Ep.103 "Sen bile uzaklaştıramayacaksın beni senden"

1.7K 100 51
                                    

Tolga'dan

Hala kapıda sıkıca sarılıyorduk Aybüke'yle. İçime dolan tarifsiz huzurun tadını çıkarmaya çalışıyordum. Bir ayın özlemi geçsin diye sıkıca sarılıyordum sevgilime. Ardından ayrılıp gülerek yüzüne baktım.

"Hadi içeri geçelim. Kaldık böyle kapıda."

Aybüke de gülerek kafa salladı. Kolumu omzuna dolayıp alnına bir öpücük kondurdum. Ardından kapıyı kapatıp salona yürüttüm Aybüke'yi. O da belime sarılıp başını omzuma yasladı. Birlikte salona geçip kanepeye oturduk. Aybüke bacaklarını toplayıp başını göğsüme yasladı. Ben de kolumu omzuna dolayıp saçlarını öptüm. Aybüke birden başını kaldırıp yüzüme baktı.

"Annenler yok mu evde?"

"Yoklar canım. Kimse yok evde."

Aybüke tekrar gülümseyip yattı göğsüme. Ben de başımı başına yasladım. Aybüke derin bir nefes alınca eğdim başımı. O da gözleri kapalı kıkırdadı.

"Nasıl özledim ben seni ya? Nasıl bir hasretti bu? Yüreğim kavruldu resmen."

"Ben de seni çok özledim Aybüke. Sensiz yarım yamalak yaşadım her şeyi. Hem sensiz olmak, hem senin bu geçirdiğin süreçte yanında olamamak çok üzdü beni. İyisin di mi canım? Üzülmüyorsun di mi artık?"

"Şu an öyle iyiyim ki, kötü hiçbir şey kalmadı hayatımda."

Gülümseyip öptüm saçlarını.

"Aybüke, doğru söyle bana. Kötü hissetmiyorsun kendini di mi artık?"

Aybüke başını kaldırıp saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Gülümseyip baktı yüzüme.

"İyiyim. Kötü günler geçirdim, çok zor oldu benim için ama artık iyiyim. Daha profesyonel düşünmeye başladım. Bunun da vardır mantıklı bir sebebi."

"Valla güzelim bunun hiçbir mantıklı sebebi yok da, sen yine de iyi ol. Hep iyi ol. Çok iyi ol."

Aybüke gülümseyip elimi tuttu.

"İyiyim canım iyiyim. Merak etme. Hele ki şu saatten sonra hiçbir şey kötü yapamaz beni."

Ben gülümseyerek bakarken Aybüke devam etti.

"Sen nasılsın peki? Her şey yolunda mı, yani sette?"

Aybüke kaşlarını kaldırmış bakıyordu. Sorun yaşamamı istemiyordu biliyorum. Ben sorun yaşamayayım diye biz bu hale gelmiştik zaten. Şimdi de neler olduğunu, neler yaptığımı merak ediyordu. Gülümseyip kafa salladım.

"Yolunda canım. Hiçbir sorun yok. İşimizi yapıyoruz işte hepimiz."

"Mutlusun di mi? Kendini kötü hissetmiyorsun."

Nefes verip baktım Aybüke'ye. Ona yalan söylemek istemiyorum ama üzülsün de istemiyorum.

"Aybüke, sana doğruyu söyleyeceğim. Mutlu falan değilim Aybüke. Oynadığım karaktere inancımı kaybettim. Yaptığı hiçbir şeye hiçbir anlam veremiyorum. Böyle olunca da kendimi veremiyorum karaktere. Önceden Yavuz'u oynamak, bu ekibin bir parçası olmak beni çok mutlu ediyordu. Bunu sen de biliyorsun. Ama şimdi sadece işimi yapıyorum. Gram zevk almadan, yazılan karakteri oynuyorum sadece."

Aybüke tedirgince kıpırdanıp yutkundu. Bir şey diyecekken ben devam ettim.

"Canım, bunun seninle bir ilgisi yok. Evet sana yapılanlara hala öfkeliyim ama ben karaktere inanmıyorum artık. Bomboş bir adam haline geldi. Verdiği sözleri tutmayan, sevgiye aşka saygısı olmayan, vefasız bir adama dönüştü. Asker de değil artık. Ben bu şartlarda çalışmaktan mutlu değilim. Lütfen kendini suçlamaya kalkma. Beni de kendini de üzme. Bak biz berbat günler geçirdik. Lütfen bir daha bu yüzden aynı şeyleri yaşamayalım."

Mavi AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin