Bölüm 18:Av

18.5K 1.4K 2.5K
                                    

Hellö! Şaşırıyorsunuz değil mi? Yazarın kafasına taş mı düştü de bölümleri erkenden yollamaya başladı. Bu bölüm için biraz heyecanlıyım. Nedenini okuyunca anlarsınız diye ümit ediyorum😈

Güzel yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Sakın oy vermeden geçmeyin🤤

İyi okumalar🌺

***

Dilimi dudaklarımda gezdirirken onun gözlerine uzun uzun baktım. Son cümlesinden sonra aramızda derin bir sessizlik oluştu. Ben onun gözlerinin içindeki katili çözmeye çalışırken o benden herhangi bir tepki bekliyormuş gibi dikkatlice izliyordu.

Şok olmuştum, bu saklayamayacağım bir duyguydu belki ama iyi saklıyordum. Tepki vermeme nedenimde buydu aslında. Olanı hazmetmeye çalışıyordum. Tehlikenin oranını hesaplamayı deniyordum.

Anıl'ın bunu bilmesi beni ne kadar büyük bir tehlikeye sokardı?

En büyük korkum katliamı benim yaptığımı öğrenmeleriydi. Bu yüzden Arden'i bilmesinler, karşılaşma ihtimalleri olmasın istemiştim.

Belki de bu korkularımdan arınmam için bir işaretti. Anıl'ın öğrnenmesi, gizemlerin son bulması için evren tarafından atılan bir adımdı.

Ya da benim tarafımdan atılan aptalca bir adım.

Anıl bunu nasıl öğrenmişti?

Gerçek sadece bana aitken bunu öylece öğrenemezdi. Ya olaya şahit olmuştu, izi takip etmişti ya da dün gece ağzımdan bir şeyler kaçırmıştım.

"Nasıl öğrendin?"Laf kovalamamızın manası yoktu. Hemen öğrenmek istiyordum.

Omuzlarını silkerek arkasına yaslandı."İlaçların öyle bir kafa yapmıştı ki ağzından laf almak çocuk işiydi."

"Sen sarhoştun."diye homurdandığımda yüzünü buruşturdu."Hava almak için dışarı çıktım, kafam yerine geldi. Geri döndüğümde ağzının altındaki baklaları çıkarmak için bekliyordun."

Gözlerimi devirerek ben de arkama yaslandım."Ne biliyorsan söyle."

Parmaklarını çenesine yerleştirerek dudaklarını büzdü."Ne bilmiyorsun diye sorsan daha hızlı cevaplarım."

Öne doğru eğilerek elimi omzuma uzattım. Omzundan çekerek aramızdaki mesafeyi kısalttım."Sırlarım başkaları tarafından öğrenildiğinde iyi şeyler olmuyor."

"İyi herhangi bir şey olmuyor zaten."

Nefesimi sabır çeker gibi dışarı bıraktım. Parmak uçlarımda dolanan karıncalanma hissi yavaş yavaş bütün bedenime yayıldı. Zihnimde birkaç ses duydum, minik fısıldamalar. Tehlike diye bağırıyordu. Önünde koca bir engel diyordu diğer ses. Hepsinin düşüncesi aynı yöndeydi. Anıl'ın ne öğrendiyse hepsi tehlike çanlarını çalmak için sırada bekliyorlardı.

"Ne yapacaksın?"Ona direk söyleyerek bir şey kazanamazdım. Bilmiyor olabilme ihtimalini göz ardı edemezdim. Ağzından laf almam gerekiyordu.

Dudaklarını büzerek parmaklarını belli bir ritimle masaya vurmaya başladı. O masaya vurdukça dişlerimi sıktım. Vurdukça zihnim ritmine ayak uydurdu. Onun hızına eş değer bir biçimde teoriler üretti.

"Arden'i geldiği yere geri sokacağım."

"Neden?" Büyük bir merakla sordum. Neden yapıyordu? Neden bu işe bulaşıyordu?

Omuzlarını silkti. Bu umursamaz tavır ona hiç yakışmıyordu. Benim dinlediğim ve gördüğüm Anıl çok başkaydı. Aralarından en şefkatlisi, merhametlisiydi. O içindeki çocuğu katilken bile öldürmeyendi.

11 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin