Bölüm 34: Zihnimdeki Açık

18.1K 1.2K 2.4K
                                    

Hellö!

Oy vermeyi ve satır aralarını yorumlarınızla süslemeyi unutmayın psikopatlarım🖤

Bölüm 34

Zihnimdeki Açık

Evdeki enerji her zamankinden farklıydı. Kendimi başka bir evrende, bambaşka duygular içerisinde hissediyordum.

Sanki mektup olayı evin yeni enerjisini yıkmış, eskisini geri getirmişti.

Sanki onların ruhlarının arasında sıkışmış kalmıştık.

Etrafım ruhlara kaynıyordu fakat bu kez göremiyordum.

Barış, defterin kapağını araladığında göğsüne uzandığım için kalbinin ritminin ne denli değiştiğini duyabildim. Heyecanlanmıştı, belki de korkmuştu.

Defterin kapağı, açtığı elinin parmakları arasında gerilerek tamamen açıldığında nefesini tutmuştu. İlk sayfada onun hakkında bilgiler yazıyordu ve sayfanın sağ üst köşesine ataçla tutturulmuş bir fotoğrafı vardı. Fotoğraf çok eski olmalıydı, çekmecesinde bulduğum fotoğraftaki haline çok benziyordu. Daha genç, temiz ve güler yüzlüydü. 

"Uu..." dedim, korkusunu bastırmak için biraz neşelendirmeye çalıştım. "Yıllar senden hiçbir şey almamış. Aksine, daha da yakışıklı olmuşsun." Yüzüne baktım ve çenesini parmaklarımın arasına alarak salladım. "Katil olmasan kesin model olurmuşsun. Şu boya posa, yakışıklılığa bak."

Dudaklarında kocaman bir gülümseme belirirken gülerek elimi çektim. Bana doğru uzandı ve saçlarımın arasına bir öpücük bıraktı. "Senin tarafından beğenilsem yeter."

Sırıtarak deftere baktığımda fotoğrafın sol tarafındaki bilgilerini gördüm. 

Barış Atasoy, 11 Ocak 1994.

Yeniden Barış'a döndüm.

"Bu kadarı da tesadüf olamaz. Ayın on birinde mi doğdun?"

Kafasını sallarken, "Evet, niye şaşırdın?" diye sorduğunda omzumu silkerek yeniden deftere döndüm. "On bir ile ilgili acı tesadüflerim var demiştim ya."

Çeneme uzandı ve tutarak yüzümü kendine çevirdi. "Anlatmak ister misin?"

"Eğer öğrenmek istersen sana anlatırım." diyerek yüzünü daha net görebilmek için kafamı hafif geri attım. "Altı yaşımdayken babamla kaza geçirdiğimizde tarih 11 Ağustos'du." İster istemez gözlerimi kaçırdım. "Annem 2016 yılında, kasım ayında öldü. On birinci ay... Ablam da 2011 yılında intihar etti."

"11 Eylül de hastaneden kaçtın." diye eklediğinde kafamı salladım. "O sırada Asır ve Defne'nin hayat hikayesine kafayı takmış durumdaydım. On bir olmasını istemezdim ama o da acı dolu bir tesadüf. Dışarıdan bakınca tesadüf değil kuruntu gibi geliyor değil mi?"

"Dikkatli bakarsak hayatımızda bir sürü tesadüf görebiliriz. Sadece senin kırılma noktalarının tarihleri özenle seçilmiş tesadüfler gibi."

"Senin doğum tarihin ilk güzel tesadüfüm." diyerek gülümsedim ve ona baktım, o da gülümsedi. "O zaman acı tesadüflerini güzelleriyle süsleyebiliriz."

"Mesela?" dediğimde dilini dudaklarında gezdirirken iyice sırıttı. "Düğün, doğum gibi güzel anların tarihleri gibi."

Gözlerim kocaman olurken şok olmuş bir vaziyette ona bakakaldım. Dudaklarım hafif aralık, bir şeyler söylemek ister gibi hazırdı ama konuşamıyordum. Bu kuruntu olabilirdi.

11 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin