Bölüm 29: Hak etti

17.6K 1.3K 2.8K
                                    

Selam, yine buluştukღ

Başlamadan önce kısa bir şeyden bahsedeceğim. Bölümlerin uzun aralıklarla geldiğini düşünüyorsunuz, yorumlarınızı görüyorum. Bölümler bir aksilik olmazsa max iki haftada bir geliyor fakat şunu belirtmeliyim ki bir bölümü iki bölüm uzunluğunda yazıyorum. Eğer ayda bir paylaşsaydım muhtemelen bunun iki katı olurdu. Haftada bir bölüm gelmesini istiyorsanız daha kısa bir bölümü kabul etmişsiniz sayarım. Ona göre fikrinizi belirtebilirsiniz, teşekkürler

Sınır

275 oy-2500 yorum

Bölüm 29

Hak etti

Bıçağı kaldırdığımda keskin metalinden süzülen kanlar elime bulaşmıştı. Arden'in şimdi ölü olan bedenine vurduğum bıçak darbeleri, farkında olmadığım bir şekilde üstümü ve bıçağın dokunmadığı yerlerimi bile kan içinde bırakmıştı. Kan, siyahın üzerinde kırmızıdan çok kahverengiyi andırıyordu. Sanki kahve dökülmüş gibiydi, yaptığım vahşetin üstünü örten bir çeşit düşünceydi. Tabii, vücuduma sıçrayan kanlar, onlar kırmızının en koyu tonuydu. Kanlara baktıkça, derin bir nefes çekiyordum içime. Onları gördükçe, bir derin nefes...

Arden, ölmeyi hak etmişti. Akıl hastası olması ve yaşadığı felaketlerin onu bu raddeye getirmesi benim suçum değildi. O ölmeseydi, ben ölecektim. Anıl ölecekti, Koray ölecekti, Barış ölecekti...

Ben, istemeden bir felakete sebep olmuştum. Yıllardır yanımda olan kadının kanı artık benim de elimdeydi. Aleyna'yı öldüren Arden olsa bile kanı benim de elimdeydi. Hastaneden kaçarken onu bu işe dahil etmeseydim şu an yaşıyor olacaktı. Onu hastanede tek başına bırakmasaydım Arden onu öldüremeyecekti. 

Aleyna, hapsolduğum yalnızlığı beş yıl boyunca hafifleten tek insandı. Benimle konuşur, dertlerimi anlar ve yardımcı olmaya çalışırdı. Beş yılda, çok yakın iki arkadaş olmuştuk. Onu ölen ablamın yerine koymuştum, ablamı onun ruhunda hissetmiştim. Beni böyle hızlı kabullenen ve yaralarımı sarmaya çalışan ilk insan oydu. Barış gibi istisnaydı.

Barış...

Zihnimde son söylediği cümle yankılandı.

'Katliamı sen mi yaptın?'

Katliamı ben yaptım Barış. İnsanları katlettim, kendime göre masumiyetlerini test ettim ve kötü olduklarına karar verdiklerimi acımasızca öldürdüm. Kendime yeni doğrular yaratma peşindeydim, yaşanılanların bir telafisi ve cezası olması gerektiğine inanıyordum. Masum ve kendini koruyamayan bir insanın canını yakan hemşirenin cezasını kesmem gerekiyordu. Daha fazla masum birine zarar vermesini, hayatını mahvetmesini istemiyordum. Kötülerdi, çok kötülerdi. Düşünceleri, hareketleri ve ellerindeki güç çok korkunçtu. Güçleriyle savunmasız insanların canını yakıyor ve bundan haz alıyorlardı. Benim canımı yakanlar, hayatımı mahvedenler gibi dedim. Onlarında hayatlarının mahvolması konusunda o an çok net ve istekliydim.

Yine olsa yine yapar mıydım?

Yapardım Barış, yapardım.

Geride bıraktığım masum insanların acı çekeceklerini bile bile oradan kaçıp gidemezdim. Önce temizlemeliydim, onlara güvenli bir ortam bırakmalıydım. Şahit olduğum iğrençliklerin bir daha yaşanmaması için yapmak zorundaydım.

Bunun bir telafisi, geri dönüşü yoktu. İnsanlara idam hükmü vermek belki benim alabileceğim bir karar olmayabilirdi ama bu karar kime aitti ya da kime ait olmalıydı? Adalet... Ben adalete inanmıyorum. Gördüklerim, adalete olan inancımı yitirmeme neden olmuştu.

11 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin