Bölüm 14:Vicdan

18.8K 1.5K 3.3K
                                    

Hellö! Evet, sonunda yeni bölümü attım. Sizleri yine beklettim farkındayım ama iki hikaye birden yazınca böyle oluyor istemsiz.

Geçen bölüm attığınız yorumlar için çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum. Yorumlar ve oylardan çok memnunum. Umarım hep bu şekilde ilerler❤️

İyi okumalar🌺

***

Başımı ellerimin arasına alarak geriledim. Duvara çarptığımda kayarak yere oturdum. Düşünmeye, gördüklerimin gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştım.

Belki de uyanmamıştım, hala uyuyordum ve bir kabus görüyordum. Vicdanımın harekete geçeceği noktada dans edip duruyordum.

Karnıma yumruk yemiş gibiydim. Nefesim kesildi önce, ardından iki büklüm oldum, acıyla kıvrandım. Yutkunamadım bir süre, hareketlerim zihnimdekilerden ibaretti. Gerçekte öylece duruyordum, kabusun bitmesini bekliyordum.

Derin ve Ömer hiç iyi anlaşamazlardı. Derin okuldan sonra bize geldiğinde ve Ömer'le karşılaştıklarında hep atışırlardı. Derin sürekli 'Üvey abinden hiç haz etmiyorum. Gerçek kardeş olmadığınız çok belli.'derdi. O zamanlar buna gülüp geçerdim çünkü Ömer'i severdim.

Ömer bana hep gerçekten abimmiş gibi davranırdı. Benimle vakit geçirir, mutlu etmek için çabalardı. Genelde üzgün olurdum, Koray'ın aksine mutsuz olacağım müzikler dinlerdim. Hayal kurar, zihnimdeki karanlık düşünceleri tablolara boya olarak fırlatırdım. Ömer tablolarımı çöpe atmak için odadan alır, onları salonun duvarına asardı. Onunla kavga ederken annem ve babası uzaktan bizi seyrederdi. Ömer'in bu hareketi o zamanlar sinir bozuydu ama şimdi bakınca komikti. Sıradan abi-kardeşin atışmaları gibiydi işte. Sıradan bir şeylerdi...

O vahşet dolu güne kadar Ömer'le güzel anılar biriktirmişim. Annemin öldüğünü öğrendiğimde dünyam başıma yıkılmıştı. Başta bunun intihar olduğunu sanmıştım. Herkes bunun intihar olduğunu söylüyorken başka bir şeye inanmak zordu. Beni kandırmışlardı.

Bir süre annemin katiliyle aynı evde yaşadım. Bana bir baba şevkatiyle yaklaşıp saçımı okşadığı anlar aklıma geldikçe vücudum titredi. Sinirlerim gerilmeye başladı.

Ben odamda ailemin fotoğrafına bakıp ağlarken bana hediyeler aldı, üvey olsa bile hep babam olarak kalacağını söyledi. Annem ölene kadar onun güler yüzüne kandım. Annem öldükten sonra da inandım. Ta ki annemin arkadaşının bana attığı mesaja dek.

Annemin pek arkadaşı yoktu, edinmeyi de sevmezdi aslında. İnsanları kaybetmekten korkardı aynı benim gibi. Arkadaş sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Bana ulaşan arkadaşı da en yakınlarından biriydi yani.

Mesaj da annemin asla intihar etmeyeceğinden ve ölmeden önce Ömer'in babası hakkında bir şeyler öğrendiğinden bahsediyordu. Öğrendiği şeylerin çok ağır olduğunu ve bir şeyler yapması gerektiğini söylemişti. Annem arkadaşına bunu söylediği gün ölmüştü. Beni o gün üst üste aramıştı ama arkadaşlarımla dışarıda olduğum için açmamıştım. O an açmak istememiştim. Nedenini hatırlamaya çalışıyordum ama olmuyordu. En çok da bu yakıyordu canımı. Annemle son kez konuşamamak, belki de onu kurtamamak yakıyordu.

Mesaj bana geldiğinde başta ne yapacağımı şaşırdığımı hatırlıyorum. Kadının neden yanıma gelmediğini ve neden bunu sadece bana söylediğini anlayamamıştım ama sonradan anladım. Kadının ailesi vardı, korkmuştu.

O gün Ömer'in babasının odasını alt üst etmiş, herhangi bir bilgi aramıştım ama bulamamıştım. Sonra bir süre telefon konuşmalarını dinlemeye çalışmıştım ama yine bir şey elde edememiştim. Ardından şirkete gittim. Onun yokluğunda şirketteki odasındaki eşyalarını karıştırdım. Kilitli kasasına ulaştığımda şifreyi bulmak benim için çok kolaydı. Oğlunun doğum tarihi. Babası Ömer'e çok değer verirdi.

11 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin