Mavi Ay

Ep.42 "Ondan daha izlenilesi bir şey var mı dünyada"

Tolga'dan

"Sevgilim."

"Sevgilim."

Nefes vererek güldüm. Aybüke'nin parmakları saçlarımda dolaşırken gözlerim kapalı gülümseyerek yatıyordum dizlerinde. Aybüke de usul usul seviyordu saçlarımı.

"Tolga."

"Canım."

"Genco'ya ayıp oldu ya."

"Niye ayıp olsun canım?"

"Ya bugün yeni yılın ilk günü. İnsanların tatili zaten mahvoldu bizim yüzümüzden. Bir de eve gönderip Fondip'in yemeğini suyunu verdirdik çocuğa."

"O bugün evdeydi zaten. Yani bir programı yoktu."

"Olsun. Yine de bizim işimizi halledip durdu. İçime sinmedi benim."

Başımı çevirip yüzüne baktım. Aybüke de eğdi başını.

"Canım, Genco benim sadece arkadaşım değil, kardeşim. Bizim aramızda böyle şeylerin lafı olmaz. Sıkma sen de canını."

"Öyle de işte, ne bileyim?"

"Senin de çok yakın arkadaşların var. Sizin de böyle yakın ilişkileriniz vardır mutlaka."

"Var tabi."

"Sahi, ben senin arkadaşlarından hiçbiriyle tanışmadım. Niye tanışmadım?"

"Bilmem, fırsat olmamıştır."

"Öyle çok bahsetmedin de arkadaşlarından. Onlar biliyorlar mı ilişkimizi?"

"Bazıları biliyor. Bir kısmıyla ben de sık görüşmüyorum zaten. Hem hiçbirini tanımıyor değilsin. Dilan'ı tanıyorsun mesela. Beraber dizi çekmiştiniz."

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafa salladım.

"Evet, Dilan'la tanışıyoruz. Siz baya samimisiniz ama herhalde?"

Aybüke gülümseyip kafa salladı.

"Evet. Şu yarışma zamanlarından beri arkadaşız. Çok samimiyiz. Bir de Hilal var. Üçümüz güzel vakti geçiririz."

Tebessüm edip kafa salladım. Aybüke de devam etti.

"Siz görüşmüyorsunuz galiba artık. Yani diziden sonra."

"Evet. Yani dizi arkadaşıydık sadece. Dizi zamanı bir arkadaşlığımız vardı ama öyle çok samimi değildik. Ondan sonra da pek görüşmedik."

"Belki tekrar buluşuruz hı, üçümüz? Hatta Hilal de gelir, onunla da tanışmış olursun."

"Olur tabi, niye olmasın. Dilan biliyor mu ilişkimizi?"

"Hayır bilmiyor. Görüşemiyoruz ki doğru dürüst. Ama yakın zamanda bir toplanalım diyorduk biz de. O zaman anlatırım. O da çok yoğun çalışıyor. Aslında düşününce ne hoş bir tesadüf. İki yakın arkadaş, iki yakın arkadaşla partner, hem de rakip dizilerde. Ayrıca, galiba siz Aras'la aynı menajerlik şirketine bağlısınız di mi?"

"Evet canım. Aynı şirketteyiz biz."

"Ben de Aras'la tanışamadım. Neyse, başka zamana artık."

"Tanışırsın tanışırsın. Bige'yle de tanışırsın. Kardeşim gibidir o da benim."

"Sen mi tanıştırdın onları?"

"Ha yok. Onlar bir dizide birliktelerdi. Ordan tanışıyorlar."

"Öyle mi? Ben sen tanıştırdın sanıyordum. Ama ne güzel tesadüf olmuş. Bir tarafta kardeşin gibi gördüğün biri diğer tarafta çok yakın arkadaşın."