Ep.98 "Ölümsüz şeylere aşık olursan o aşk ölümsüz olur"

1.4K 99 34
                                    

Pervanelere döndüm seni görünce

Tolga'dan

Arabayı parkedip indim. Göz ucuyla da Aybüke'ye bakıyordum. Hala bozuk bozuk bakıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp nefes verdim. Vay arkadaş. Yaşadığımız şeye bak. Aybüke'nin yanına gidip elini tuttum. Anında çekti elini elimden.

"Sevgilim yapma hadi. Ver şu elini."

Aybüke bana dönüp baktı.

"İnsanların içinde elimi tutamazsın Tolga. Bir gören olacak."

"Ha ondan yani. Bana bozuk olduğundan değil."

Aybüke bir şey demeden çevirdi başını. Ben de gidip elimi beline getirdim.

"Hadi girelim canım."

Bir şey demeden yürüdü Aybüke. Ben de elim belinde yürüdüm yanında. İçeri girip bakındım. Bizimkiler nerde acaba? İlerde Genco bizi görünce elini kaldırıp işaret etti. Ben de elimi kaldırıp kafa salladım.

"Bu taraftalar canım."

Aybüke kafa sallayıp yönlendirdiğim tarafa doğru yürüdü. Bizimkiler uzun bir masaya oturmuştu. Yanlarına gidip selam verdim.

"Selam millet."

"Selam kardeşim, hoş geldiniz."

Gülümseyip kafa salladım Genco'ya. Bakışlarımı masada gezdirdim ama yan yana boş sandalye yoktu. Genco kalkıp bize yer verecekken, Aybüke gidip Mine'yle Pırıl'ın arasına oturdu. Gözlerimi kapatıp nefes verdim. Genco da kaşlarını kaldırmış bakıyordu. Aybüke kızlarla selamlaşırken Genco bana yaklaşıp kısık sesle konuştu.

"Kaos devam ediyor galiba."

Memnuniyetsiz şekilde kafa salladım.

"Aynen. Baksana, astı yüzünü, yanıma bile oturmuyor."

Genco dudaklarını birbirine bastırıp sırtımı patpatladı.

"Hadi hadi otur sen de."

Kafa sallayıp oturdum Genco'nun yanına. Başımı çevirip kısık sesle konuştum.

"Nerden çıktı bu Melis? Kim çağırdı onu?"

"Mine çağırmış ama spontane gelişmiş biraz."

Dudak büküp sıkıntıyla nefes verdim.

"Hiç bozulma Tolga. Ne yapalım yani? Kız arkadaşlarınla tanıştırıyorsun bizi, kızlar da arkadaşlık kuruyorlar. Sen ayrılıyorsun sonra ama onlar bir şekilde karşılaşıyorlar bir yerlerde, görüşüyorlar, konuşuyorlar."

Kaşlarımı çatıp baktım Genco'ya.

"Ne diyorsun lan?"

"Onu diyorum işte. Zamanında tanıştırdığın kız arkadaşlarının bazılarıyla bizim kızlar hala arkadaş. Böyle şeyleri daha sonra da yaşayabilirsin. Aybüke'yi önden uyar diyorum."

Dudak büküp göz devirdim.

"Merak etme, Aybüke sordu zaten geçmişte kaç kız arkadaşın vardı diye."

"Sen ne dedin?"

"Ne diyeceğim söyledim işte dört tane diye."

Genco gülüp konuştu.

"Dört mü? Ulan kıza niye yalan söylüyorsun?"

Kaşlarımı çatıp baktım.

"Ne yalanı lan? Dört tane işte."

Mavi AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin