Ep.60 "Tolga'yı kimsenin benden almasına izin vermeyeceğim"

1.6K 120 106
                                    

Aybüke'den

Yavaşça kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açınca karşımda gördüğüm yüzle şaşkınca kaldım. Görmeyi hiç beklemediğim biri duruyordu kapıda. Bu gerçekten beklenmedik olmuştu. Ben şaşkınca bakarken, Gül teyze hafifçe gülümseyip konuştu.

"Kusura bakma kızım, habersiz geldim ama müsait misin?"

Hiçbir şey demeden baktım önce. Gül teyze dudaklarını birbirine bastırıp mahçupça bakınca hemen kenara çekildim.

"Tabi ki Gül teyze. İçeri buyrun lütfen."

Gül teyze gülümseyip içeri girdi. Ben de kapıyı kapatıp peşinden yürüdüm. Durup bana dönünce elimle salonu işaret ettim. O da devam etti yürümeye.

"Kusura bakmayın, etraf biraz dağınık."

"Rica ederim güzel kızım, asıl sen kusura bakma. Böyle habersiz geldim ama seninle konuşmak istediğim bir konu var."

Dudaklarımı birbirine bastırıp eğdim başımı. Öğrendi tabi Tolga'yla ayrıldığımızı, üzüldü o da. Başımı kaldırıp tekrar baktım yüzüne.

"Estağfurullah Gül teyze. Şöyle buyrun, ayakta kalmayın."

Gül teyze gülümseyip oturdu kanepeye. Fondip de hemen kucağına atladı. Gül teyze de gülerek sevdi başını. Ben de gidip yanına oturdum.

"Bir kahve yapayım ister misiniz?"

"Yok güzel kızım, hiç uğraşma. Çok kalmayacağım zaten."

Kafa sallayıp saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Fondip aşağı atlayınca Gül teyze oturduğu yerde iyice bana döndü. Ben de başımı çevirip baktım.

"Aybüke, şu an daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapıyorum kızım. Daha önce ne Tolga'nın ne Gencay'ın özel hayatlarına karışmadım ben. Onlar ne karar verirlerse arkalarında durdum. Onlar da hiç yanıltmadılar beni. Hep doğru kararlar verdiler. Hatta Tolga'nın bugüne kadar verdiği kararlardan belki de beni en mutlu edeni seninle yaşadığı bu ilişkiydi. Hem kendi adıma hem oğlum adına mutluydum bu ilişkiden. Aranızda ne geçti bilmiyorum. Tolga anlatmadı bana ama ben böyle hiçbir şey yapmadan duramadım. Dediğim gibi, ilk defa yapıyorum böyle bir şeyi ama ben birbirinizden kopun istemiyorum güzel kızım. Biliyorum siz de istemiyorsunuz. Tolga neler olduğunu anlatmadı ama dünden beri öyle üzgün, öyle perişan ki, ne doğru dürüst uyudu, ne de ağzına bir lokma koydu. Sizin aranızda olan sizi ilgilendirir elbet. Benim size müdahale etmeye hakkım yok. Buraya da işinize karışmaya gelmedim. Sadece belki benim yapabileceğim bir şey vardır diye geldim. Görüyorum ki sen de çok üzgünsün. İkiniz de bu kadar üzgünken, eziyet etmeyin kendinize de birbirinize de."

Gül teyze susup şefkatle baktı. Kadın da ne kadar üzülmüş. Adama bak. Beni kandırdığı yetmiyor bir de annesini de kandırıyor. O hiçbir şey için üzgün değil demek geliyor içimden ama kadıncağız oğlunun yaptığı pislikleri bilmese daha iyi. Kıpırdanıp ben de biraz daha döndüm ona doğru.

"Gül teyze, ben sizleri çok sevdim. Kendi ailem gibi sevdim hepinizi. Hala da seviyorum ve sevmeye de devam edeceğim. Seni anlıyorum, ne kadar üzüldüğünü görebiliyorum. Oğlun için üzülüyorsun, o iyi olsun istiyorsun biliyorum ama böylesi bizim için daha iyi olacak."

Gül teyze burukça kaşlarını çatıp elimi tuttu.

"Ben ikiniz için de üzülüyorum kızım. İkiniz de iyi olun istiyorum. Sizin için en iyisini kendiniz bilirsiniz elbet ama ikiniz de bu kadar üzgünken, nasıl sizin için en iyisi bu olabilir ki?"

Hiçbir şey demeden eğdim başımı. Ah Gül teyze. Anlatamam ki sana. Oğlun beni kullandı attı, beni paramparça etti diyemem ki. Seni daha çok üzemem ki. Benden ses çıkmayınca Gül teyze devam etti.

Mavi AyWhere stories live. Discover now