Mavi Ay

Ep.144 "Bizim birlikte çözemeyeceğimiz hiçbir şey yok"

Tolga'dan

Hiçbir şey demeden baktı Aybüke. Yutkunup eğdi başını. Kaşlarımı çatıp öfkeli bakışlarımı çevirdim. Zafer kazanmış gibi gülüyordu. Ben öfkeyle bakarken, o da sakince gülüyordu. Bunun hesabını soracağım senden. Bu eve gelişin senin felaketin olacak. Hızla kalktım çömeldiğim yerden. Elini kaldırıp durdurdu beni.

"Sakin ol Tolga. Aybüke'nin bir şeyi olduğunu sanmıyorum. Sadece biraz şokta. Birazdan geçer."

"Biri bana artık burda neler olduğunu anlatacak mı?"

Aybüke'nin sesiyle ona döndük ikimiz de.

"Anlatacağım canım merak etme. Her şeyi, tüm gerçeği öğreneceksin birazdan."

Ben öfkeyle bakarken devam etti anlatmaya.

"Bundan seneler önceydi. Bir arkadaş ortamında tanışmıştık Tolga'yla. Görür görmez aşık olmuştuk birbirimize. Daha o gece başladı ilişkimiz. Rüya gibi bir gece geçirdik. Derken yaz boyu birlikte olduk. Hayatımın en güzel yazıydı. Ben İzmir'deydim ama. Tolga da yaz bitince İstanbul'a döndü. Mesafelere girmişti aramıza ama biz hiç kopmadık birbirimizden. Her fırsatta görüştük. Her fırsatta seviştik. Kopamadık birbirimizden. Sonra şu sizin dizi başladı. Sen çıkıverdin birden ortaya. Tolga'nın da kafası karıştı tabi ama yine de ayrılamadı benden. O yaz yine birlikteydik. Yaz dönüşü Tolga tekrar İstanbul'a dönünce hali tavrı değişti biraz. Bana aşıkken sana da aşık olduğunu falan sandı. Kapıldı sana. Hayatına girdi, hayatına aldı. Belki sen girdin hayatına ama ben hiç çıkmadım. Biz birbirimizin hayatından hiç çıkmadık. Sevgili oldunuz, evlendiniz ama bizim ilişkimiz hiç bitmedi. Tolga her fırsatta benim yanıma geldi. Sen onun set yoğunluğundan şikayet ederken o sette değil benim yanımdaydı. Ben de daha fazla dayanamadım bu kaçak göçek ilişkiye. Onu başka bir kadınla paylaşmaya dayanamadım daha fazla. Tolga'ya bu duruma bir son vermesini istediğimi söyledim. O da tamam diyip durdu ama bir adım atmaya cesaret edemedi. Sen, ben sizi rahatsız ediyorum zannederken, biz Tolga'yla gizli gizli buluşuyorduk. Sanırım sana açık etmemek için güya benden sizi rahatsız ediyorum ayağına şikayetçi oldu ama gördüğün gibi karşındayım. Çünkü Tolga ilk fırsatta gelip çıkardı beni ordan. Aybüke'ye her şeyi anlatacağım, bitireceğim bu işi dedi ama cesaretini toplayıp da yapamadı bir türlü. Baktım Tolga yapamıyor, ben ona yardım edeyim dedim. Hem kadın kadına konuşursak birbirimizi daha iyi anlarız diye düşündüm. İşte, artık her şeyi öğrendin. Bizim bir ilişkimiz var. Uzun yıllardır devam eden. Senden önce ben vardım, sen varken de vardım, senden sonra da olacağım. Artık bu öğrendiklerinden sonra Tolga'yı bırakırsın diye düşünüyorum. O kadar da gurursuz değilsindir heralde."

Derin bir nefes alıp kapadım gözlerimi. Allah'ım sen bana sabır ver. Elimden bir kaza çıkmadan bitsin bu gece. Ben bu kadar sinirlendiysem kim bilir Aybüke ne halde? Gözlerimi açıp baktım Aybüke'ye. O da kaşlarını çatmış, dişlerini şıkmış bakıyordu. Bana kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü.

"Demek bir ilişkiniz var? Öyle mi? Uzun yıllardır süren, benimle evliyken bile devam eden bir ilişki. Öyle mi? Benim yanımdan çıkıp senin yanına geliyordu Tolga, öyle mi?"

"Aynen öyle canım."

Aybüke dudak büküp kafa salladı.

"Anladım. Aslında ne var biliyor musun? Sana belki inanabilirdim. Eğer kocama bu kadar güvenmeseydim, eğer anlattıkların biraz olsun tutarlı olsaydı, ya da daha güzeli, Tolga bana daha önce her şeyi anlatmamış olsaydı, belki sana inanabilirdim."

Aybüke gülünce ben de güldüm. Bu sefer şaşırma sırası küçük hanımın kendisindeydi. Kaşlarını çatıp bir bana bir Aybüke'ye baktı.