6. Bölüm / Şölen

910 99 69
                                    

Seçmen şapka töreni sona erdiğinde Dumbledore'un tek bir hareketiyle masalar çeşit çeşit yemeklerle donatılmıştı.

Leonardo Gryffindor masasına geldiğinde Sirius Black'in çağırması ile onların yanına oturdu. 'Bekle beni Gryffindor' diye bağırdığı an Sirius'un kalbini fethetmişti bile. Çünkü Sirius'a göre daha seçilmeden büyük salonun ortasında bağıracak cesaretinin olması bu çocukta gerçek bir Gryffindor kumaşının olduğunun kanıtıydı.

Leo masaya oturduğu an heyecanla etrafını süzmeye başlamıştı. Sağ tarafında açık kahverengi saçları, yeşil gözleri ve yüzündeki soluk yara izleriyle kendisine gülümseyen genç çocuk elini uzattı kibar bir şekilde.

"Binamıza hoşgeldin Janson. Ben Remus Lupin"

Leonardo kendisine uzanan eli samimiyetle sıktı. "Hoşbulmam için şu resmiyeti bir kenara bırakmak lazım Remus. Leonardo'yu tercih ederim hatta kısaca Leo bile diyebilirsin" dedi gülümseyerek.

Remus'un yanında oturan ufak tefek sarışın bir çocuk da elini uzattı "Peter Pettigrew" dedi sakince. Leonardo biraz gerilse de kendini çabuk toparladı. 'Henüz bir şey yapmadı' diye tekrar etti içinden.

Elini sıkarken biraz süzdü çocuğu. Gerçekten masum ve kendi halinde birine benziyordu. Henüz kendi karanlığında boğulmaya başlamamıştı yani. Leonardo onun karanlık tarafa geçmemesi için elinden gelen her şeyi yapacağına söz verdi içten içe.

"Ben de James Potter" diyerek elini uzattı James karşısından. Yuvarlak gözlükler ve dağınık saçlarıyla kitaplardaki tasvirlere aynen uyuyordu. Biraz ukala göründüğünü kimse inkar etmezdi.

"Ben de Sirius Black" diye sol tarafından gelen sese dönünce uzun siyah gür saçlar ve siyah gözlerle gerçekten yakışıklı bir yüze sahip olan Sirius ile karşılaştı. "Işıltım gözlerini kamaştırabilir Leo. Zamanla alışırsın diyeceğim de o iş biraz zor tabi" dedi ukala bir şekilde.

Leonardo onun bu hâline sırıttı. Sirius'tan daha havalı bir şekilde ellerini dağınık saçlarının arasından geçirip gamzelerini göstererek karizmatik bir gülüş attı etrafa. Masadaki bazı kızların iç çektiğinden habersiz konuşmaya başladı.

"Şayet benim ışıltımın yanında seninki görünebilirse alışırım belki" dedi Sirius'un ukalalığını taklit ederek. James, Peter ve Remus öyle büyük bir kahkaha attılar ki çevredeki birkaç kişi onlara dönüp bakmıştı.

Sirius duyduğu cevaba gerçekten çok şaşırmıştı. Çünkü kendisi de olsa tam da böyle bir cevap verirdi. Yeni çocuğun tavırlarını kendisine benzetmişti. Biraz bozulmuş bir şekilde gözlerini kısarak konuşmaya başladı.

"Bana bak aslan parçası bu okul iki tane Sirius'u kaldırmaz bak benden söylemesi" dedi tehditkâr bir şekilde.

Leonardo bir sır verir gibi ona doğru eğilip "Daha iyi ya kaldırmasın. Biz de okulu yıkar geçeriz" dedi gözleri parlayarak.

Sirius kocaman bir kahkaha attı. "Sevdim seni yeni çocuk. Sende Çapulcu ışığı görüyorum" dedi hevesle.

"Çapulcu ne demek?" diyerek bilmezden geldi Leonardo.

"Eğlenmeyi bilen, kural tanımaz, cezalarla kanka, zeki ama çalışmayan -bu kuralın tek istisnası Remus - ipe sapa gelmez, yakışıklı, karizmatik falan demek" diye açıkladı James kısaca.

Leonardo imalı sırıtmasını takınıp "Bakıyorum da beni iki dakikada çözmüşsünüz" dedi tüm özellikleri üstüne alınarak.

Remus onlara bakarak "Bu yıl kesinlikle McGonagall'ın yüreğine inecek" dedi keyifle.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now