Ep.92 "Senin bu nahif kalbin bir gün kırılacak diye çok korkuyorum"

1.3K 89 42
                                    

Tolga'dan

"Sevgilim hazır mısın?"

"Ya Tolga hazırım ama içime sinmiyor."

"Niye?"

"E daha iyileşmedin sevgilim."

"İyileştim iyileştim."

Aybüke banyodan çıkıp yanıma geldi. Ben gülümserken o da tek kaşını kaldırıp inanmaz inanmaz baktı. O sırada birden hapşırınca Aybüke çattı kaşlarını. Hemen toparlanıp sırıtarak tekrar baktım Aybüke'ye.

"İyiyim iyiyim, valla."

Aybüke dudaklarını birbirine bastırıp sitem eder gibi baktı. Ardından telefonunu alıp bir arama yaptı.

"Alo Hilal. Ha yok canım, biz gelemiyoruz onu haber vermek için aradım. Evet Hilal, Tolga hala iyileşmedi. Şimdi çıkmayalım biz, daha kötü olmasın. Tamam canım görüşürüz."

Aybüke telefonu kapatınca ben girdim lafa.

"Hayatım niye iptal ettin? Giderdik işte. Zaten sabahtan beri otel odasındayız. Hastasın diye çıkarmadın beni bir yere. Akşam bari gitseydik arkadaşlarınla."

Aybüke derin bir nefes alıp gülümseyerek çıkardı üstündeki ceketi. Ardından yanıma gelip elimi tuttu. Yürütüp yatağa oturttu beni. Kendine de yanıma oturup gülümsedi.

"Sevgilim, şu konuda bir anlaşalım. Önemli olan senin iyi olman. Benim derdim gezmek eğlenmek değil. Seninle birlikte olmak. Sen de hasta halinle zorlama kendini. Ben seninle burda, bu odada olmaktan da çok mutluyum. Şimdi gidersek daha kötü olacaksın. O yüzden bu gece de odamızda kalacağız."

Yutkunup elimi yüzüne getirdim.

"Sen mükemmel bir kadınsın. Şu duruma şikayet etmeyi bırak, bir de mutlu oluyorsun. İki gündür bir yere gidemedik ama sen hala ben iyi olayım diye uğraşıyorsun."

"Sevgilim, tabi ki sen iyi ol diye uğraşacağım. Barselona bir yere kaçmıyor ya. Şimdi gezemediysek de tekrar geliriz. Ne olacak yani? Hadi sen de şöyle mahçup mahçup bakma, üzülüyorum."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. Bakışlarım dudaklarına kayınca iç çekip dudağının kenarını sevdim.

"İki gündür öpemiyorum bu aşık olduğum dudaklarını. Valla hasret kaldım."

"Valla sen mi ben mi? Hastalık bulaşacak diye tutturdun, öpmüyorsun beni."

"Öpmüyorum da sanki sen uzak duruyorsun benden. Gece yine sarmaş dolaş uyumuşuz. Bak Aybüke eğer hasta olursan elimden çekeceğin var."

Aybüke gülerek başını geriye attı.

"İlahi Tolga. Çocuğunu döverek ağlatıp, ağladıkça daha çok döven anneler gibi oldu biraz."

Gülüp ardından tuttum gülüşümü.

"Ben anlamam küçük hanım. Hiç dinlemedin lafımı. Ayrılmadın dibimden. Bir hasta ol da bak n'oluyor."

Aybüke dudaklarını birbirine bastırıp güldü.

"Olmam olmam merak etme. Ayrıca bu havada hasta mı olunur? Sen nasıl oldun ben anlamadım zaten."

"Asıl tam bu havalarda hasta olunur canım. Hava bir sıcak bir soğuk. Bir terliyoruz bir üşüyoruz, hasta oluyoruz haliyle."

Aybüke gülerek elini yüzüme getirip sevdi.

"Tamam tamam demedim bir şey. Hadi çıkar şu üstündekileri de uzan biraz."

Tek kaşımı kaldırıp yandan bir gülüş attım.

Mavi AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin