✔️ KISSADAN HİSSE

By Okyanus_Gibi

37.2K 4.3K 2.3K

Kıssalar, hayatımıza ibret olabilecek hikayeler..... Küçük bir not : her bölümde kıssa olmayabilir. #Neredeys... More

MUKADDİME / مُقَدِّمَه
ALLAH sizi Cennetine Dâvet Ediyor
OSMAN OĞLU DEĞİL MİSİN SEN?
NE İNSANLAR (KADINLAR) VARMIŞ!!!
EDEP VE HAYA
BİR BEDEVİ
اَسْتَغْفِرُالله
SAKIN LÂNET OKUMA
YEDİ KELİME
Uğursuz, Nûrsuz ve Talihsiz bir gün
Üç Kişi
DEDİKODUYLA İLE İLGİLİ YAŞANMIŞ İBRETLİK OLAY
En Büyük Hırsızlık: "HUY HIRSIZLIĞI"
Sabrın Sonu Selamet
HZ.FÂTIMA(رَضِىَ اللهُ عَنْها) Annemizin Çeyizi
Mümin ile Müslüman arasındaki fark nedir?
HZ.İBRÂHİM(عليه السلام)İle Kuşlarn Hikâyesi
Günümüz Çağın En Büyük Sorunu Resim Paylaşmak..
☁Yeryüzüne İnen Zemzem: Nisan Yağmuru💧
ÖLÜM NEDİR HOCAM
Ekmekçi Teyze! Çok Tatlı Çok İbretli Bir Kıssa
ÇAMLICA CAMİİNİN ŞİFRELERİ
Bu kirli çağda
EMOJİ NEDİR? 👇
EYVالله
💚🌹BERAD GECESİ
Sanal Ortamda Dolanan Bir Resim Var
Kardeş Olmak İçin Kan Bağı Gerekmez!
HEPİMİZ AĞLADIK!!!
Yaradanın Emirleriyle Alay Etmek
Unutulan İSLÂM Beldesi
İblisi Üzen Yedi Güzel Haslet
Namazı Kıl Ve Duâyı Bırakma
Salatu Selam, Salat, Zikir Demektir
Muhteşem Bir Yazı 💖
ORUÇ TUTMAK
Hurma Ağacı🌴
Hazreti Rabia Adeviye (قَدَّسَ اللهُ سِرَّها)
Şeytanın Yerleri Neresi Biliyor musunuz?
Ahir Zaman Dini Muhafaza Etmek
ALLAH İçin Yapmak
Ekmek Veren Eli Kıran Baba
Verdiğin Acılar İçin Sana Şükürler Olsun الله 'ım
BU GİDİŞ NEREYE
NAMAZ - Bahaneler & Cevapları
Şikayet Yerine Hadi Şükredelim 😊
Amel'de Gevşeklik
Anne Hakkını Anlatan Alkame'nin Kıssa'sı
Kelime-i Şahâdet Getirmenin Fazileti
Papazın İmtihan Etmesi
Kendini Zinadan Kurtaran Genç
Bel'am Bauranın Kıssası
İffetin Cinsiyeti Yoktur
Nasıl Yaşarsan Öyle Ölürsün
Annelerin Değerini Bikmek 🌼
ALLAH RASÛLÜ ﷺ Ve Yetim Çocuk
Taşlar Elmasmış💎
Ben Nûşirevan'dan Daha Âdilim
Farkıda mıyız? Subiminal Mesajlarda Uyanık Olalım
TAKMA DİŞLER 😆
Kendi İhtiyacın İçin Mi Alıyorsun?
Dolmuştaki Kızın İbretlik Sonu
Sevmek! Lâkin Uzaktan Sevmek 😢
Bi 50 Liranız Var Mı Acaba?😌
RUHUMUZA FATİHA! 😔😖
BÜYÜK الله'IN BÜYÜK SÖZÜ ☝
Her kadın sapıktır mıdır?
YARATILIŞ GAYESİ NEDİR?
SABIR صَبِرْ
Adli Tıp Uzmanının İbretlik Rüyası
Güzel söz
Gereksiz Görsellerden Dolayı Unutkanlık Başlar
😭ben ağlamayayım da kim ağlasın? 😢😭
BENİ YIKAYAN O ZÂT'TI 💖
⚠👉ÖLÜM VE ÖTESİNİ DÜŞÜNMEK
Size Tohum Versem Eker misiniz?
Herkes Kendini Evinin 🏠 Çobanı Bilecek!
MUHTEŞEM BİR YAZI
Yarın'LGBT'nin sonuna'AŞK, AŞKTIR'Denilerek
Cennete Girebilecek Mi?
UYANMANIN VAKTİ Gelmedi Mi?
👀Sağlam Kafa Çürük Vücutta Bulunur
😢Çaresiz Bir Anne 😢
Sen Hacer-İbrâhim Olursan, Çocuklarında İsmail Olur
Abdestin Çıktığı Yer
Herkes Bir Kurban Kessin!
Kim Bilir,Yapacağımız Bir DUÂ
Boşanmaktan Vazgeçiren Sûre البقرة
Senden İyi Olmasın! MI?
⚠SÜT TOZU⚠
MESCİD-İ NEBEVÎ Hakkında Ne Kadarını Biliyoruz?
HELÂL LOKMA
🌹Takvâ ve Vera Sahibi🌹
HİCRİ YILBAŞI
HİCAB Haremlik Selâmlık
Geleceğin Çocuklarını Nasıl Yetiştiriyoruz?
Cennetin Kapısında Ne Yazıyor Biliyor musunuz?
HACCIN HİKMETİ
MUHARREM VE AŞURE
Kim Bir Bardak❄Soğuk Su💦İçerse Beni Hatırlasın
GELİN DERTLEŞELİM
AHİR ZAMAN HASTALIĞI
NE SÖYLEDİ, NE ANLADI!
Eskiden Ne Güzeldi Herşey
Ya Size İftira Atılmış Olsaydı?
🍃İNCİR / تين HİKÂYESİ
ÖLDÜĞÜN GÜN
Hayır Hanımefendi !
Bir Tebbesüm bir tatlı söz
BÜYÜK OYUN FARKINDA MIYIZ?
🔗İĞNELİ FIÇI NEDİR?
Baykuş ve Hazreti Süleyman (عليه السلام)
Elmalılı Tersîrini Kim Yaptırdı?
➿DNA Testi Olmadığı Yıllar
NAMAZSIZ MÜSLÜMANLIK
Maharet Gösteriş Değil,Aklını Kullanmaktır
+Aşk nedir? -Aşk ateştir🔥ateş
ÇARŞAF-I ŞERİF Hakkında
🐕Kabirdeki Köpek
KUR'ÂN-I KERÎM ile konuşan kadın
RESÛLULLAH'IN(ﷺ)İSİMLERİ
Çok güzel Duâ
Tesettürden uzaklaşan
Ölümün 3 ay önceden başladığını biliyor muydunuz?
Uslûbun güzelliğine bakar mısınız..
Epifiz ve Ruh Molekülü (DMT)
Sabır Çanağı Taşınca
NİYET
İçki Şişesi
YANLIŞ OLAN SELAM VERME
YILBAŞI HAZIRLIKLARI
✏📚Ahir Zaman Notları📚✏
🌹PEYGAMBER ﷺ SEVGİSİ💚😢
Dünyadaki en dayanalsız ev Örümcek evi
💢İşlediği cinayeti açığa çıkardı
Gençlere tavsiyeler
İş için imtihana giden gencin hikayesi
HAYR MI, ŞER Mİ?
👉ÇARŞAF-I ŞERİF(giymeyi hiç düşündünüz mü?) ?👈
🚫Yılbaşı(Noel) Kutlamanın Tehlikesi🛇
Yılbaşı Çavuşu
ÇAĞI AŞANLARDAN OLMAK
BİR KISSA BİN HİSSE
Kabirde konuşan genç (Hayatü's-Sahabe)
ŞÜKRETME SEBEBİ
CÖMERT KÖLE
🌹DELÂİLÜ'L-HAYRÂT
Ölülerin Rahminden Doğmak
REFİK-İ A'LA'YA
😔KUR'ÂN-I KERÎM ile olan münasebetimiz 😔
Jelâtin Tehlikesinin ne kadar farkındayız?
Zinakarlar günü 📅
Duâ eden mi daha kazançlıdır, Duâ alan mı?
😲NEREYE GİDİYORUZ !!!😱
GÜVENME MEVKİİNE !!!
😔Canımızdan can gidiyor ve bizim bundan haberimiz yok
Bir Lira
Kariyer Hayatı mı? 😲
ÜÇ AYLAR
YEŞİL SARIKLI MELEKLER 💚
VAKİ OLANDA HAYR VARDIR
Şifa SÜNNET-İ SENİYEDİR ☝
ANZAKLI ÖMER'İN Hikâyesi Yıl:1915 Yer:Çanakkale
Çanakkale Şehitlerinin destansı hikâyeleri
ABDESTİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ OLUMLU ETKİLERİ
"DARISI BAŞIN(m)A" ŞİRKİ​
Şeytan çok İbadetlere el uzatır, Lâkin SALAVAT-I ŞERİFEYE el uzatmaz.
Yeryüzünün ilk Savaşı (melekler ve cinler)
Virüs İle Bakteri arasındaki Fark
BİZIMLE KAL DEME VAKTİDİR.
Bir virüs tüm insanlığı dize getirdi
Korkmadan Müslümanca Yaşamak
KİMİN DUASI KABUL OLUR ...!!!
Dua İstemek - Zikir Ehli
Hanım Kardeşlerimize Özel
🏠📚Evde Teravih
Mânevî Yardım
Canfadâ Hatun'un KADİR GECESİ
İtikaf
öneri
👳İmam mı hırsız, KUR'ÂN mı öksüz? 📚
Hazret-i Süleyman ⚔️ ve karınca🐜
İlim Talebesinin değeri
Tesettür, bahane ve cevapları
ÂMİN İNŞÂEالله" Demeyin!
Çanakkale Ruhu
Off değil, Aff
Kırlangıç Hikayesi
Ayıpları Örtmek
Hizmet eden misiniz, edilen mi?
Kadınlar Çok Kazançlıdır
⚰️ Öldükten Sonraki Sesler
Alay Etmenin Cezası
Hayat Kurtaran Sadaka
Ağaç Yaşken Eğilir 📚 Nasıl Yetiştirirsen Öyle Büyür!
😔😢😭NE HALT İŞLEMİŞİM BÖYLE ...!!!😭
Hangi günler Oruç tutulmaz?
VERDİĞİN SÖZDE DUR!
😲Son mu😱

⏳Zamanın Değerini Bilmek⌛

684 12 7
By Okyanus_Gibi

أَجْمَعِينَ وَصَحْبِهِ وَآلِهِ مُحَمَّدٍ سَيِّدِناَ عَلىَ وَالسَّلاَمُ وَالصَّلاَةُ الْعَالَمِينَ رَبِّ لِلهِ اَلْحَمْدُ

Allah Teâlâ, ayet-i kerimede asra yani zamana yemin ederek şöyle buyurmuştur:

"Asra (zamana) yemin olsun ki bütün insanlar hüsran ve ziyandadır; ancak iman edip sâlih amel işleyenler, birbirine hakkı ve (hak yolunda) sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

İmam Şâfiî (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) bu sûre hakkında demiştir ki:

"Eğer insanlara bu sûreden başkası indirilmeseydi, (taşıdığı mâna ve mesajla) bu sûre onlara yeterdi

Bu sûrenin, Kur'an'ın bütün ilimlerini (özetle) içerdiği belirtilmiştir. Çünkü Kur'an'ın bütün ilimlerini bu sûrede özetlenen şu dört alanda toplamak mümkündür:
İman,
sâlih amel,
iyiliği emir,
kötülükten nehiy. 

Büyükler, vakit nakittir, derler. Yani vakit kâinatta en değerli sermayedir. Vakit insana nakit kazandırır; fakat dünya dolusu nakit verilse, geçen bir saniye geri getirilemez.

Bir insanın bütün ömrü inkâr üzere geçse, son saatinde iman ve tövbe etse ve o hal üzere ölse, bu kimse ebedî cenneti ve saadeti bulur. İman üzere geçen bu bir saat, ömrün en kıymetli anıdır. Dünyada hiçbir mal, insana bu bir saat içindeki saadeti kazandıramaz. Demek ki insanın bir saati bütün dünyadan kıymetlidir.

Cüneyd-i Bağdâdî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) der ki:

"Vakit sermayeni iyi kullan. O bir kere ele geçer; kaçırdın mı bir daha ebediyen ele geçiremezsin. Kâinatta vakitten daha kıymetli bir servet yoktur."

Dünyada her an bir defa yaşanır, bir daha ele geçmez. Onun için Allah dostları her ânı son fırsat olarak görmüşler ve her nefesi son nefes gibi değerlendirmişlerdir.

Gerçekte insan hayatı iki nefes arasındaki süredir. Alınan bir nefes geri verilmese hayat biter. Tersi de böyledir. Bu nefesler sayılıdır ve son sayı insana gizlidir. Kimse şu kadar nefesim kaldı, şu kadar süre daha yaşayacağım diyemez.

Bu yüzden sufiler kendilerini ‘ibnu’l-vakt’, yani ‘zamanın çocuğu’ olarak tarif etmişlerdir.

Bazılarının iddia ettiği gibi bu öğretinin manası, sufinin her zaman ve mekâna kendini uydurması demek değildir. Bilakis burada kastedilen, her anı tam bir teyakkuz hali içerisinde yaşamak, her zaman ‘huzur’da olmaktır. Bir başka ifadeyle, ‘hazır’ olmak ile ‘huzur’ bulmak arasındaki yakın ilişki, ancak her anın hakkını verdiğimiz zaman tahakkuk edebilir. 

Menkıbe

İmam-ı Şafii (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) hazretleri, bir ara Mekke’den kalkıp Medine’ye İmam-ı Malik(رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) hazretlerini ziyarete gider. Sıhhatli hadisleri Muvatta’ında toplayan büyük müçtehidi yerinde ziyaret etmek ister. Medine’ye gelip de kapısında görüşmek için izin isteyince gelen cevap düşündürücü olur:

Bir müşkülünüz varsa sorun, cevabı verilsin. Yoksa imamın görüşme günü değil, boş vakti yoktur!

Mekke valisinden bir mektup getirdiğini söylemesi üzerine dışarıya çıkıp bir iskemle üzerine oturan İmam-ı Malik (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) hazretleri, genç misafirin uzattığı mektubu okurken: Bu mektubu size getiren Muhammed bin İdris eş Şafii genç âlimlerimizdendir… Cümlesine gelince, hemen ayağa kalkan İmam Hazretleri:

-Sübhanellah, der, Resulüllah(صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)’ın Bayrağını dalgalandıran zat da mı bizimle görüşmek için araya vasıta koyacak? Hemen kalkıp imam Şafi’yi kucaklar ve genç imamı alıp odasına bundan sonra götürür, İmam-ı Şafii’ye ancak bundan sonra vakit ayırır.

Genç imam, büyük müçtehidin vaktini böylesine dikkatli ve titiz şekilde kullanmasına hiç şaşırmaz. Çünkü kendisi de Mekke’den Medine’ye doğru yola çıktığında arkadaşlarından hemen geriye kalarak Kur’an-ı Kerim’in hatmine başlar, Medine’ye gelinceye kadar da yol boyunca tam 16 tane hatim okumaya muvaffak olur, yolda geçen vaktini bile boşa harcamaktan böylesine bir dikkatle kaçınır, hem yol yürür hem de hatim okuyarak nakitten de kıymetli vaktini değerlendirmiş olur. Ancak İmam-ı Malik (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) , odasına alıp vakit ayırdığı genç misafirine hemen teklifini yapar:

-Hazırladığım şu hadis kitabı Muvatta’ı bir okuyayım da dinle, böylece vaktimizi de değerlendirmiş olalım!

Genç imamın cevabı ise ondan geride değildir:

-Efendim der, siz zahmet buyurmayın, ben okuyayım da siz dinleyin. Ben değerli kitabınız Muvatta’ı Mekke’de iken ezberleyip de gelmiştim huzurunuza!

Ve İmam-ı Şafii (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) , müellifinin huzurunda kitabını ezbere okur, böylece o da vaktini tam değerlendirerek ezberlediklerini kitabın sahibine kontrol ettirmiş olur.

Evet, onlar nakitten de kıymetli buldukları vakitlerini işte böyle değerlendirmiş, değil bir iki saat, belki bir iki dakikayı bile boşa geçirmekten titremişler, sonunda da ilim irfan yolunda erişilmez yüceliklere böyle ulaşmışlardır.

Hasan-ı Basrî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه ), sahâbe-i kirâmın (رَضِىَ اللهُ  عَنْهم) halini şöyle anlatır:
"Ben öyle insanlara ulaştım ki sizin elinizdeki altın ve gümüşü koruduğunuzdan daha fazla vakitlerini koruyor ve boşa harcamaktan sakınıyorlardı.  Sizden biriniz nasıl iyi bir kazanç getirmeyen yerlere altın ve gümüşünü harcamıyorsa, onlar da zamanlarını öyle titizlikte koruyor, bir tek nefesi dahi zayi etmiyorlar, vakitlerini Allah'a itaatin dışında asla kullanmıyorlardı."

İnsan ömrü üç zaman dilimine ayrılır. Biri geçen süredir; buna mazi denir. Bu süre, iyiliği ve kötülüğü ile geride kalmıştır. Diğeri elde olmayan süredir; buna gelecek denir. İnsanın ona ulaşıp ulaşmayacağı belli değildir. Bir diğeri de insanın içinde yaşadığı andır; işte eldeki zaman odur. Ona fırsat denir. Yapılması gereken ne varsa onda yapılmalıdır. Çünkü o da geçmek üzeredir. Hayırlı işlerde, şimdi dursun sonra yaparım demek şeytandandır.

Menkıbe

İmam Şa’rânî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) demiştir ki: İmam Şâfiî (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) , ilminin ve hâlinin yüceliğine rağmen hakka âşık sufilerle otururdu. Kendisine:

Şunların meclis ve sohbetinden ne istifade ettin? diye sorulunca, İmam şu cevabı verdi:

Onların en fazla şu sözlerinden istifade ettim:

Vakit bir kılıçtır. Sen onu kesmezsen, o seni keser. Yani, sen vakitten istifade etmezsen, o senin ömründen bir parça kesip atar. Sen nefsini hayırlarla meşgul etmezsen, o seni kötülüklerle meşgul eder.  

Bir müminin hayat hedefi şu âyette özetlenmiştir:

"Resûlüm de ki: Benim namazım ve ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.

Bütün vakitlerde övülme, sevilme ve zikredilme hakkı Cenâb-ı Hakk'a aittir. Bu hak hiçbir an ortadan kalkmaz; çünkü kulun her ânı ayrı bir hayattır ve bu hayatın kaynağı yüce Allah'tır. Kul dünyada da âhirette de O'na muhtaçtır.

Yüce Yaratıcımız gece ve gündüzden oluşan bütün zamanları iki şey için yarattığını belirtmiştir: Biri zikir, diğeri şükür. 

Gece nafile ibadet ve zikir yapamayan kimse, gündüz yapmalıdır; gündüz imkân bulamayanda geceyi değerlendirmelidir. Her ikisinde de zikirsiz ve fikirsiz kalan kimse, ölü sayılır; oturup haline ağlamalıdır.

Resûlullah Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) insanların çoğunun iki büyük nimette aldandığını haber vermiştir. Bunlar sıhhat ve boş vakittir.
(Buhârî, Rikâk, 1)

Kıyamet günü, herkese hesabı ve şükrü sorulacak dört nimet vardır. Bunlardan ikisi zamanla ilgilidir. Yüce Allah herkese özellikle gençliğini nerede harcadığını ve sonraki kalan ömrünü nerede tükettiğini soracaktır. Hesabı sorulacak diğer iki nimet ise mal ve ilimdir. 

Meymûn b. Mihrân'dan (رَضِىَ اللهُ  عَنْه) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) öğüt verdiği birine şu tavsiyede bulunmuştur:

"Beş şey gelmeden önce şu beş şeyin kıymetini bil:

1. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin.

2. Hastalık gelmeden önce sağlığının.

3. Meşguliyetten önce boş zamanlarının.

4. Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin.

5. Ölüm gelmeden önce hayatının." 
[Ebu Nuaym, Hakim]

Resûlullah (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) bu beş maddede pek çok ilmi; bilinmesi gerekeni bir araya toplamıştır. Çünkü insan ihtiyarlığında yapamayacağı pek çok vazifeyi gençliğinde çok rahat bir şekilde yapabilmektedir. Allah Teâlâ'ya isyan ve günah içerisinde harcanan bir gençlik yaşlandıktan sonra asla geri döndürülemez ve ondan istifade etmek mümkün olmaz. O halde insanın, yaşlılığında kendisine kolaylık olması için gençliğinde çokça hayırlı ve salih amellerde bulunması gerekir.

Hazreti Peygamber (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) buyurmuştur ki:
Bir genç ilim ve ibadet içinde yetişir, olgunlaşırsa, Allah Teâlâ kıyamet günü ona yetmiş iki sıddıkın sevabı kadar sevap verir.”  [Taberani]

Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) başka bir hadis-i şerifte ise:
Gençlik yıllarında Allah’a kulluk yapanın, ihtiyarlık zamanlarında kulluk yapmaya başlayana üstünlüğü, peygamberlerin insanlara olan üstünlüğü gibidir (o derece faziletlidir)” 
(Ali el-Mûttaki, Kenzü’l-Ummâl, ra. 43056.)

Allah Teâlâ bir hadis-i kutside:
Kaza ve hükmüme inanan, Kitabın (Kur’an’ın) hüküm ve tavsiyelerine boyun eğen, verdiğim rızıkla kanaat eden, şehvani arzularını benim rızam için terk eden genç bir mümin, katımda bir kısım meleklerimin derecesindedir
(Deylemî) buyurarak gençlikte yapılan kulluğun ehemmiyetini biz insanlara bildirmiştir. 

Menkıbe

Ebu'l Celd dedi ki:

"İsa (عليه السلام) yaşlılara şöyle dedi:

'Ey ihtiyarlar topluluğu! Biliyorsunuz ki ekin sararıp kuruyunca hasadı yaklaşmış demektir.'

Onlar da; 'Evet! Öyle olur!' dediler.

İsa (عليه السلام); 'Öyleyse siz de hazır olun! Sizin de hasadınız yaklaştı' dedi.

Sonra gençlerin yanından geçti. Onlara şöyle dedi : 'Ey gençler topluluğu ekin sahibi, belki de ekinini yaş olarak kesecek, bunu biliyor musunuz?'

Onlar da; 'Hayır... Bilemeyiz' dediler.

İsa (عليه السلام); ‘O halde hazır olun. Çünkü ne zaman hasad edileceğinizi bilemezsiniz' dedi."

Resûlullah Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)'in :
"Hastalık gelmeden önce sağlığının..." sözüne gelince:

Sağlıklı insan hem malında hem de nefsinde söz sahibidir. O halde insanın sağlığına önem vermesi ve bunun için de hem malıyla hem de bedeniyle salih amellerde bulunması gerekir. Çünkü insan hasta olduğu zaman artık zayıf düşer ve ibadetlerden de geri kalır. Hastalığa yenik düşüp öldüğünde ise malının ancak üçte biri kendisi adına tasadduk edilebilir. Ayrıca kişi sağlıklı zamanında yaptığı bolca ibadet ve hizmetler hasta olduğu zamanlarda da aynısının kendisine yazılmasını sağlayacaktır.

Bu hususta Peygamber Efendimiz (صَلَّى َلَّي اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) şöyle buyurur: “Kul hastalanır veya yolculuğa çıkarsa sıhhatli ve mukim (yolcu değil) iken yaptığı ibadeti Cenab-ı Hak aynen kendisi için yazar.” 
(Beyhakî)

Resûlullah Efendimiz'in (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ), "Meşguliyetten önce boş zamanlarının (kıymetini bil)" sözüne gelince: Yani geceler insanın boş olduğu zamanlardır. Gündüzler ise çalışma ile meşgul olunan saatlerdir. O halde insan geceleri boş geçirmemeli ve namaz gibi ibadetlerle değerlendirmelidir. Gündüz çalıştığı zamanlarda ise mümkünse oruç tutmalıdır. Özellikle kış ayları, gündüzlerin kısalığı ve sıcaklığın olmaması gibi sebeplerle oruç tutmaya daha da müsaittir.

Peygamber Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) bu hususta şöyle buyurmuşlardır: "Kış mevsimi mümin için bir ganimettir: Geceleri uzundur, kalkıp namaz kılabilir. Gündüzleri kısadır, oruçla değerlendirebilir.
( Ahmed B. Hanbel, El-Müsned, 3/75; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 8/325; Beyhakî, Şuabû'l-Îmân, 4/297; Kudâî, Müsnedü'ş-Şihâb, 1/115; İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu'l-Beyân, 3/270. )

Diğer bir rivayette ise şöyle buyurmuştur: "Geceler uzundur; onu uykuyla kısaltma. Gündüzler aydınlıktır; onu da günahlarınla karartma.

Gavs-i sânî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) hazretleri ise şöyle buyurmuştur: ‘’Yaz işçilerin, kış ise sofilerin hasat zamanıdır.’’
(Bk. Aclûnî, Keşfû'l-Hafâ, Nr. 1533.)

Resûlullah Efendimiz(صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)'in, "Fakirlik gelmeden önce zenginliğin (kıymetini bil)" sözüne gelince:
Yani Allah Teâlâ'nın sana vermiş olduğu rızka rıza gösterip kanaat et. Başkalarının elindekine göz dikme, tamahkâr olma. Elinde bolca imkân varken infakta bulun.

Resûlullah Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)'in, "Ölüm gelmeden önce hayatının (kıymetini bil)" sözüne gelince:
(Denilebilir ki) insan, hayatta olduğu müddetçe amel işlemeye devam edebilir. Ancak ne zaman ki ölürse artık amel edemez. O halde mümin kul şu fani dünyanın günlerini zayi etmemeli, ömründen geriye kalan günleri ganimet bilip değerlendirmelidir.

Ubeydullah b. Şumeyt (رَضِىَ اللهُ  عَنْه), babasından şöyle rivayet ediyor:

"İnsanlar üç çeşittir.
Birincisi;
genç yaşında hayırlı bir iş bulup, sonra dünyadan âhirete intikal edene kadar bu hayırlı işi devam ettiren insandır. İşte bu insan الله Teâlâ'ya yakın olandır,

ikincisi;
ömrünü günah işlemekle ve gafletle geçirip, sonra hepsinden tövbe ederek vazgeçen insandır. Bu da Sâhibu Yemîn'dir (amel defterini sağ tarafından alan).

Üçüncüsü;
gençliğinde şer işler icat edip, sonra dünyadan çıkana kadar bunları işleyen insandır. Bu ise, Sâhibu Şimal'dir. (amel defterini solundan alanlar)" 
(Ebu Nuaym el-İsfehani- Hilyetü’l-Evliya, İbnü’l-Cevzi-Sıfatu’s-Safve)

Şeyh Şadi Sirazi (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) hazretleri şöyle buyurmuştur: ‘’Senin ömrün Nuh (عليه السلام) kadar olsa geçen fırsatı ganimet bil. Nimetleri heba etme. Ömrünün kıymeti vaktindir. Vaktinin kıymeti gönlündür. Gönlünü ihya et de kıymetin artsın. Gönlü mamur olanın ömrü tükenmez. Gönlü viran olan on bin sene yaşaya ne yarar.‘’

Menkıbe

Cesaretli, iri yarı, kuvvetli ve kudretli olan Hûd (عليه السلام)’ın kavmi, yüksek yerlerde oyun oynamak, gelip geçenlerle alay etmek maksadıyla büyük binalar kurmuşlar. İlk oyun oynama yerini kuranlar Hazreti Lût (عليه السلام)’ın kavmidir. İkincisi Hûd (عليه السلام)’ın kavmidir. Oyun oynamak Allah Teâlâ’dan gafil olan nefsine, şehvetine gıda temin etmektir.

Şimdi nefsi eğlendirmek için günümüzde icat edilen oyunların değerlendirmesini yapalım. Hûd (عليه السلام) bu işlerle uğraşan kavmini ‘ömürlerini boşa geçirmekle’ itham ediyor.

Unutmayalım ki, Hûd (عليه السلام) devrinde insanların ömürleri ortalama 700-800 yıl arasında hatta 1000 seneye kadar ulaşıyor. Hûd (عليه السلام) 1000 senelik ömürde, oyun oynamakla geçen zamandan dolayı kavmini ‘vakti boşa geçirmekle’ suçluyor.

Ya bizim gibi 50-60 senelik kısa bir ömür sahiplerinin ömrünü heba etmesine ne denilir? Allah’a yemin ederim, diğer kavimlerin velilerinin büyükleri dediler ki;
‘’Ümmet-i Muhammed (ﷺ)’den olsaydık, bizim ömürlerimiz 50-60 sene gibi kısa bir ömür olsaydı, biz secdede ömrümüzü geçirirdik.’’ 
(Tasavvufi Sohbetler, Mehmet Ildırar)

Hikmet ehli bir zat şunları söylemiştir: "Çocukken çocuklarla beraber oyunlar oynarsın. Gençliğinde ise arzu ve heveslerinin peşine takılarak gaflete dalarsın. İhtiyarladığında ise güçten kuvvetten düşersin. Peki, ne zaman Allah Teâlâ için ibadet edeceksin?"

Yani, öldükten sonra Allah'a ibadet edemeyeceğin ortada! Sen ancak hayatta olduğun müddetçe Allah için çalışmaya, ibadet etmeye güç yetirebilir, ölüm meleğinin gelişi için hazırlanabilirsin. Ölüm meleği için hazırlıklı ol. Onu hiçbir zaman aklından çıkarma. Zira o, seni hep hatırında tutmaktadır.
(Ebu'l-Leys Semerkandi, Tenbihül Gafilin, 2.Cilt, Sf.51.)

Hazreti Ali (رَضِىَ اللهُ  عَنْه), şerefli hanımı Hazreti Fâtıma'ya (رَضِىَ اللهُ  عَنْها) demiştir ki:
"Fâtıma! Yemek yaptığın vakit sulu ve hafif yemekler yap ki fazla çiğneme derdi olmasın. Çünkü sulu yemek tez yenir, kuru yemeği çok çiğnemek gerekir. İkisi arasında elli defa tesbih ve zikir farkı vardır. Yemek başında çok bekleyip hayırlı işlerden geri kalmayalım." 
(İbn Acîbe, İkâzü'l-Himem, Nr. 447.)

سبحان الله العظيم

Ahmed el-Haznevî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) zamanın değerlendirilmesi hakkında şöyle demiştir:
"Zaman bir ganimettir. Kişi sıhhatini ve boş vaktini kendisi için ganimet bilmelidir. Öyle ise ömrünü faydasız şeylere harcaması doğru değildir. O yüzden, ömrün tamamının Allah'ın [celle celâluhû] razı olduğu şeylere sarfedilmesi,
💚beş vakit namazın cemaatle eda edilmesi,
💚teheccüd namazının ihmal edilmemesi,
💚seher vakitlerinde istiğfarın kaçırılmaması,
💚tavşan uykusu gibi uyuyarak, ibadetlerden geri kalınmaması,
💚hazır dünya nimetlerinin lezzetleriyle aldanılmaması gerekir.
💚Ölüm ve ahiret hayatı göz önüne getirilmelidir.
💚🌟Hatta vakitlerin devamlı olarak ilâhî zikirle geçirilmesi vaciptir.” 
(Mektûbât-ı Şah-ı Hazne (Trc. Selahattin Kınacı), S. 13.)

Dünyadaki hiçbir nimet kalıcı değildir, bir gün elden çıkar gider. İhtiyarlık gençliğin, hastalık sıhhatin, fakirlik zenginliğin, meşguliyet boş vaktin ve nihayet ölüm hayatın sonudur.

Bu nimetlerden bazıları her ne kadar geçici olarak geri alınıp tekrar verilseler de, bazıları bir daha verilmemek üzere geri alınırlar. O bakımdan Sevgili Peygamberimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) bu beş nimetin eldeyken ganimet bilinmesini istemektedir bizden. 
(Beş Büyük Nimet, Kürşad Salih Yaman, Semerkand Dergisi, Mayıs 2011)

Menkıbe

Yüz yaşındaki bir ihtiyar Hazreti Muaviye (رَضِىَ اللهُ  عَنْه)’ın yanına gelir. Hazreti Muaviye (رَضِىَ اللهُ  عَنْه) ihtiyara dünyayı nasıl bulduğunu sorar. İhtiyar şu cevabı verir:

‘’Bolluk yılları sıkıntı yıllarını, günler günleri, geceler geceleri kovaladı. Doğanlar doğdu, ölenler öldü. Doğanlar olmasa insan soyu tükenir, ölenler olmasa dünya insanlara dar gelir.’’

Bu sözler üzerine Muaviye (رَضِىَ اللهُ  عَنْه) ihtiyara dedi ki: ‘’Ne dileğin varsa söyle!’’

‘’Geçen ömrü geri getirebilir yahut yaklaşan eceli savabilir misin?’’

Buna benim gücüm yetmez! 

O halde benim sana ihtiyacım yok! 
(İmam Gazalî, Mükâşefetü’l-Kulûb)

Bu anlamda Müslüman için vakti israf etmek, ekmek ve suyu israf etmekten daha büyük öneme sahiptir. Çünkü ekmek ve suyu bulmak mümkündür. Ancak geçip giden zamanı yeniden yakalamak asla mümkün değildir.

İmam-ı Gazâlî (رَحْمَةُ اللهِ عَلَيْه) şöyle buyurmuştur:

Ey nefis! Bil ki gün ve gece yirmi dört saatten ibarettir. Peygamberimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) buyuruyor ki:

"Bir gün yirmi dört saattir. Yarın kıyamette her gün için kulun önüne yirmi dört hazine konur. Birini açınca, o saatte yaptığı iyilikler nedeniyle nurla dolu olduğunu görür. Kalbine öyle bir sevinç ve rahatlık gelir ki, eğer bu neşe ve sevinç cehennemdekilere bölünse cehennemde olduklarını anlamazlar. Bu sevinç, nurun Allah katında kabule vesile olduğunu bildiği içindir.

Diğer bir hazine açılır. Simsiyah ve karanlık olup, çok pis kokular çıkar. Herkes burnunu tıkar. Bu da günah işlediği saattir. Kalbine o kadar korku, utanma ve sıkıntı gelir ki cennettekilere bölününce, cennet kendilerine sıkıcı gelir.

Diğer bir hazine açılır. Onda ne nur vardır ne de karanlık. Bu boşa geçirilen saattir. Bunu gören, bir hazinesi olup da boşuna onu harcayan kimseden daha çok pişmanlık duyar. Bütün ömrü böylece kendisine saat saat gösterilecektir."

Şu da bir hakikat ki, günümüzde boş vakti değerlendirmek adına öne sürülen meşgalelerin pek çoğu aslında vakti öldürmeye yönelik uğraşlardır. Bugün özellikle televizyon ve internetin insanların vaktini çaldığı apaçık ortadadır.

Televizyon dizilerinin, internet üzerindeki sosyal paylaşım sitelerinin, başka pek çok zararının yanı sıra büyük zaman israfına sebep olduğu, ibadet ve taatten alıkoyduğu, hatta kimilerinin vakit namazlarını dahi kazaya bırakmalarına sebep olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. 
[Beş Büyük Nimet, Kürşad Salih Yaman, Semerkand Dergisi, Mayıs 2011]


Menkıbe

Abdurrahman Tâhî (قَدَّسَ اللهُ سِرَّه) şöyle der:

Hak yolcusu olan bir kimse şöyle düşünmelidir: Üç günlük ömrüm var. Biri geçmiş, diğeri de henüz gelmedi. Öyleyse gerçekte şimdi yaşadığım bir günlük ömrüm var. Onun için vakte kıymet vermeli, o anı çok iyi değerlendirmelidir. Çünkü kişi gelecekten, yaşamadıklarından hesaba çekilecek değil.

Bu kapıya gelmiş, az da olsa yol almış kişi ise ömrüm üç saattir diye düşünmelidir. Biri yaşadığı saat, diğeri yaşayacağı saat, ötekisi ise yaşamakta olduğu saattir. Büyüklerin manevi terbiyesinde yetişmiş olgun bir mürid ise hem böyle düşünmeli hem de yaşadığı her anı çok iyi değerlendirmelidir. 
[Altın Silsile, S.388. ]

Fakih Ebü'l-Leys Semerkandî (رَحْمَةُ الله ِ عَلَيْه) ise şöyle der: 

‘’İnsan, hayatının ve yaşadığı her saatin kıymetini çok iyi değerlendirmeli ve "Acaba bir saat sonra durumum nasıl olacak?" diyerek ölülerin nasıl pişmanlık içinde olduklarını tefekkür etmelidir. Çünkü onlar, iki rekât namaz kılacak yahut bir kereliğine de olsa kendilerine "lâ ilâhe illallah  ﻻ إله إلا الله" diyecek kadar bir zaman tanınmasını temenni ederler. Şimdi sen bu zamana ve imkâna sahipsin. O halde, senin için çok geç olmadan, pişmanlık ve hasret günleri gelmeden evvel, Allah Teâlâ için çalış, ibadet et, gayretli ol.’’ 
[Ebu'l-Leys Semerkandi, Tenbihül Gafilin, 2.Cilt, Sf.246. ]

Ayrıca bilinmelidir ki Müslüman’ın sözlüğünde “boş vakit” diye bir kavram yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de; “O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul” [İnşirah, 7]  diye emretmiştir.

Bu da gösteriyor ki bir Müslüman’ın bütün işlerden kendisini soyutlaması, tamamen âtıl bırakması beklenemez. Müslüman vaktini iyi değerlendiren insandır. Üretirken dinlenir, dinlenirken üretir. 

Vaktimizi, sermayemizi hayra dönüştürme çabası İslami hayatın başlıca gayesidir. Müslüman’ın yegâne görevidir.

Ayrıca Müslüman’ın kendine ait değerleri vardır. O başkalarına benzemeye ihtiyaç duymayacak kadar zengin bir kültür mirasına sahiptir. Kendi yılbaşısı, kendi bayramı vardır.

Allah Teâlâ, sadatın himmet ve bereketiyle bizleri zamanı imha edenlerden değil, bilakis en güzel şekliyle ihya edenlerden eylesin. Bizleri, sevdiklerimizi, neslimizi, Ümmet-i Muhammed (ﷺ)’i her halde ve işlerde gayr-i Müslimlere ve kâfirlere benzemekten muhafaza buyursun. Efendimiz (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)’e, Sadat-ı kirama, Salihlere benzemeyi nasip etsin.
اَللَّهُمَّ آمِينْ اَجْمَعِينَ

ALINTI

Continue Reading

You'll Also Like

113K 9.6K 16
Loki, yüzündeki memnuniyet dolu gülümsemeyle karşısında oturuyordu. Hilekâr ve Tanrıların yüz karası olarak bilinen adam elini çenesine yaslamıştı ve...
1K 210 21
"bana postayı koyan sen misin? Bu sana bir uyarı olsun." dedi Kuzey. Batuhan bacağındaki ağrıyla yere çökmüştü. "hiçbir şey yapamayacaksın." dedi an...
13.6K 1K 23
"Canavarların gözlerinde şefkat olmazdı, fakat bu canavarın bana bakarkenki gözleri şefkat dolu iki yürekle kaplıydı."
57K 4.4K 5
TAMAMLANDI! Yıl 2040. Türkiye Cumhurbaşkanı artık bir kadın! Ve bu Cumhurbaşkanı kendiyle birlikte çok farklı değişiklikler getirmişti. 1- Kadınlara...