Herobrine'ın Kızı Herabrienna...

Da HEROBRINE-IN-KIZI

33.1K 3K 2.9K

Herobrine'ın kızı olduğumu öğrendiğimde, hayatımın tüm sıradanlığını yitireceğinden haberim yoktu... Ama bil... Altro

(BİRİNCİ KISIM) BÖLÜM BİR ~ Herobrine'ın Doğuşu
BÖLÜM İKİ ~ Beyaz Gözler
BÖLÜM ÜÇ ~ Artık Ezilmek Yok!
BÖLÜM DÖRT ~ Küçük Bir Umut
BÖLÜM BEŞ ~ Aileye Duyulan Özlem
BÖLÜM ALTI ~ Yeni Ev
BÖLÜM YEDİ ~ Herabrienna'nın Hikayesi
BÖLÜM SEKİZ ~ Jennifer'ın Süprizi
BÖLÜM DOKUZ ~ Creeper
BÖLÜM ON ~ Creeper'ın Gizemi
BÖLÜM ON BİR - Bardağı Taşıran Son Damla
BÖLÜM ON İKİ ~ İlk İntikam
(BÖLÜM DÜZENLENECEK) Yarım Kalan İntikamlar
#Herobrine
# Herabrienna hâla kayıp mı?
#Steve'den haber
# KIRMIZI gözler?
#o kişi...#
#zindan
#yakalanmak
(İKİNCİ KISIM) #baba & kız buluşması
#işte buldum seni küçük yaramaz
#savaş zamanı#
#Hera eve döndü#
#Hunter'ın sözleri#
#Warrior ve Hunter'ın hikayesi#
# herabrienna'nın dönmesini istemek#
# 'Hero' ismi #
#ağaca saplanan ok#
#yıllar önceki o savaş#
#eski ağaç ev#
#salıncak
#küçükte olsa bir umut...#
#Ateş prensesi#
#cevaplar#
#Steve'in planı#
BÖLÜM OTUZ YEDİ ~ Rüya ve Null
BÖLÜM OTUZ SEKİZ ~ Kaçırılma
BÖLÜM OTUZ DOKUZ ~ Steve'in Planının Devamı
BÖLÜM KIRK ~ Başa Bela Almak
#savaş başlıyor#
BÖLÜM KIRK İKİ ~ Yolculuğun Bitimi
BÖLÜM KIRK ÜÇ ~ Babaya Duydulan Güven
~#savaş başlarken#
BÖLÜM KIRK BEŞ ~ Burası Owerworld Değil
BÖLÜM KIRK ALTI ~ Nether
BÖLÜM KIRK YEDİ ~ Eski Rengine Dönen Gözler#
BÖLÜM KIRK SEKİZ ~ İlk Ghast
BÖLÜM KIRK DOKUZ ~ Yeni Bir Hunter
BÖLÜM ELLİ ~ Lütfen...
BÖLÜM ELLİ BİR ~ Linda Artık Herşeyi Biliyor
BÖLÜM ELLİ İKİ ~ Jennifer Ortalıkta Yok
BÖLÜM ELLİ DÖRT ~ Güçlerin Tarihi
BÖLÜM ELLİ BEŞ ~ Kötü Haber
BÖLÜM ELLİ ALTI ~ Tanıdık Bir Ses
BÖLÜM ELLİ YEDİ ~ Rüyadaki Cadı
BÖLÜM ELLİ YEDİ ~ Özel Bir Güç Daha
BÖLÜM ELLİ SEKİZ ~ Nether'dan Çıkamamak
BÖLÜM ELLİ DOKUZ ~ Macera Başlıyor
BÖLÜM ALTMIŞ ~ Kütüphane
BÖLÜM ALTMIŞ BİR ~ Tehlike
BÖLÜM ALTMIŞ İKİ ~ Ses
BÖLÜM ALTMIŞ ÜÇ ~ Zıtlık Teorisi
BÖLÜM ALTMIŞ DÖRT ~ Baba & Kızın Arasındaki Bağ
BÖLÜM ALTMIŞ BEŞ ~ Yeniden Karşılaşmak
BÖLÜM ALTMIŞ ALTI ~ Hunter'ın Yardımı
BÖLÜM ALTMIŞ YEDİ ~ Çakma Casper'ın Bulduğu Eşya
BÖLÜM ALTMIŞ SEKİZ ~ Aeolus
BÖLÜM ALTMIŞ DOKUZ ~ Gölgenin Gerçek Yüzü
BÖLÜM YETMİŞ ~ Duvardaki Şekiller
BÖLÜM YETMİŞ BİR ~ Görevini Karıştıran Blazzy
BÖLÜM YETMİŞ İKİ ~ Casper'ın Meraklılığı
BÖLÜM YETMİŞ ÜÇ ~ Yakın Zaman
BÖLÜM YETMİŞ DÖRT ~ Yarasalar Akşam Uçar.
BÖLÜM YETMİŞ BEŞ ~ Yeni Kişi
BÖLÜM YETMİŞ ALTI ~ Sinir Bozucu Şarkı
BÖLÜM YETMİŞ YEDİ ~ Tanıdık Birşeyler
BÖLÜM YETMİŞ SEKİZ ~ Lord Geri Döndü
BÖLÜM YETMİŞ DOKUZ ~ Yeniden Overworld. Ama...
BÖLÜM SEKSEN ~ Tarif Edilemez Bir Mutluluk
BÖLÜM SEKSEN BİR ~ Cadı İle Bir Bağlantı
BÖLÜM SEKSEN ÜÇ ~ Çifte Mutluluk
BÖLÜM SEKSEN DÖRT ~ Kitap
BÖLÜM SEKSEN BEŞ ~ Doğru Zaman
BÖLÜM SEKSEN ALTI ~ Herobrine'ın İnatçı Kızı
BÖLÜM SEKSEN YEDİ ~ Portal
BÖLÜM SEKSEN SEKİZ ~ Sert Rüzgar
BÖLÜM SEKSEN DOKUZ ~ Ses
BÖLÜM DOKSAN ~ Eski Gözle Bakmamak
BÖLÜM DOKSAN BİR ~ Balları Herkes Sever!
BÖLÜM DOKSAN İKİ ~ Kar Taneleri
BÖLÜM DOKSAN ÜÇ ~ Harika Bir Baba
BÖLÜM DOKSAN DÖRT ~ Bir Kılıçtan Yardım
BÖLÜM DOKSAN BEŞ ~ Farklı ve Korkutucu
BÖLÜM DOKSAN ALTI ~ Kırmızı Su
BÖLÜM DOKSAN SEKİZ ~ Jennifer İle İlgili Kötü Bir Gelişme
BÖLÜM DOKSAN DOKUZ ~ Bataklıktaki Ağaç
FİNAL ~ Denge

BÖLÜM SESKEN İKİ ~ Nether'daki Yeni Ev

194 10 36
Da HEROBRINE-IN-KIZI

Herobrine'ın gözünden

Bu mutluluk hiçbir zaman geçmeyecek bir duyguydu...

Kızım kollarımın arasındayken doya doya sarılmıştım ona. Burnumu, saçlarının arasına gömerken hiçbir zaman geçmeyecek hasreti gidermeye çalışmıştım. Beline kadar uzanan, su dalgası, benimle aynı ton koyu kahverengi saçlarını okşarken rahat bir nefes vermiştim. Artık bitmişti. Kızım, prensesim yanımdaydı. Ve bundan sonra artık asla bırakmayacağım onu. Gittiğim her yerde, her adımımda gözümün gördüğü yerde olacak.

Notch'tan bahsetmiyorum bile...

Nether'a ışımlandığımızda kızımın ifadesi tatlı olduğu kadar da komikti. Beyaz gözleri kocaman açılmış, küçük ağazı bir o şeklini almıştı. Ona yakın yanan bir ateşin ışığı yüzüne yansıyarak tenine yuruncu ve kırmızı ışıklar oluşturmuştu.

Baktığı manzaraya baktım. Tam önümüzde tavandan dökülen bir lav, deniz oluşturur gibi metrelerce alanı kaplıyordu. Dökülen lavın etrafında ghastlar uçuşuyor, uçuştukları yüksekliğin hemen yanında, havada duran bloklarım oluşturduğu zeminin üstünde bir grup domuz adam kağıt oynuyordu. Ta ki, bir ara ghastlardan biri, yanlışıkla o kağıtlara ateş topu atıp yakana kadar. Domuzadamlardan çoğu panik içinde kaçışırken, iki tanesi sinirle o ghasta baktı. Ghast ise durumdan gayet memnun görünüyordu.

"Baba!"

Dedi heyecanla Herabrienna blüzümü çekiştirirken. Ona baktığımda sağ tarafını işaret ediyordu.

"Şuradaki blok hareket etti!"

Aslında onun bir blok olmadığını, o yöne baktığımda gördüm.

Yüzümde bir gülümseme oluşurken kızımın hizasına diz çöktüm. Sağ edimi dizimin üstüne koyarken Herabrienna'ya baktım.

"Neden gidip ne olduğuna kendin bakmıyorsun?"

Herabrienna bir süre daha bakmaya devam etti. Adımlarını o yöne doru atarken, yüzünde de neyle karşılaşacağını bilmediği için korkudan çok, heyecan ifadesi vardı. Gülümsüyordu. Bir o kadar da dikkatliydi.

Yanına ulaşıp, dizlerinin üstüne oturduğunda bile blok hareket etmeye devam ediyordu. Elini uzattı. Bloğun lavdan yapısı ona zarar vermedi. Yüzeyini okşamaya başladı. Onun bir canlı olduğunu anlamış gibiydi. Gülümsemesi büyüdü ve kıkırdadı. Ardından bana döndü. Eli hâlâ bloğun üstündeydi.

"Baba, bu bir canlı. Peki ya adı ne?"

Gülümsemesine karşılık verirken yanına gittim.

"Bu bir magma küpü kızım. Ama... Fazla utangaç ki dışarı çıkıp kendini bize göstermiyor hım?"

Yolladığım mesajı algılayan magma küpü, bir sıçrayışta dışarı çıkarak kendini gösterdi. Yere yekrar konduğunda çıkan vıcık sese karşı, küçük bir kahkaha attı Herabrienna.

Magma küpünün kahverengi-kızıl rengi yüzeyini kaplıyor ve sert bir kaya görüntüsü veriyordu. Sarı, kırmızı ve turuncu tonlardaki gözleri, etrafında dört dönerek, hâlâ anlamaya çalıştığı olaylar var gibi görünüyordu. Rahatlatıcı bir ısı yayıyordu etrafına.

"Sanırım en sevdiğim canavar artık bu oldu"

Dedi Herabrienna gülümsemeye devam edip. Aynı zamanda elini çekerek tekrar kalktı. Bense yanağını okşadım

"Burada daha çok çeşit canavar var kızım."

Elimi uzattığımda hemen tuttu. Adımlarıma ayak uydurması kolay olsun diye yavaş bir ritimle yürüneye başladığımda, o da tam yanımdaydı. Gülümsüyordu, mutluydu ve güvendeydi. İşte o an, en güzel baba kız zamanlarından birini geçiriyorduk.

"Peki başka hangi canavar türleri var baba? Üstelik burasının neresi olduğunu sormama gerek bile yok sanırım?"

Ufak bir kahkaha atarak son sorusuna cevap verdim.

"Burası kendi oluşturduğum bir dünya. Seni bulmaya gelirken, Notch beni buraya hapsetmişti. İlk karanlık ve soğuktu. Birkaç ufak değişiklik yapmamla bu görüntüsünü aldı. Adını Nether koydum."

Herabrienna etrafa bakınırken şaşkınlığı hala devam ediyordu. Tutmuyor olsam, önüne bakmadığı için neredeyse düşecekti. Son anda buna engel oldum.

"Baya büyük değişikler olmuş... Burasının önceden karanlık ve soğuk olması... Bileniyorum, hayal gibi."

Ufak bir tebessümle baktım.

"Hayallerin gerçek olması, o hayali kuran kişinin gözlerinde saklıdır kızım. Şunu unutma, gerçekleşemeyecek hayal yoktur. Sadece inan ve hisset."

Bu sözlerin ardından Herabrienna'nın gülümsemesi, ortamdaki sıcaklağı daha da arttırdı.

Birlikte yürümeye devam ederken en sonunda saraya vardık. Daha doğrsçusu... Nether'daki saraya.

Bu saray tamamen kırmızı değildi. Hatta siyah renkler ağırllık basıyor, kırmızının hakim olduğu Nether'da kendini hemen belli ediyordu. Aslında, onu gizlemek gibi bir niyetim yoktu. Aklı olan, sarayı görür görmez tabanları yağlardı.

Bunu yapması gerektiğini ürkütücü görünüşü de dile getiriyordu.

Sadaydan çok bir malikane görünüşü vardı. Girişi Obsidyen taşındandı. İki yanında endermanler bulunuyordu. Tamam, Nether'da enderman biraz yersiz kaçabilir. Ama iş muhafızlık oldu mu, Endermanlerin bu konuda üstlerine yoktur.

Kapı kapandığı zaman üstünde olan demir parmaklıklar, içeri girilmenin zorluğunu arttıracak derecede dayanıklı. Malikanenin siyah duvarlarını, yanlardan akan lavlar aydınlatıyordu. Dikdörtgrn şeklinde sade bir görünüşü vardı. Gösteriş meraklısı biri değilim sonuçta. Ama büyüklük? Kesinlikle.

Kapıdan girer girmez geniş, boş bir oda karşılıyordu ilk önce. Oda siyah rengin üstünde meşaleler bulunan duvar ile, koyu kırmızı halılıydı. Kare şeklinde, uzak bir köşesinde, özel büyükerle donatılmış elmaz zırh parıldıyordu. Karşıda, sağda ve solda olmak üzere üç bölmeden oluşuyordu.

Koridordan çok deniş, boş, uzun denebilecek bir alandı aslında odaları birbirine bağlayan yer. Siyah Duvarlardaki meşaleler devam ederken, bu sefer yerde hiçbir halı yoktu. Koyu tahtadan yapılma zemin, arada sırada ayakların altında gıcırdıyordu. Büyük, dikdörtgen şeklinde ve uzun pencerelerin üstündeki kahverengi perdeler, altın sarısı tokalarla yanlara tutturularak, aralarında bulunan meşalelerin görevini alır gibi içeri ışık dolduruyordu. Ve bu görünüş bütün koridorlar için aynıydı. Pek süslü değildi. Ama bu, ortama daha hoş bir hava katmıştı.

Sağdaki ve soldaki koridorların gösterişliliği git gide son buluyor, yerini sıradan gri tuplalara nırakısada bu görüntü dışarışı için aynı değildi. İçerideki değişikliğin sebebi ise, sonu zindanlarda bitiyor olmasıydı. Yürümeye devam ettikçe en sonunda demir bir kapı karşılıyordu. Dışarısı gibi orada da nöbet tutan bir çift enderman mevcuttu. O demir kapıdan girince de yanlardaki boş olan zindanlar görünüyordu.

Şimdilik boş olan zindanlar.

Bu iki yanda bulunan hapishane koridorların ortasındaki koridorun ucunda ise, büyük, geniş, ışıldayan bir demir kapının ardında taht odası vardı.

Yine göşterişten uzak, ama zevkli bir odaydı orasıda. Taht, daire şeklindeki salonda, kapının tam karşısında olacak şeklinde konumlanmıştı. Kahverengi tahtadan olan tahtın ayakları ve kolları kıvrımlıydı. Rahatlığı saplayan şey, ucu desenlerle birlikte biraz sivri olan sırta gelen kısımla oturulan yerin üstündeki kırmızı, yumuşak yündü.

Duvarlarda bu sefer gri ton kullanılmıştı. Sade, siyaj bir desenlerle süslenmiş duvarlarda meşale yoktu. Kubbe şeklindeki duvarın ortasındaki ışık taşı, tüm odayı aydınlatmaya yetiyordu.

Oda geniş olmasına karşın içinde o ladarda fazla eşya yoktu. Taht dışında yemeklerin yenmesi için kapının hemen yanında bulunan masa ve sandalyeler dışında. Ama geniş ve hoş ortamları seviyorum.

Kapının her iki yanında uzanan koridorların sonunda ise yukarı çıkan merdivenler uzanıyordu. Sağ tarafında kızımın odası, sol tarafta ise benim odam. Geriye kalan dört kattan biri kütüphaneye, diğeri ise silahlara ve zırhlara aitti. Eh, bunları küçük bir yapıya sığdırmak akıl işi değil.

İlk başta karşımıza çıkan kare şeklindeki odada dururken, Herabrienna da şaşkınlıkla etrafa bakıyordu.

"Baba... Burası çok... Güzel..."

Bir süre daha baktıktan sonra bana döndü yeniden. Bu sefer yüzünde meraklı bir hal vardı.

"Ama baba, hani bizim bir evimiz daha vardı? Oraya ne olacak?"

Bu sorunun geleceğini tahmin etmiştim.

"Oraya da gitmeye devam edeceğiz kızım. Ama... Overworld artık bizim, en azından senin için güvenli bir yer değil. İsteğin doğrultusunda  ve benimle olman şartıyla oraya gitmeye de devam ederiz. Fakat sana bir sır vereyim."

Eğildim ve kızımın kulağına fısıldarken gülümsedim.

"Buradaki odan, oradakinden daha güzel. Çok değer verdiğin bir süprizde seni bekliyor prenses"

Tekrar çekilip Herabrienna'ya baktığımda gözleri kocaman açılmıştı. Elimi bıraktı ve sanki nereye gideceğini anlamış gibi dümdüz koşmaya başladı.

"Yavaş ol!"

Diye sesleniyorken gülmeye devam ettim.

"Düşeceksin kızım!"

Ve neydi biliyor musunuz? Bu kelimeleri tekrar söylemek muhteşem bir duyguydu.

Başımı hafifçe iki yana salladıktan sonra beni dinlemeyip koşmaya devam eden kızımın peşine düştüm.

Continua a leggere

Ti piacerà anche

36.7K 2.2K 50
Clint Barton Steve Rogers,Natasha Romanoff ve 7 kişiyi daha ekledi. (Kapak için @xspidercaptain'e teşekkür ederim :) )
38K 3.2K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
495K 56.8K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
213K 22.1K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️