Tolga hırkasını giyerken Aybüke gülümseyerek bakıyordu ona. Tolga da gülerek gelip banka, yanına oturdu.
"Üşüdüm ben ya. Bu akşam biraz serin mi?"
Aybüke gülümseyerek kafa salladı.
"Sanırım, biraz."
Tolga ellerini birleştirip hafifçe öne doğru eği...
Evin kapısını açınca Aybüke beni geçip koşar adım odaya yürüdü. Ben de arkasından seslendim.
"Aybüke koşmasana hamile hamile."
"Tamam hayatım koşmuyorum."
Gülüp girdim ben de içeri. Kapıyı kapatıp odaya doğru yürüdüm. Aybüke çoktan girmişti bile odaya. Ben de peşinden girdim. Aybüke dolaptan elbise kılıfını çıkarıp yatağın üstüne koydu.
"Tolga hadi oyalanma. Geç kalacağız bak."
"Tamam hayatım kalmayız, daha vakit var. Sakin ol biraz."
"Canım unuttuysan hatırlatayım. Bugün en yakın arkadaşların evleniyor. Sen de nikah şahidi olacaksın. Bence artık biraz acele etsen iyi olacak."
"Sen ikimizin yerine birden acele edip telaşlandığın için benim üzerime bir sakinlik çöktü."
Aybüke yandan yandan bakıp dolaba gitti tekrar. Benim takım elbisemi de çıkarıp elime tutuşturdu.
"Hadi hayatım. Hadi."
Gülerek dudaklarına bir öpücük kondurdum.
"Tamam hayatım. Tamam."
Aybüke de gülüp gitti elbisesinin yanına. Hızlıca üstündekileri çıkarıp elbisesini giymeye çalıştı.
Aybüke elbisesini giyip ellerini arkaya getirip fermuarını çekmeye çalıştı. Yandan bir gülüş atıp hemen arkasına geçtim.
"Bana bırak sevgilim."
Aybüke de gülüp çekti ellerini. Elbisenin belin biraz üstüne kadar çıkan fermuarını çekip ardından boynundaki küçük düğmeleri ilikledim. Çok hoş bir elbiseydi gerçekten. Ölçülü bir sırt ve göğüs dekoltesi vardı. Boynun arka kısmında, önden gelip devam eden işlemeli detayları vardı. Gülümseyip boynuna bir öpücük kondurdum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Aybüke'nin elbisesi)
"İşte oldu."
"Teşekkür ederim hayatım."
Aybüke de gülüp önünü döndü bana. Ellerini iki yana açıp baktı.
