65. Bölüm

1.6K 177 62
                                    

...Duyduğum sözler karşısında bir çocuk gibi heycanlanıp ağacın arkasına saklanmıştım. Zehra bütün bunları benim için mi demişti. Yüzümde engel olamadığım aptal bir gülümseme vardı. "Orası zaten Ömerle dolu.." Rüya olabilir miydi bütün bunlar..

Zehra hanım demek bana bu kadar aşık olduğu halde benden uzak durmak için her şeyi yapıyordu ha.. Görürsün sen Zehra Kervancıoğlu.. Demek beni de giderken kendinle götürüp beni yarım bırakacaktın ha.. Şimdi uzak dur da göreyim seni.. Tabi yapabiliyorsan...

Zehranın söylediği sözlerden sonra Kenan hiç bir şey demeden gitti. Tayfuna kısa bir mesaj atıp sinirli bir şeklide kollarını birleştirip denize bakan Zehranın yanına yavaş adımlarla gittim. Şuan o kadar mutluydum ki Kenanla sonra ilgilenmeye karar verdim. Zehranın omzuna dokunduğumda sinirle arkasını dönüp..

Zehra: Ben sana defol git demedim mi? Diye bağırdı.

Dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için. Karşısında beni gördüğünde önce şaşırdı daha sonra utandıp gözlerini kaçırdı.

Ömer: Evet, demediğin bir o kalmıştı onu da dedin.. dedim kollarımı birleştirip..
Zehra: Şey.. ben, sana demedim..
Ömer: Kime dedin o halde?
Zehra: Önemli değil.. Neyse geldiğine göre konuşabliriz.. Beni buraya niye çağırdığını biliyorum..
Ömer: Öyle mi.. Neden çağırmışım..
Zehra: Eşyalarımı almam için ve boşanma işlemleri için.. Merak etme senden hiç bir şey talep etmiyorum.. Nerde kağıt hemen imzalayım.. dediğinde derin bir nefes almam gerekti, içime bir anda çöken şeyin ağırlığını kaldırabilmem için..
Ömer: Boşanacağımızı nerden çıkardın...
Zehra: Benden nefret etmiyor musun? Kim nefret ettiği biriyle oyun olarak bile evli kalmak ister ki? dediğinde ona doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım ve kulağına eğilip..
Ömer: Beni kandırıp kaçabileceğini mi zannettin.. Seni asla bırakmayacağım, her dakika gözümün önünde olacaksın bu da senin cezan olacak.. dedim ve saçlarının burnuma dolan kokusuyla gülümseyip geri çekildim.

Bizi böyle bitirerek, sırf beni kendinden uzaklaştırmak için söylediği bu yalanı ödeyecekti. Bu saçmalığın gerçek olduğuna inandığım o bir an, aklımı kaybettiğim o anın cezası bu olmalıydı.. Şu durum için belki de en iyi çözüm yolu da buydu, en azından ben hastalığını bildiğimi söyleme cesaretini bulana kadar.. Gitmesini ancak bu şekilde durdurabilirdim..

Bunu hiç beklemediği o kadar açıktı ki, yüzüme kaşlarını yukarı kaldırmış ve ağzı açık bir şekilde bakarken ne kadar tatlı göründüğünün farkında mıydı acaba? En sonunda kendini toparlayıp..

Zehra: Hayır.. Bu asla olmayacak.. Ben Amerika'ya dönmeye karar verdim..
Ömer: Farkındaysan karıcığım, rica etmedim.. İtiraz etme gibi bir şansın yok.. dedim sinirli görünmeye çalışarak..
Zehra: Ya sen iyi misin? Seni büyük bir zarara uğrattım, en büyük düşmanınla işbirliği yaptım diyorum.. Benden nefret etmen gerekir, beni saniye olsun görmek istememen gerekir... dediğinde kolundan nazikçe tutup gözlerinin içine baktım..
Ömer: Oldukça iyiyim.. Senden o kadar çok ama o kadar çok nefret ediyorum ki her saniye gözümün önünde olmanı ve sana her baktığımda senden ne kadar çok nefret ettiğimi unutmamak için yapıyorum...

Gözlerinin içine baktıkça derinlere çekliyordum sanki... Bir bilseydi aslında şuan onu ne kadar çok sevdiğimi söylediğimi.. Zehrayı artık öylesine tanıyordum ki kalmak isterken aslında ağzında hep gideciğim kelimesi dolandığını, ne zaman endişeleri ve korkuları olsa kabus gördüğünü, başkaları için telaşlanıp kendini unutmasını, gelecekten korkup şimdiyi yaşayamamasını.. onun hakkında her şeyi biliyordum işte, şuana kadar emin olamadığım tek bir şey vardı, beni sevdiği, artık ondan da emindim.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin