91. Bölüm / Yarım Kalan

306 60 116
                                    

Savaş alanı yavaş yavaş kızışmaya başlamışken herkes elinden geldiğince direnmeye çalışıyordu.

Luciana Voldemort'u kısa süreliğine de olsa oyalarken Emilia hızla Leo ve Olivia'nın yanına gelmişti. Gryffindor kılıcını kullanarak kendi sihirsel özünün sınırlarını fazlasıyla zorladığı için bitkin düşen Leo'nun baş ucunda durdu.

İlk olarak arkadaşına bir kaç şifa iksiri içirdikten hemen sonra asasını kaldırarak bazı şifa büyülerini mırıldandı hızlıca.

"Bir sorun yok değil mi?" dedi Olivia endişeyle. Kocaman çikolata kahvesi gözleri tedirginlikle titriyordu.

"Kendini çok zorladığı için bitkin düşmüş olmalı" diye yanıtladı Emilia çabucak. Bir yandan da göz ucuyla Voldemort ile konuşan Luciana'yı izliyordu.

"Her ihtimale karşı bir süre savaş alanının dışında kalmalısın Leo" dedikten sonra bir kaç şifa büyüsü daha mırıldandı.

"Ne demek savaşın dışında kalmalıyım? Unut bunu! Sizi bu cehennemin içinde bırakıp bir kenarda izleyemem Emy!" diye itiraz etti Leo çabucak. Kızgın görünmeye çalışsa da bitkin olduğu her halinden belli oluyordu.

"Evet yapabilirsin!" diyerek kestirip attı Emilia. Sesindeki otoriter tavır itiraz kabul etmediğini gayet net bir şekilde açıklıyordu.

"Sen zaten yeterince büyük bir şey yaptın Leo! O kılıçla yaptığın şey muazzamdı. Ve tam da kehanette bahsedildiği gibi yüzlerce hayatı kurtardın. Ancak beni de anla, bu kadar bitkin düşmüşken şuan kendini koruman bile zor olabilir. Bu yüzden bırak da gerisini biz halledelim" dedi net bir şekilde.

Leo yine itiraz etmeye hazırlanırken bu defa Olivia araya girdi.

"Emilia haklı Leo! Biraz kendine gelmen lazım. Seni de kaybedemem..." dedi duygu yüklü bir sesle.

Güzel cadı öyle bir endişeyle bakıyordu ki Leo'nun içi gitti bir an.. Aşık olduğu çikolata kahvesi gözlerde birikmiş olan göz yaşları her an yanaklarından süzülmek için fırsat kolluyordu.

"Nasıl kenarda durayım Olivia'm" dedi Leo yalvarır gibi.

Olivia onu çok iyi anlıyordu. Bütün sevdikleri savaşın içindeyken Leo kenarda oturacak biri değildi. Gryffindor ruhuna aykırıydı bir kere. Bu yüzden orta yolu bulmanın en iyisi olacağına karar verdi.

"Tamam, şöyle yapalım o zaman birazcık dinlenip gücünü topladıktan sonra katıl. Hem o zaman daha çok faydan olacak güven bana" diyerek yeni bir teklif sundu.

Leo kararsız bir ifadeyle bakınca Emilia araya girdi. "Bize bırak Leo! Hallederiz merak etme" diyerek güvence verdi.

Tam o esnada çapulcuların patlayıcılarının gürültüsüyle herkesin dikkati oraya dönmüştü. Emilia hızla yerinden kalkıp bakışlarıyla Luciana'yı aradı.

Voldemort'un menzilinden uzaklaştığını görünce hızla onun yanına gitmek için hareketlendi.

"Ben Lucy'nin yanına gitmeliyim. Olivia, Leo sana emanet. Gücünü tam olarak toplamadan bir delilik yapmasına izin verme lütfen" dedikten sonra cevap beklemeden hızla Luciana'nın gittiği yöne doğru koşmaya başladı.

Olivia Leo'nun koluna girip onu gözlerden uzak bir yere çekmeye çalışırken Leo hüzünle baktı aşık olduğu kıza.

"Buraya gelmemeliydin... Yeterince acı çektin zaten..." diye mırıldandığında sesi oldukça kısık çıkıyordu ancak genç cadı onu gayet iyi duymuştu.

Bir ağacın dibine Leo'yu yavaşça oturttuktan sonra hala dolu dolu olan gözleriyle konuşmaya başladı.

"Özür dilerim Leo! Ben... Sana haksızlık ettim. Herkesten uzaklaşmak olabilecek en kötü fikirdi. Ben... Ailemin ölümüyle baş edemedim... Hala düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. Ama... Cep-haber kartında Karanlık Ordunun Hogwarts'a gediğini okuduğum anda endişeden delireceğim sandım. Ya sen de onlar gibi gitseydin..." dediğinde göz yaşları süzülmeye başlamıştı bile.

Kayıt Dışı / ÇapulcularWhere stories live. Discover now