur duyguları arasında.. Öfkem ağır basmıştı, dün geceki söylediklerini unutamazdım ama Ayşenin arkamda olması işimi daha da zorlaştırıyordu. Bir kaç saniyeliğine kafamdaki savaşı durdurup kokusunu ciğerlerime kadar çektim, sanki içime işlemesini istercesine..

Ayşenin boğazını temizleme ve gülme sesiyle geçen yarım dakikanın ardından geri çekildi. Elindeki buketi bana uzattığında farkettim. Bana o kadar hakaret edip şimdi de çiçek mi almıştı. Tabi ya niye olsun evdekiler kavga ettiğimizi düşünmesin diye yapıyor.

Ömer: Senin için.. dedi gözlerimin içine bakıp.. Napmaya çalıştığını bir anlasam şuan o çiçeği alıp kafasına vurarak " yeter artık kalbimin ayarlarıyla oynama.." diye bağırmak istercesine gözlerine öfkeyle baktım.
Ayşe: Zehra, almayacak mısın abim sana almış.. dediğinde kendime gelip çiçeği aldım.
Zehra: Teşekkürler diyip.. yanından geçtim. Salona yöneldiğimde elimden tuttu..
Ömer: Canım sen yalnız girsen içeri Zehrayla konuşmam gerekiyor da..
Ayşe: Tamam abiciğim.. iyi olur.. Zehra bugün çok durgundu zaten.. görüşürüz.. diyip arkasını döndüğünde hızla elimi çektim ve arkamı dönüp odaya gittim.

Odaya girer girmez elimdeki çiçeği yatağa fırlattım. Peşimden gelmiş her hareketimi izliyordu.

Zehra: Ne var yine hakaret etmek için mi çağırdın belki başka şeyler kurdun onlar için itham mı edeceksin.. yok yok kesin dün diyeceklerin yarıda kaldı ona devam edeceksin.. diye ağzıma ne geldiyse söylüyordum.
Ömer: Lütfen sakin ol.. oturup konuşalım..
Zehra: Ömer Kervancıoğlu.. benim seninle konuşacak tek bir kelimem dahi kalmadı anladın mı.. Tek bir kelime duymak dahi istemiyorum. Ayrıca (işaret parmağımı kaldırarak ) sakın bir daha bana dokunma... dediğimde arkamı dönüp hızla kapıyı açmamla kapının kapanması bir oldu. "Olamaz yine aynı şey.." dedim içimden.. Arkamı döndüğümde nefesini hissecek kadar yakın olacağımı biliyordum. Bu yüzden arkamı dönmeden..
Zehra: Bırak kapıyı..
Ömer: Gitmeyeceğine söz verirsen..
Zehra: Gideceğim çünkü yüzünü görmek istemiyorum..
Ömer: Peki o zaman bu şekilde saatlerce dururum sorun yok benim için.. dedi kulağıma eğilip nefesini kulağıma hissettiğimde tüylerim diken diken oldu. Bu durumda daha fazla kalamazdım bu yüzden pes ettim.
Zehra: Tamam.. gitmeyeceğim.. bırak lütfen.. dedim. Çekildiği düşüncesiyle arkamı döndüm ama ne yazık ki çarpıştık.. Geri çekilip gözlerine baktım.
Ömer: Otursana.. dediğinde Sesimin normal ve sinirli çıkması için dua ederek..
Zehra: Gerek yok.. seni dinliyorum.. dedim. Gözlerini kaçırıp ellerini cebine koydu, ne söylemesi gerektiğini bilmez bir hali vardı..
Ömer: Hatalıydım.. Sana dün gece ve ondan önce söylediğim her şey büyük bir hataydı.. Öyle söylememeliydim.. dediğinde tepki vermeden dinliyordum.
Zehra: Peki hatalı olduğunu nasıl anladın... diye sorduğumda afalladı.
Ömer: Çünkü.. nasıl desem.. çok düşündüm.. seni tanıyorum şimdiye kadar asla yalan söylemedin bana.. sadece sinirliydim ve saçmaladım.. Sana güveniyorum..
Zehra: Bu yani.. Sen canın istiyor hakkımda iyi düşünüyorsun güvenilir biri oluyorum sonra yine canın istiyor kötü düşünüyorsun basit, ucuz, yalan.. dedimde işaret parmağını dudağıma değdirerek susturdu beni... gözlerime bakıp başını hafifçe sağa sola salladığında, şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Onun gözlerine bakarken sinirli olmaya devam etmek gerçekten çok zordu.
Ömer: Asla söyleme o kelimeleri.. ben seni çok üzdüm dimi... diyip elini çekmişti..
Zehra: Hayır.. sen beni üzmedin.. eğer üzülseydim bir şekilde geçerdi ama sen beni paramparça ettin.. dedim. Odadan çıkmak istiyordum bir an önce çünkü o kadar şey söylediği halde özür bile dilememişti.. Arkamı döndüm ve kapıdan çıktım.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin