93. Bölüm / Dönüm Noktası

304 47 136
                                    

Ricardo Sırlar Odasını açıp basiliski kullanarak Hogwarts dışına çıktığında Narcissa yaşadığı şokun etkisiyle bir süre konuşacak gücü kendinde bulamamıştı.

Ricardo basiliske çatal dilinde emirler verirken de ikisi dev yaratığın üstüne binip savaş alanına doğru gelirken de dili tutulmuş gibi öylece izlemişti olan biteni.

İkisi de devasa yaratığın üzerine oturmuş sert pullarından tutunarak dengede durmaya çalışırken Narcissa biraz da olsa kendine gelip bir kaç kelime edebilmişti.

"Bu... İnanılır gibi değil... Ça-tal-d-dili... B-ba-si-lisk... S-sen... N-nasıl..." derken Ricardo onun şaşkınlığı karşısında hafif bir tebessüm etti.

"Gerçekten uzun hikaye Cissy! O yüzden nasıl olduğunu boşver de ana odaklan" diyerek geçiştirdi. Sonra yine basiliske dönüp çatal dilinde konuşmaya devam etti.

"Gözlerindeki tabaka yüzünden görüşünü kısıtladığım için üzgünüm. Dostlarıma zarar gelme riskini alamazdım" dedi mahcubiyetle.

"Varisin dostlarını korumaktan onur duyarım" diyerek onu yanıtladı basilisk.

Ricardo yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamamıştı. Sırlar Odasını açtığı günden sonra bir kaç defa daha gidip basiliskle konuşmuştu. Bu devasa yaratığın Ricardo'ya karşı sınırsız bir sadakati vardı. Sanki emirlerini yerine getirmek üzere programlanmış bir robot gibiydi.

"Bölgedeki bütün yılanlar savaşa dahil olduğunda ya içlerinden biri dostlarıma da zarar verirse?" diye sordu tekrar.

Basiliskin bütün yılanların efendisi olduğunu öğrendiğinde bu gücü savaşta kullanmanın çok etkili olacağına karar vermişti Ricardo. Ancak bu durum aynı zamanda büyük riskleri de beraberinde getiriyordu. Bir yılan yanlışlıkla öğrencilerden birini zehirlese bunun vicdan yüküyle baş edemezdi. Bu yüzden emin olması gerekiyordu. Her detayı iyice hesaplamalıydı.

"Yılanlar her şeyi hisseder Yüce Efendim! Kimin düşmanca saldırıp kimin savunmaya çalıştığını ayırt edeceklerdir. Ayrıca emrettiğiniz gibi zehirlerini sadece etkisiz hale getirmek için kullanacaklar öldürmek için değil" diye yanıtladı basilisk.

Ricardo bu cevapla biraz da olsa rahatladığını hissetmişti.

"Bu gerçekten de inanılmaz. Sen... Resmen Slytherin'in Varisisin..." diyerek sayıkladı Narcissa. Ricardo'nun çataldilinde konuşurken çıkardığı tıslamalardan hiç bir şey anlamasa da fazlasıyla büyülenmişti.

Genç büyücü tekrar ona dönüp kısa bir bakış attıktan sonra savaş alanına ulaşmadan bir kez daha uyarma ihtiyacı hissetti.

"Sen varis olayını boşver de gerçekten savaşacak mısın Cissy? Günlüğü almamıza yardım ederek çok büyük bir şey yaptın zaten. Daha fazlasını senden istemeye hakkım yok. Çünkü Voldemort ihanetini öğrendiği anda kestiremeyeceğimiz bir şey yapabilir."

Narcissa gözlerini basiliskten çekip Ricardo'ya baktı. Bakışlarında kesinlikle tereddüt yoktu.

"Elbette savaşacağım!" dedi kararlılıkla. "Çok bir şey yapamayacağımın farkındayım. Ama o gün... Helena'nın öldüğü gün yani. Karanlık Lord ruh emiciyi üzerime salıp değersiz bir böcek gibi beni orada ölüme terk ederken kimsesiz olduğumu iliklerime kadar hissettim ben... Lucius bile dönüp gitti. Eğer sen ve arkadaşların gelmeseydiniz acınası bir şekilde ölüp gidecektim. Hem de bir hiç uğruna. Şimdi sizin sayenizde ikinci bir hayat şansı bulmuşken bugün yanınızda yer almazsam kendime olan saygımı kaybederim" dedi net bir şekilde.

Ricardo sıkıntılı bir nefes verdi. "Kendini borçlu hissetmen için yapmadık Cissy! Biliyorsun! Bu yüzden savaşıp hayatını riske atmana gerek yok" dedi.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now