Ep.136 "Oğluma yaşattığın bütün mutluluklar için çok teşekkür ederim"

1.3K 85 36
                                    

Tolga'dan

Kulağıma gelen sesle açtım gözlerimi. Telefonum çalıyor. Başımı çevirip Aybüke'ye baktım. Gülümseyip saçlarını sevdim. Uyanmadan açayım şu telefonu. Kim bu sabah sabah? Uzanıp aldım telefonu. Gözlerimi ovuşturup baktım telefona. Numarayı görünce kaşlarımı çattım. Dün gece arayan numara bu. Allah Allah. Doğrulup oturdum yatağa. Ardından açtım telefonu.

"Alo."

Kaşlarımı çatıp bekledim. Karşı taraftan yine ses gelmedi.

"Alo kimsiniz? Alo."

Telefon açık ama nedense konuşmuyor karşıdaki.

"Alo. Kardeşim konuşmayacaksan niye arıyorsun ya? Alo."

Yine ses gelmeyince telefonu kapatıp kenara attım. Bir telefon sapığımız eksikti gerçekten. Hey Allah'ım ya. Aybüke kıpırdanınca ona döndüm. Kollarını iki yana açıp gerindi. Ardından gözlerini açıp gülümsedi.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın canım."

Aybüke kaşlarını kaldırıp baktı.

"Tolga iyi misin canım? Kötü bir rüya mı gördün?"

Gülümseyip eğildim. Alnına bir öpücük kondurup yüzünü sevdim.

"Hayır hayatım. Yani iyiyim. Bir sorun yok."

Aybüke gülümseyip doğruldu yattığı yerden. Başını omzuma yaslayınca ben de saçlarını öptüm.

"Sete mi gideceksin şimdi?"

"Evet canım."

"Hemen mi?"

"Hemen."

"Kahvaltı yapsaydık."

"Vaktim yok hayatım. Ben sette yerim bir şeyler."

Aybüke derin bir nefes alıp kafa salladı. Gülümseyip tekrar öptüm saçlarını.

"Üzüldün mü sen?"

"Yoo. Yani, seninle kahvaltı yapmayı seviyorum ben. Yalnız başıma hoşuma gitmiyor. Keşke biraz erken kalksaydık."

Başımı başına yaslayıp gülümsedim.

"Canım benim. Gerçekten gitmem lazım sevgilim. Ama sen mutlaka yap kahvaltını. İhmal etme sakın. Evde de yalnız kalmasan mı acaba? Annemlere bırakayım mı seni?"

"Yani, olur. Aslında ben çok iyiyim, gerek yok ama bugün niyeyse yalnız kalmak istemiyorum."

"Kalma tabi. Benim aklım da güzel kızlarımda kalmasın."

Aybüke gülüp kaldırdı başını. Elini karnına getirip sevdi.

"Biz çok iyiyiz babası, sen bizi merak etme. Ama bugün biraz mahsunluğumuz üstümüzde sanki. Madem babamız gidiyor, biz de babaannemize gidelim. Di mi kızım?"

Gülümseyip ben de elimi karnına getirdim.

"Canlarım benim. Hadi o zaman. Hazırlanıp çıkalım."

Aybüke gülümseyip kafa salladı. Dudaklarına bir öpücük kondurup kalktım yataktan. Aybüke'yi de elinden tutup kaldırdım. Aklım şu telefona takıldı ya. Belli ki yanlışlıkla aranmıyorum. Öyle olsa bu sabah da tekrar aramazdı. Kim ki bu? Kim olabilir ki? İnsanın aklına türlü türlü şeyler geliyor. Hayır bir de numarayı gizleme ihtiyacı bile duymamış. Acaba benim sandığım gibi bir şey değil mi? Sapık falan değil mi acaba? Belki de tanıdık biri. Telefonu doğru dürüst çekmiyor, ondan sesini duyuramıyor belki. Anlamadım ki hiçbir şey. Sapıklık yapacaksa numarayı gizlerdi en azından. Böyle çok kolay bulunur kimse de. Neyse ya, şimdilik bir şey yapmayayım. Belki tanıdık biridir. Biraz daha bekleyeyim bakalım. Belki bir daha aramaz. Ya da arasa bile konuşur. Olmazsa savcılığa gideceğiz artık.

Mavi Ayजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें