11 NUMARA

Bölüm 36: Seçim

Hellö! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir♡

Bölüm geç geldiği için kusura bakmayın, sebebini bölümün sonunda açıkladım.

17&11 Numara için İnstagram üzerinden resmi hesap açtım, uğramayı unutmayın✍🏻

@17numaraofficial

Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın♡

Sınır

1500 yorum-250 oy

Bölüm 36

Seçim

"İşte ilk ölü, aferin Alâ. Hepsi senin sayende."

Dünyanın bütün ışıkları söndü, zihnimde tek bir ışık yandı. Korkularım gerçekleşirken, ölüm beni yanına çağırdı. Kulağıma eğildi, keyifle fısıldadı.

'İlk kayıp, bir sonraki için hazırlık ve bütün kayıplar senin sonun için bir başlangıç.'

☼

Zihnimdeki ışık söndü ve dünyadaki ışıklar cızırdayarak yeniden yandı. Etraf aydınlandı belki ama ben hala karanlığın içindeydim. Karanlık bendim ve etrafımdaki herkesi karanlığa çekiyordum.

Zihnimde dönen karmaşa, kahkahalar, ölüler ve yaşayanlar... Ayırt edemiyordum.

Her şey birbirine girdi Defne.

Her şeyi düzeltmek için geri dön Defne.

"Dila!" diye öfkeyle haykırdı Ali. "Ne yaptın sen?"

Sanki gerçekten öfkelenmişti ve bunu istemiyordu. Bütün bunlar, bütün öfkesi gerçek olmasına rağmen Ali, başarısından hoşlanmamıştı. Korumasının onu korumasından resmen nefret etmişti.

"Onlara zarar vermeden sizi koruyamam!" diye bağırdı Dila ve geriledi. Elindeki silahı öfkeyle yere fırlatırken, "Benden bu kadar." diye haykırmaya devam etti. "Sizin bir korumaya değil, süse ihtiyacınız varmış. Para falan da istemiyorum, iş iptal."

Dila, Koray'a göz ucuyla bakarken gözlerinin dolduğunu gördüm. Sonrasında hızlıca kapıya doğru yürüdü ve evden çıkmak için hazırlandı. Kapıyı açtığı sırada Ege'nin silahının yön değiştirdiğini gördüm.

"Bu evden ya katil olarak çıkarsın ya da ölürsün." Silahın tetiğine baskı uyguladı. "Sırlarımızı yanında götüremezsin Dila." 

Silahı ateşlediğinde mermi Dila'nın kulağını sıyırdı ve kapının pervazına saplandı. Dila olduğu yerde kalakaldı, kımıldayamadı ama titrediğini gördüm. Zangır zangır titrerken nefes alış verişleri hızlandı ve arkasına dönmek için hareketlendi. 

"Bir adım daha atarsan..." diye kelimelerin üstlerine basa basa konuştu Ege ve beni aşağı doğru ittirdi, bir basamak daha indik. "Ben gerçekten sıyırmam."

"Bırak gitsin." dedi Ali, acıyla öne doğru bir adım attı. "Konuşamaz, hayatının mahvolacağını biliyor."

"Gidemez!" diye sertçe yanıtladı Ege. "Artık siz karar vermiyorsunuz." Silahın tetiğine tekrar baskı uyguladığını gördüğümde sık nefeslerimin arasından Koray'a bakmaya çalıştım. Bir şey yapmalıydım, Ege'yi saf dışı bırakmalıydım. "İçeri girmek için sadece beş saniyen var ve sesli saymayacağım."