3. Bölüm.. KÜSTAH AMA TATLI..

1.7K 126 56
                                    

Zehra: anladım.. ben dinleneceğim biraz..
Hilmi: bekle.. Zehra bundan sonra taksiyle işlerini halledeceksin ve ayrıca yarından itibaren şirkette çalışmaya başlıyorsun..
Zehra: ama baba.. diyip Hilminin gözlerini görünce sessizce odasına gitmiştir.

Zehradan..

Akşam olduğunda kendimi yatağa atıp derin bir nefes almıştım. Dışardan geldiğimden beri bavulumu yerleştirmiş ve odamı istediğim düzene sokabilmiştim sonunda. Biliyorum bunu evdeki yardımcılarda yapabilirdi ama çocukluğumdan beri kendi işlerimi kendim yapmayı seviyordum işte. Yorgunluktan gözlerim kapanmaya başladığında, kapının tıklanma sesiyle derin bir nefes aldım.

Zehra: gelsene Gül Abla..
Gül: Zehra hanım yemeğe çağrıyor anneniz..
Zehra: (gözlerimi açmadan) ben biraz uyusam aç değilim.. dediğim anda midemdeki gurultu bütün odayı doldurdu. Gül abla gülümseyerek
Gül: en azından midenin sözünü dinle.. hem babanda bekliyor.. demesiyle birden yerimden fırladım çok şaşırmıştım..
Zehra: Babam bugün çıkmadı mı.. tamam geliyorum.. dedim. Bu kadar şaşırmamın tek bir nedeni vardı babam gece yarılarına kadar şirketten çıkmazdı ki..

Hemen kalkıp yüzümü yıkadım uykumun açılması için daha sonra telefonumu elime aldığımda titreşimde ve bir numaranın aradığını gördüm ama şarjı bitip kapandı, bu numara bana bir yerden tanıdık gelmişti fakat açlık ve yorgunluktan bunu düşünecek halde değildim hemen şarja takıp aşağıya indim.

Ömerden...

Bugünkü girdiğim beşinci toplantıdan da çıktım. Odamın penceresinden baktığımda etraf çoktan kararmıştı ve fena halde açıkmıştım. Pencerenin karşısında kollarımı birbirine kenetlemiş ve başımı cama yaslamış bir şekilde dakikalarca bekledim. Camdaki yansımam dikkatimi çekti gözaltlarım çökmüştü, çok yorgun görünüyordum.. Aklıma birden bugün karşıma çıkan o güzel kız geldi..

Ömer: bir dakika.. ben ona güzel mi demiştim.. sanırım saçmalıyorum.. şimarığın tekiydi..
Demir: kim şimarıktı Ömer...

Demirin sesini duymamla telaşla arkamı dönmem bir olmuştu.. Fena halde yakalanmıştım.. Yutkunarak..

Ömer: hiç.. hiç kimse..
Demir: sen öyle diyorsan.. Bugün arabasına çarptığın kızdan bahsetmiyorsun dimi.. dedi alaycı bir ifadeyle.. sinirlenmiş gibi yapıp üzerine basa basa ..
Ömer: arabasına çarttığım.. öyle mi.. o benim arabama çarptı artık ehliyeti nerden aldıysa.. hem araba kullanmayı bilmiyor hem küstah...
Demir: tamam sakin ol.. hadi seni eve bırakayım ben araban hala serviste..
Ömer: tamam, telefonumu şarjdan alıyım..
Demir: Ömer.. bugünkü Leylanın arkadaşı da aslında senin söylediğine benzer şeyler söyledi.
Ömer: anlamadım...
Demir: ne düşünüyorum ben ya... saçmaladım işte boşver.. hadi telefonunu al da gidelim..

Telefonumu açtığımda duvar kağıdında sabahki küstah ve şimarık kızın resmi vardı. Hemen rehbere girip kontrol ettim, bu benim telefonum değildi.. Aklıma telefonumu masada unutmamdan başlayıp o kızla tekrar çarpışmam ve bana "çocuk mezarı kadar ayağın var" demesine kadar her şey geldi... Sinirle derin bir nefes aldım.

Ömer: Önce arabamı mahvetti şimdi de telefonumu almış..
Demir: anlamadım Ömer sorun ne...
Ömer: sorun işte bu diyip ekranın ışığını açıp gösterdim.. ama Demir gülme krizine girmişti.. O güldükçe ben daha da sinirleniyordum..
Demir: Ömer..(gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp) bu kız hakkında bana anlatmadığın bişeyler olabilir mi..

Hiç bir şey söylememe gerek kalmadı bakışlarımdan hemen susması gerektiğini anlamıştı. Telefondan kendi numaramı aradım ama çaldığı halde açmamıştı. Sinirle ikinci kez aradığımda meşgule vermişti.. O kadar işin aradında uğraştığım şeyler ve bu kız.. Sinirden telefonu fırlatmak üzereyken Demir beni sürükleyerek odadan çıkarmıştı.

...

Zehra, elindeki dosyaları masanın üzerine fırlatarak "o yemeğe hiç inmeyecektim.." diyip büyük bir of çektikten sonra oturup bu işin üstesinden nasıl geleceğini düşünneye başlamıştı zira babası bir hafta sonraki ihale işini Zehraya vermişti ve bu işi almazsa uygulayacağı yaptırımlardan uzunca bahsettikten sonra ona güvendiğini söyleyerek masadan kalkmıştı. Aklına Leylanın yardımcı olabileceği gelmiş ve şarjdaki telefonu alıp hemen açtı.. Ekrandaki telefonun kendi duvar kağıdı görünce "ben bunu ne zaman değiştirdim ki.." diye düşünüp rehbere girdi ama Leylanın numarasını bulmayı bırak tek bir tanıdık numara olmadığını görmesiyle bugünkü ikinci çarpışma tekrar aklına geldi ve yüzünü buruşturdu..

Zehra: inanmıyorum ya.. o kaba adam gidip telefonumu almış arabama yaptıkları yetmemiş gibi..

Hemen kendi numarasını aradı. Telefonu açan sinirli ses,

Ömer: hele şükür.. hemen telefonumu getiriyorsun..
Zehra: pardon, benim telefonumu alan sensin birde ayağına mı geleceğim sen getir belki düşen burnunu bulursun yolda..
Ömer: bana bak küstah kız, yarım saate konum attığım yerde olmazsan telefonunu denize atarım belki şimarıklığın gider..
Zehra: sen.. demesiyle telefonun kapanması bir oldu. Zehra sinirle telefonu yatağa fırlatıp derin bir nefes aldı.

...

Ömer, dalga sesi eşliğinde yaklaşık beş dakikadır arabasına yaslanmış ve kollarını kavuşturmuş bir şekilde beklerken Zehranın telefonunun çaldığını farkeder ekrandaki isme baktığında "Koray" yazısını görür. "Sevgilisi mi acaba" diye düşünürken taksiden inen Zehrayı görüp hemen meşgule verir.

Zehra: daha uzak bir yer seçemedin mi..
Ömer: bu karışıklığın sorumlusu sen olduğuna göre..

Gözleriyle arabayı işaret edip

Zehra: giysi alır gibi araba aldığına göre sorun olmuyordur senin için insanlara çarpmak dimi...
Ömer: seni ilgilendirmez bu, telefonum nerde..
Zehra: burda ama benim telefonu ver önce..
Ömer: al işte burda.. kurcalamadın dimi telefonumu.. diyince Zehra boş bulunup..
Zehra: ne kurcalayacağım be senin boş galerili telefonunu.. diyip ve ne dediğini sonradan dank edip dudaklarını ısırdı. Telefonu alıp arkasını dönüp yürümeye başladı, çünkü çok utandı bir el kolundan tutup onu kendine çekildiğinde şaşkınlıkla gözbebekleri kocaman olmuş kahverengi gözlerde kayboldu. İkiside göz göze geldiklerinden bir süre sonra Ömer,

Ömer: araba kullanmayı bilme, yürürken önüne bakma ve insanların özel eşyalarını karıştır.. sonra da bana burnunu al neymiş çocuk mezarı ayağın diye laf sok vay be.. hem beceriksiz hem küstah hem de şimarık güzel özellikler tam sana yakışmış..

Zehra bu yakınlıktan rahatsız olup kendini geri çekip neden nefes nefese kaldığını daha sonra düşünmeye karar vermiş ve..

Zehra: öyle mi.. hatalarını kabul etmeyen, bencil, kaba, egoist özelliklerini taşıyan birini tanıyorum bende nedense sana çok benziyor..

Ömer, elini açmış sessizce beklerken...

Zehra: ne..
Ömer: telefonumu vermedin.. diyince peşinden gelip kolunu tutmasının tek sebebinin hakaret etmek olmadığını anlamıştır.

Ömer telefonu aldıktan sonra kontrol ederken..

Zehra karşıdan gelen taksiye çoktan binmiştir. Ömer tam gitmek için yeltendiğinde biraz önce Zehranın boynundaki kolyenin yerde olduğunu görmüştür. Umrunda değilmiş gibi arabaya binmiş ama dayanamayıp kolyeyi alıp bir süre inceledikten sonra ceketinin cebine koymuştur.

Ömer: küstah ama tatlı..

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin