15. Bölüm / Kavga

687 76 68
                                    

Hogwarts'ta sonbahar esintilerinin sertçe hissedilmeye başladığı bir gündü. Gryffindor ve Ravenclaw binaları iksir dersi için zindanlara doluşurken Çapulcuların yüzündeki muzip bakışlar bir şeylerin peşinde olduklarını kanıtlar nitelikteydi.

Luciana ve Olivia yan yana oturmuş koyu bir sohbetin içerisindeyken Remus Lupin yanlarında belirince meraklı bakışlarla ona baktılar.

"Bu ders Luciana'nın yanında oturabilir miyim Hemsley? Onunla konuşmam gereken önemli bir konu var da" dedi biraz mahçup bir şekilde.

Olivia bakışlarını arkadaşına çevirdi müsaade ediyor mu diye. Luciana'dan sessiz bir onay alınca toparlanarak yerinden kalktı.

"Elbette Lupin. Nasıl istersen" dedi kibar bir şekilde.

Ayağa kalkıp etrafına bakındı boş yer için. Ravenclaw'dan bir kızın yanını boş görünce oraya geçecekti ki sağ tarafından biri kolunu tutup aniden oturmasını sağlayınca refleks olarak küçük bir çığlık atmıştı.

Başını kaldırıp onu oturtan kişiye bakınca Leonardo Janson'ı görüp küçük bir şaşkınlık geçirdi.

"Ne yaptığını sanıyorsun Janson?" dedi hafif sinirli bir şekilde.

Leo her zamanki yaramaz çocuk bakışlarını ona gönderip "Seni boş yer arama zahmetinden kurtarıyorum Olivia" dedi pişkin bir şekilde.

Güzel kızın imayla tek kaşı kalktı onun bu tavrı karşısında. "Ne zamandır birbirimize ilk ismimizle seslenecek kadar samimiyiz Janson?" dediğinde Leo rahatlığından ödün vermemişti.

Olivia Leonardo'dan hoşlanmaya başladığını inkâr edemezdi ancak ilk tanışmalarının üzerinden bir ay geçmişti ve bu ikinci konuşmalarıydı. Resmiyeti elden bırakmak için erkendi çünkü karşısındaki çocuğun tavırlarını biraz tutarsız buluyordu.

"Bu kadar güzel bir ismin varken sana soy adınla seslenmem ismine haksızlık olur Olivia. Hem belli mi olur belki de soy isminin değişmesi yakındır. O yüzden alışmayayım ben en iyisi" dedi çapkın bir sırıtmayla.

Olivia onun ima ettiği şey ile gözlerini kocaman açıp hayretle baktı karşısındaki çocuğa. O sırada yan sırada oturan Luciana resmen sinirden kafasını sıraya vuruyordu.

"İflah olmaz bu çocuk! Evlilik iması yapmadan konuşması gerektiğini yüz defa anlattım belki" dedi fısıltıyla Remus'a doğru.

Remus kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu resmen. İkinci bir James-Lily vakası yaşanıyordu gözünün önünde. Fazla özgüvenin aşkta nasıl her şeyi sıfırladığının yaşayan örneğiydi ikisi de. Karşı taraftan gelen sesle bu defa oraya odaklandı tüm sınıf.

"James Potter!! Buyundan büyük olan egonu da al ve kalk git bu sıradan" diye resmen cırladı Lilly Evans.

James ise hiç üstüne alınmayarak "Hadi ama LilyÇiceğim! Beni sevmeyip de napacaksın ki? Sümsüküs'ü sevecek halin yok ya!" dedi dalga geçerek.

"Severus hakkında doğru konuş Potter!" dedi Lily tehditkâr bir şekilde.

Onun Snape'i koruyor olması James'i daha da sinirlendirmişti. Aniden yerinden kalkıp ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.

"O yağlı kafaya senin etrafında dolaşmak neymiş göstereceğim" dedi James de aynı şekilde onu tehdit ederek. Ela gözlerinden tehlikeli pırıltılar geçiyordu.

"Sakın Potter! Severus'a zarar verecek hiç bir şey yapmayacaksın!" dedi öfkeyle.

Peter işlerin çığrından çıkmaya başladığını sezmiş olacak ki James'i kolundan tutup kendi yanına oturmaya zorladı. Tam o anda Horace Slughorn sınıfa girince Lily de yerine oturmak zorunda kalmıştı.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now