68. Bölüm / Voldemort'un Öfkesi

518 76 101
                                    

"Geçmişten geldiğinize eminim. Hangi zamandan geldiğinizi ve bunu nasıl yaptığınızı merak ediyorum sadece."

Voldemort'un bu cümlesiyle hepsi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Yaklaşık bir dakika boyunca konuşulan başka bir şeyi duymamışlardı. Çünkü bu cümleyi nasıl yorumlamaları gerektiği ile fazlasıyla meşgullerdi.

Düşüncelerini ilk toparlayan kişi Remus Lupin oldu. "Hikâyeleri ne olursa olsun onlar bizim dostlarımız" diye fısıldadı diğerlerine.

"Unutmayın buraya onları kurtarmak için geldik. Merak ettiğimiz her şeyi güvenle Hogwarts'a döndükten sonra da sorarız" dedi net bir şekilde.

Bir yandan da göz ucuyla Voldemort'un karşısında güçlü durmaya çalışan ancak korktuğu her halinden belli olan Luciana'ya bakıyordu. Ona kurtboğan iksirini yapmayı öğretip en büyük sırrını güvenle taşıyan bu kızı ne pahasına olursa olsun koruyacaktı.

Bazı sırların kimseye söylenemeyeceğini en iyi bilen kişiydi Remus. Bu sebeple Leo'ya bile kırgınlığı yoktu onun. Güvenmemekle alakalı değildi... Sadece... Bazı sırlar söylenmezdi işte...

Buraya çok değer verdiği dostlarını kurtarmak için gelmişti ve başka hiç bir şeyin kafasını karıştırmasına izin vermeyecekti.

"Haklısın Lupin" diyerek onu onayladı Barty. Başını iki yana sallayarak aklındaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştıktan sonra bakışlarını çevirip kehanet odasının merkezindeki dörtlüyü izlemeye başladı.

Leo onlara en yakın duran kişiydi ve gözlerini Emilia'yı tehdit eden Nagini'den ayırmıyordu. İki kolundan da boylu boyunca kanlar süzülüyordu ancak bu durum genç büyücünün pek de umrunda değildi sanki.

Leo'nun az ilerisindeki Emilia ise en çok korkmuş görünenleriydi. Tam karşısında devasa yılan Nagini korktuğunu hissetmiş gibi genç kızın etrafında dolanıp duruyordu. Kulağının dibinde tıslıyor, bazen de ayaklarına dolanıp Emilia'yı daha da korkutuyordu. Böyle anlarda genç cadı çığlık atmamak için dudağını ısırıyordu ve dudaklarının kanamaya başladığından habersizdi.

Geçen yıl Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde Emilia'nın yılanlardan nefret ettiğini söylediği günü hatırladı Barty. Orman yeşili gözlerinde gezinen korkunun Leo'nun yıllar önce yaptığı şakadan kaynaklandığını hatırlayınca yumruğunu istemsizce sıkmaya başlamıştı. Lia'sını bir an önce oradan çekip çıkarması lazımdı.

Ricardo ise onlara en uzak köşede olandı. Asası elinde yoktu. Yine de her an düşünmeden Voldemort'un üzerine atlayacak gibi duruyordu. Barty onun bu bakışını tanıyordu. Söz konusu Luciana ise Ricardo'nun düşünmeden hareket edeceğine emindi.

Bir anda ayağına takılan şeyle yere bakınca Ricardo'nun asasını gördü. Düşünmeden anında asayı eline aldı. Sözsüz büyülere yeni başlamışlardı ancak nesneleri uçurma büyüsü basit bir büyüydü ve bunu yapabileceğini biliyordu.

Kendi asasını sallayarak çevirip hafifçe vurdu. Ricardo'nun asası yavaşça havalanıp süzülmeye başladı. Barty bilerek gözlerden uzak bir şekilde asayı yönlendirip Ricardo'nun eline ulaşmasını sağladı.

Asa eline değdiği anda Ricardo'nun şaşkınlığı görülmeye değerdi. Hemen Voldemort'u kontrol etti bir şey fark etmiş mi diye? Ancak Karanlık Lord Luciana ile konuşmaya fazlasıyla odaklanmıştı.

Sonra hızlıca etrafı taradı ve çok geçmeden Barty ile göz göze geldi. Kısa sürede şaşkınlığı atlattıktan sonra başını olumsuz anlamda iki yana salladı. Kısaca siz karışmayın demekti bu...

Ricardo onların hiç birini tehlikeye atamazdı. Birine bile bir şey olsa ömrü boyunca bunun vicdan azabını çekerdi çünkü.

Voldemort'un kahkahası duyulunca herkesin dikkati Luciana ile konuşan Karanlık Lorda çevrilmişti tekrar.

Kayıt Dışı / ÇapulcularDonde viven las historias. Descúbrelo ahora