Ep.48 "Öyle güzel geldin ki hayatıma, hep kal, hiç gitme"

2K 124 66
                                    

Tolga'dan

Aybüke çıkınca ben de hemen kalktım yerimden. Anahtarı alıp ben de Aybüke'nin peşinden çıktım. Hızla indim merdivenleri. Aynı hızla apartmandan çıkıp sokağa baktım. Aybüke hızla yürüyordu sokakta. Adımlarımı o tarafa yöneltip yetiştim Aybüke'ye.

"Aybüke. Sevgilim durur musun?"

Aybüke durmayınca kolunu tutup durdurdum.

"Aybüke."

Tuttuğum kolundan kendime çevirdim. Gördüğüm şeyle kaşlarımı çatıp sıkıntıyla nefes verdim. Yüzünü avuçlayıp sildim gözyaşlarını.

"Bir tanem, ağlama n'olur. Özür dilerim sevgilim. Çok özür dilerim."

Aybüke dudaklarını büküp eğdi başını. Çekip göğsüme yasladım. Sıkıca doladım kollarımı. Saçlarını sevip başımı başına yasladım. Yine aynı şey olmuştu. Yine başka bir kızla haberim çıkmıştı ve bu sefer daha çok üzülmüştü Aybüke. İpek'le haber yapmışlar çünkü. Zaten onun yüzünden berbat günler geçirdik, Aybüke üzülüp kahroldu, yetmezmiş gibi bir de şimdi bu haber çıktı. Üsküp'teki toplu bir fotoğrafımızı alıp haber yapmışlar. Ne büyük habercilik ama. Ben sakince saçlarını severken Aybüke iç çekince başını göğsümden çekip yüzüne baktım. Sicim gibi akmıştı gözyaşları. Yüzünü avuçlayıp sildim yaşlarını. Sinirle kaşlarımı çatıp konuştum.

"Tamam artık, bitti."

Aybüke anlamadan baktı. Gözlerini kırpıştırıp derin bir nefes aldı.

"Artık saklamayacağız ilişkimizi. Ben senin üzülmene dayanamıyorum. Hele ki böyle saçma sapan şeyler yüzünden üzülünce kahroluyorum ben."

Aybüke dudaklarını büküp eğdi başını. Ben de uzanıp öptüm saçlarını. Aybüke ardından kaldırdı başını.

"Olmaz Tolga."

"Olur Aybüke. Ben seni daha fazla üzmek istemiyorum. Bu yüzden üzülmeni istemiyorum. Ben ne kadar yalanlasam da, onlar haber yapmaya devam edecekler. Ama eğer çıkıp birlikte olduğumuzu söylersek artık böyle saçma sapan haberler yapmayı keserler."

"O zaman da başka haberler yaparlar. Hayatımızı magazin haberlerine göre yaşayamayız."

"Hayır, daha fazla saklamayacağız Aybüke."

Aybüke yutkunup ellerini göğsüme getirdi. Şefkatle bakıp konuştu.

"Sevgilim, evet üzüldüm, hatta bu sefer daha çok üzüldüm ama geçer. Benim üzüntüm de geçer, bu yapılan haber de unutulup gider. Şimdi birden böyle fevri bir karar veremezsin. Bak bizim çok güzel bir işimiz var, ona zarar veremeyiz."

Yüzünü severek konuştum.

"Hiçbiri senden daha değerli değil. Hiçbiri senin üzülmenden, senin zarar görmenden daha önemli değil. Seni üzecek hiçbir şey yapmam ben."

"Sevgilim sen beni üzecek bir şey yapmıyorsun zaten. Ben seni çok seviyorum, seninle çok mutluyum. Evet üzüldüm, sinirlendim ama şimdi daha iyiyim. Sen de sakin ol. İlişkimizi hala öğrenmemeli insanlar."

"Ama..."

Aybüke parmaklarını dudaklarıma getirip susturdu beni.

"Aması yok Tolga. Eğer beni üzmek istemiyorsan, lütfen sen de sakin ol. Bir süre daha böyle devam etmek zorunda bu durum."

Elini tutup avuç içinden öptüm.

"Ama sen üzülüyorsun."

Aybüke gülümseyip başını iki yana salladı.

Mavi AyWhere stories live. Discover now