3. Bölüm / Büyüceşurâ

865 109 29
                                    


Alestor Moody'nin getirdiği Gelecek Postasından kendileri hakkında çıkan haberi tüm ayrıntıları ile okudular.

Dört kayıt dışı gencin hikayesi biraz dramatize edilerek anlatılmıştı ama asıl mesele bakanlığa biraz fazla yüklenmiş olmalarıydı.

Koskoca bakanlığın bir değil tam dört büyücüyü gözden nasıl kaçırdığı bunun bir komplo olup olmadığı meselesi uzun uzun tartışılmıştı.

"Tüm bunlar basına nasıl sızmış olabilir ki? Bakanlığın her şeyi gizli tutacağını düşünmüştüm" dedi Ricardo düşünceli bir şekilde.

Alestor Moody kendinden emin gülümsemesini sergilemekten çekinmedi. "Gizli tutacaklardı zaten" dedikten sonra eğilip sadece çocukların duyabileceği bir tonda fısıldadı. "Ama ben bir şeyleri ağzımdan kaçırmış olabilirim."

"Şimdi isteseler de bu olayı örtbas edemeyecekler" dedi güven verircesine.

Hepsi şaşkınlıkla Alestor Moody'e bakarken Luciana ayağa kalkıp Moody'e sarıldı bir anda. Bunu rol amacıyla yapmıyordu. Hayatında ilk kez birisi onlar için önemli bir şey yapıyordu.

Dört arkadaş birbiri için gerekirse canını bile verirdi ama dışarıdan birilerinden pek bir yardım görmemişlerdi şimdiye kadar. Bu yüzden Moody gerçekten şaşırtmıştı onları.

Bir kaç saniye sonra sarıldığı hızla geri ayrıldı Moody'den. "Şey özür dilerim. Bi an heyecandan öyle yaptım. Ama çok teşekkür ederim efendim. Bu yaptığınız şeyin bizim için anlamı çok büyük" dedi samimiyetle.

Alestor Moody gerçekten afallamıştı ama kendini toparlayıp karşısındaki güzel kızın saçlarını karıştırdı. "Şunu iyice öğren ufaklık. Bana bir daha teşekkür edersen kafanı duvara sürterim bilmiş ol. Birazdan mahkemeden galip çıkınca saçma teşekkür modlarına girme diye en baştan uyarıyorum seni" dedi şakayla karışık.

Luciana istemsizce bi kahkaha attı. Alestor Moody'nin birine şefkat gösterme şekli oldukça ilginçti. Söylediklerinde ciddi olmadığını biliyordu bu yüzden rahatça cevap vermekten geri durmadı. "Sanırım kafamın duvara sürülmesini göze alabilirim" dediğinde Moody bile tebessüm etmişti.

..........

Büyüceşura heyeti mahkeme salonuna girerken dört arkadaş neye şaşıracaklarını bilememişlerdi. Mahkeme salonunun büyüklüğü göz kamaştırıyordu ve beş dakika boyunca salonun her bir köşesini uzun uzun incelemişlerdi.

Heyetin gelişiyle birlikte Albus Dumbledore'u karşılarında görmek heyecandan dizlerinin titremesine sebep olmuştu. Güya çaktırmamak için dikkatlice bakmayacaklardı ama hepsinin gözü istemsizce Dumbledore'e kayıyordu.

Heyetin en önunde az önce sihir bakanı olduğunu öğrendikleri Eugenia Jerkins oturuyor ve mahkemeye o başkanlık ediyordu.

Jerkins'in 60 yaşının üstünde olduğu belliydi ve gözlüğünün konumunu ikide bir değiştirerek önündeki kâğıtları okuyordu.

Onun arkasında sıra sıra bir sürü büyücü ve cadı oturmuş hepsi de dört arkadaşı ilgiyle inceliyorlardı. Bu kadar bakışın altında olmak gerçekten sinir bozucuydu. Ama yapabilecekleri başka bir şey yoktu.

Ön sıralardan birileri uzun metinler okuyup sonunda mahkemenin başladığını ilan ettiğinde sihir bakanı Eugenia Jerkins konuşmaya başladı.

"Yetimhane kayıtlarına göre bebekliğinizden beri aynı yetimhanedeymişsiniz doğru mu?"

Ricardo heyecanlı görünmemeye çalışarak cevapladı. "Evet efendim kendimizi bildik bileli aynı yetimhanedeyiz"

"Peki anlamlandıramadığınız olaylar ilk ne zaman başladı?" diye sordu bakan ilgiyle.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now