Ep.29 "Umarım sen de 'bizli' hayaller kuruyorsundur"

1.8K 119 52
                                    

Tolga'dan

Kapıyı çalıp açılmasını beklerken, dönüp baktım Aybüke'ye. O da yüzündeki gülümsemeyle bekliyordu. Ona baktığımı farkedince o da bana döndü. Gülümseyip elini yüzüme getirdi. Başımı yana eğip yüzümü iyice yasladım eline. O sırada kapı açılınca Aybüke çekti elini yüzümden. Annem bizi görünce gülümseyerek kenara çekildi.

"Hoş geldiniz çocuklar."

"Hoş bulduk Gül teyze. Böyle emrivaki yapar gibi geldim ama umarım rahatsızlık vermiyorum."

Annem gülümseyerek baktı Aybüke'ye. Elini yüzüne getirip şefkatle sevdi.

"Hoş geldin güzel kızım. Berfin geleceğinizi duyunca çok mutlu oldu. Bu ince davranışın için de teşekkür ederim."

Aybüke dudaklarını birbirine bastırıp gülümsedi. Ben de hayran hayran bakıyordum sevdiğim kadına. Anneme Aybüke'nin de benimle geleceğini ve gelmek istemesinin nedenini söylemiştim. O da hem şaşırmış, hem mutlu olmuştu Aybüke'nin bu davranışı karşısında. Annem hep çok anlayışlı bir kadındı. Benim bu konuda konuşmak istemediğimi ve kimseye de bundan bahsetmediğimi biliyordu. İlk defa Aybüke'ye anlatmıştım, ucundan da olsa. Annem de bunu öğrenince benim adıma mutlu olmuştu sanırım. O hep benimle konuşmak istemişti bu konuyu. İçine atma, bana anlat, bana anlatamıyorsan başkasına anlat derdi hep. Ama ben anlatamazdım kimseye. Ne anneme, ne bir başkasına. Şimdi ilk defa Aybüke'ye anlatınca, derdimi onunla paylaşmam sevindirmişti annemi. Aybüke'ye minnetle, şefkatle bakıyordu. Hem benim derdimi paylaştığı için, hem Berfin iyi hissetsin diye uğraştığı için. Her anne gibi onun da tek derdi evlatlarının iyi olması işte. Annem gülümseyerek bir Aybüke'ye bir bana baktı. Ardından tekrar kenara çekildi.

"Hadi buyrun içeri. Berfin sizi bekliyor dört gözle."

Aybüke gülümseyip içeri girdi. Ben de peşinden geçtim içeri. Annem önüme geçip yüzümü avuçladı.

"İyisin di mi oğlum?"

Gülümseyip kafa salladım.

"İyiyim anne."

Annem de gülümseyip kafa sallayarak konuştu.

"Sen aradığını buldun, sakın kaybetme onu. Kıymetini bil oğlum."

Gülümseyip konuştum.

"Merak etme anne. Asla bırakmam artık onu."

Annem gülümseyip çekti ellerini. Ardından biz de girdik salona. Aybüke bizi görünce gülümsedi. Kucağındaki Fondip havlayarak atlamaya çalışıyordu. Aybüke de izin vermiyordu.

"Oğlum bir dur."

"Bırak kızım bırak. O alışık buraya, o yüzden bir atlayası var."

Aybüke gülümseyip Fondip'i bırakınca havlayarak koşturmaya başladı. O sırada Berfin girdi içeri. Yerde ordan oraya zıplayan Fondip'i görünce kocaman gülümsedi.

"Fondiip."

Fondip Berfin'in sesiyle ona döndü hemen. Havlayarak koştu Berfin'e doğru. Berfin de eğilince kucağına atladı. Fondip Berfin'in yüzünü yalarken, o da sesli sesli gülüyordu. Biz de gülümseyerek bakıyorduk. Berfin Fondip'in başını öpüp sevdi.

"Hoş geldin Fondip."

Fondip hala heyecanla yalıyordu Berfin'in yüzünü. Sonra kucağından atlayıp yine ordan oraya koşturmaya başladı. Berfin ardından bize dönüp yanımıza geldi. Önce gelip bana sarıldı. Kollarımı dolayıp saçlarını öptüm.

"Hoş geldin abicim. Seni bekliyordum, nerde kaldın?"

"Sana Aybüke ablanla Fondip'i getirmeye gittim cimcime. Sevinmedin mi?"

Mavi AyDonde viven las historias. Descúbrelo ahora