Giriş

1.1K 95 93
                                    


Hikâyeye başladığınız tarih?

............

5 Haziran 2023

Sıcak bir Haziran günü Luciana Clark ve arkadaşları yetimhanenin bahçesindeki çimlerde oturarak güneşin tadını çıkarıyorlardı.

Hayatlarının belki de en uzun ve en soğuk kışını geçirip yaza ulaşmış olmanın tatlı heyecanı vardı hepsinde. Luciana gözlerini kapatmış sıcak havanın da etkisiyle uykuya dalmak üzereyken arkadaşı Emilia'nın sesiyle kendine geldi.

"Yara izi on dokuz yıldır Harry'e hiç bir acı vermemişti. Her şey yolundaydı"  dedi Emilia elindeki kitabın kapağını kapatırken.

Arkadaşının bu kitabı 15. okuyuşuydu ve her seferinde aynı duyguları aynı yoğunlukta nasıl yaşadığına hayret ediyordu Luciana.

Leonardo gülerek Emilia'nın saçlarını karıştırdı ve "Kabullen artık Emy. Kitabı yüz defa da okusan beklediğin Hogwarts mektubu gelmeyecek" dedi. Dalga geçiyor olsa da onun da bu arzudan vazgeçmek istemediği sesinden anlaşılıyordu.

"Mektubun gelmeyeceğini biliyorum Leo. Artık 15 yaşına gireceğiz ve Hogwarts mektubu tam 4 yıl önce gelmiş olmalıydı" dedi umutsuzca.

Sonra o da işi şakaya vurarak "Hufflepuff binası benim gibi çalışkanlık ve adalet timsali bir öğrenciden mahrum kalıyor ya ona yanıyorum ben aslında" dedi.

Leonardo her zamanki şen kahkahasından birini atarken "Asıl Gryffindor binasındakiler beni görmeden kendilerine nasıl cesur ve sadık diyorlar onu anlamıyorum ben de" dedi.

Luciana uzandığı yerden yavaşça doğruldu. Muhabbet ilgisini çekmiş ve uykusu tamamen açılmıştı. Gülümseyerek Emilia ve Leonardo'ya baktı ve "bu konuşmayı bu hafta beşinci kez yapıyoruz farkında mısınız? Hogwarts binaları gerçekte yok bu gerçeği kabullenin artık" dedi. Şikayet ediyor gibi görünse de en sevdiği kitap serisinin içindeymiş gibi konuşmaya o da bayılıyordu aslında.

"Bize diyene bak. Yatağının başında kocaman harflerle 'Sınır tanımayan bir zeka en büyük hediyedir insana' yazan kim acaba" dedi Emilia alayla.

Luciana cümlenin güzelliği ile kendinden geçmiş gibi hülyalı bir edayla konuşmaya başladı " Rowena Ravenclaw ne güzel söylemiş değil mi ama? İfadenin güzelliğine bakar mısınız? 'Sınır tanımayan bir zeka en büyük hediyedir insana' bi insan daha ne ister ki?"

Ricardo muhabbetin başından beri sessizce arkadaşlarını dinlerken Luciana'nın haline takılmadan edemedi.

"Hadi ama Luciana birazcık kurnazlığın olmadığı zekâ tek başına pek bi işe yaramaz. Bilgi güçtür tabi ama o gücü nerede ve nasıl kullanacağını da iyi bilmek gerekiyor bence" dedi kendinden emin bir şekilde.

Leonardo eğlendiği her hâlinden belli olan bir sesle "Tipik bir Slytherin gibi konuşuyorsun Ric" dedi alayla.

"Ve bundan gurur duyuyorum Leo. Slytherin olmak bir ayrıcalıktır bunu bir gün sen de anlayacaksın."
Leonardo onun sözlerinden hiç etkilenmeden " Benim ismimin anlamı bile 'cesur aslan' demekken senin gibi kurnaz yılanı anlamamı bekleme Ric."

Ricardo gülerek başını iki yana salladı. Bu tartışmanın hiç bir yere varmayacağını hepsi biliyordu aslında. Çünkü dördü de kendi hayranı olduğu binanın en iyisi olduğuna yürekten inanıyordu. Yıllardır sayısız tartışmalara girmişler ve hiç biri diğerinin fikrini değiştirememişti.

Luciana arkadaşlarına baktı ve tane tane konuşmaya başladı:

"Aslında ne kadar farklı olsak da bir araya gelince Hogwarts'ı oluşturuyor olmamız ne kadar güzel değil mi? Keşke Hogwarts binaları bizim gibi anlaşabilseydi. Belki de her şey çok farklı olurdu."

Kayıt Dışı / Çapulcularजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें