42. Bölüm...Gökhan..

1.2K 102 87
                                    

ÖMERDEN...

Zehrayı uyandırmamak için alarm kurmamıştım ama yine de 6'da gözlerim açılmıştı. Zehraya bir not yazıp baş ucuna bıraktım ve telefonunu alıp şirkete geçtim. Saat 7 olduğunda Mert gelmişti..

"Günaydın Ömer.."
"Günaydın Mert..otursana.."
"Bir şeyler düşünebildin mi ne yapacağız.."
"Zehranın telefonu yanımda aradığında açıp söylediği yere gidip parayı vereceğiz ve bir daha rahatsız etmeyecek.." dediğimde ayağa kalkıp volta atmaya başladı ve ellerini sakallarından geçirdi, sinirlenmişti..
"Gerçekten çok zekice bir planmış adam bu korkuyla bir daha hiç aramaz Ömer..parayı verip bırakmak nedir abiciğim.." dediğinde yerimden kalktım ve iki çay söyledim. Gülümsememi gizlemeye çalışıyordum ve hala bana sinirli bir şekilde bakıyordu.. Çaylar geldikten sonra oturdu elini açıp..
"Ciddi değilsin dimi..o adam diyorum senin karını benim de can dostumu tehdit etti ve sen burda oturmuş bana çay söylüyorsun ve adama bir tomar para verip serbest bırakmaktan bahsediyorsun.." dediğinde artık açıklama yapma zamanı geldiğini hissetmiştim çünkü her an polisi arayacak gibi duruyordu.
"Sence bende o göz var mı.. bu zamana kadar yaptıklarının hesabını verecek.." dedim içi para dolu çantayı açıp bir deste parayı elimde sallarken..
"Aklındaki planı açıklayacak mısın artık?.."

...

ZEHRADAN...

Gözümü açtığımda Ömer yatağında yoktu. Kalkıp sabahlığımı giydim ve dışardaki kasvetli ve yağmurlu havaya baktım. Saate bakmak için telefonumu aradım ama yoktu onun yerine küçük bir not duruyordu.

"Telefonun bende, şirkete geçiyorum. Sakın evden dışarı çıkma ben her şeyi halledeceğim.
ÖMER"

Derin bir nefes aldım ve çekmeceyi açıp onun saatlerinden birine baktım. Saat 8'e geliyordu... Büyük ihtimalle Gökhan daha aramamıştı ve beni aradığında Ömerin sesini duyarsa kim bilir neler olurdu.. Onu yalnız bırakamazdım böyle bir durumda. Hemen üstümü giyinip şirkete gitmek için bir taksiye bindim. Yanına şemsiye almayı unutmuştum ama geri dönmedim. Haa bir de bugün uzun zamandır ilk defa uğurlu kolyemi taktım, sırf ona ve Leylaya bir şey olmaması için..

...

KORAYDAN...

Bütün gece gözüme bir gram uyku girmemişti. İçinde bulunduğum suçluluk duygusu ve ikilem kendimi değersiz hissetmeme sebeb oluyordu. Elimdeki çatalı bırakıp babamın gözlerinin içine baktım.

"Bu daha ne kadar sürecek.."
"Ben bitti diyene kadar.."
"Ama ben ablamı seviyorum ona bu kötülüğü yapamam.."
"Sen ablana değil Ömer Kervancıoğluna yapacaksın, o dosyayı bulduğun an ve ablanın sana verdiğine inandırdığın zaman ihale anında bizim olacak ve o adam Zehraya karşı gerçek yüzünü gösterecek.."
"Eniştem böyle küçük bir şey için ablamı bırakmaz baba.."
"Sadece bu olduğunu nerden çıkardın.. hem ablan kendi isteğiyle gelecek yanıma tıpış tıpış böylece benim biricik karımda insan içine çıkabilecek.."
"O deli kız buraya bir gelsin ben ona göstereceğim bizi elaleme rezil etmek neymiş.." dedi annem..

Ben ne yapıyordum ya işimde bu bastıramadığım öfke günden güne büyüyordu aileme karşı ama yapmak zorundaydım işte başka çarem yoktu..

Tam kalkacaktım ki babamı birisi aradı..

"Ne var Alev.."

Alev mi.. Eniştemin kuzeni olan Alev miydi konuştuğu..

"Sen görevini biliyorsun.. Bir şekilde Zehranın ikinizi yanlış anlamsını sağla sabrım yok bu gece.." diyip telefonu kapattı..
Yutkundum ve gözlerimi kapattım..
"Baba bu ne demek oluyor.. düşündüğüm şey değil mi.. Bu kadarı fazla değil mi hani ablam zarar görmeyecekti.. Madem o kadın seninle dosyayı sana niye o getirmiyor.."
"Sana her şeye karışmamanı söyledim, eğer bu işi beceremezsen o sevgilin midir nedir o kızı unut onu bir daha görmeyeceğin kadar uzağa yolarım.."

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin