11. Bölüm / Karanlık Yükseliyor

874 96 44
                                    

Hogwarts'ta ders yılının başlamasının üzerinden iki hafta geçmişti. Dersler tüm yoğunluğu ile devam ederken ödevler yüzünden öğrencilerin kafasını kaşıyacak vakti bile olmuyordu.

Eylül ayının ortalarına gelmişken sonbahar artık kendini yavaştan hissettiriyordu. Yazın bunaltıcı sıcakları son bulmuş tatlı esintiler başlamıştı.

Hafta sonu büyük salonda bütün binalar keyifle kahvaltı yaparken uçarak salona giren baykuşlar bütün dikkatleri dağıtmıştı. Bir kaç öğrenci ailelerinden gelen mektupları alırken asıl dikkat çekici olan ise Gelecek Postası'nın getirdiği haberlerdi.

Gazeteyi okuyan herkesin yüzü düşüyor salona dalga dalga bir kasvet yayılıyordu.

Gryffindor masasında Çapulcular önlerindeki gazeteye dikkat kesilmiş çıkan haberleri okuyorlardı. Bir muggle kasabasına saldırı olmuştu ve tam 25 kişi ölmüştü.

Olayın failleri hakkında detaylı bir açıklama yoktu ancak Karanlık Lordun taraftarları tarafından düzenlendiğini bilmek için âlim olmaya gerek yoktu.

Sirius önündeki gazeteyi sinirle iterken sessiz bir küfür mırıldandı. Hiç bir suçu olmayan masumların böyle acı çekerek ölmesi katlanılabilir bir şey değildi onun için. Leo bile sessiz kaldı vaziyet karşısında.

Hufflepuff masasında Emilia gözleri dolarak okudu tüm haberleri. Sihir dünyasının toz pembe fragmanı bitmiş de gerçek yüzüyle karşılaşmışlar gibi hissediyordu. Kitaplarda okumak gibi değildi gerçek dünya. İçinde çocukların da olduğu 25 kişinin resimlerine bakmaya tahammül edemedi.

Luciana ise gazeteyi okudukça içinde büyük bir öfkenin kabardığını hissediyordu. Bir köşede çaresizce üzülüp boş boş oturmak istemiyordu. Buraya gelmiş olmalarının bir anlamı olmalıydı. Bir şeyler yapmak lazımdı. İki hafta rüya gibi geçmişti ve bu kadar rüyalar aleminde yaşamak yeterliydi.

Ricardo sinirden kasılmış çenesiyle okudu gazeteyi. Başını kaldırıp çevresindekilere bakındı bir süre. Slytherin masasında bu haberlere pek de üzülen yok gibiydi. Hatta bir kaç kişiyi gülümserken gördüğüne yemin edebilirdi.

Gözlerini kapatıp derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Sinirlenip kavga çıkarmasının kimseye bir faydası yoktu. Slytherin binasının kafa yapısında köklü bir değişiklik yapmayı planlıyordu ve onlara zıt gitmesinin bu planına hiç bir faydası olmazdı.

Masanın sol tarafından yüksek sesli bir kahkaha duyunca bakışlarını oraya çevirdi. Sarı saçları ve yakasındaki öğrenci başkanı rozeti ile Narcissa Black oldukça keyifli bir şekilde gazeteyi okuyordu.

Narcissa Black şuan 7. sınıftaydı ve Slytherin ortak salonunda Voldemort'u desteklediğini açıkça söylemekten çekinmeyecek kadar karanlığa batmıştı. Lucius Malfoy'un nasıl Karanlık Lordun önemli bir yardımcısı olduğunu ballandıra ballandıra anlatmaktan gurur duyuyordu.

Ricardo'nun duyduğuna göre Lucius Malfoy iki yıl önce Hogwarts'tan mezun olmuştu ve Narcissa da bu yıl mezun olduktan sonra evleneceklerdi. Evliliklerine bizzat Voldemort karar vermişti ama aşk evliliğiymiş gibi davranıyordu Narcissa.

Slytherin binası içerisinde Narcissa'yı sevmeyen yoktu. Kendi binasına karşı büyük bir sevgisi vardı çünkü. Her Slytherin öğrencisini koruyup kollar kendi binasına karşı ciddi bir ayrımcılık yapardı.

Ricardo onun kahkahalarını duymamak için ortamı terk etmeyi bile düşündü ama dikkat çekmemek için yerinden kalkmadı.

"Olanlar hakkında sen ne düşünüyorsun Ric?" diye sordu Barty.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now