Ep.91 "İnsanın sevdiği yanındaysa, nerde olduğunu farkeder mi ki"

1.4K 94 28
                                    

Aybüke'den

Tolga öksürünce başımı kaldırıp baktım. Kaşlarımı çatıp konuştum.

"Canım, iyi misin sen?"

Tolga kafa sallayıp devam etti kahvaltıya. Ben de tabağıma dönmüştüm ki tekrar öksürmeye başladı. Başımı kaldırıp baktım. Kötü öksürüyordu.

"Tolga?"

Tolga bir şey demeden öksürürken yerimden kalkıp yanına gittim.

"Sevgilim sen iyi misin? Hasta falan mı oldun?"

"İyiyim hayatım iyiyim. Hadi otur kahvaltıyı yap sen."

Onu dinlemeyip elimi alnına getirdim. Gözlerimi açıp baktım.

"Tolga ateşin var."

"Yok ya ne ateşi? Senin elin soğuktur."

"Hayatım ne diyorsun? Ateşin var işte. Boğazın da ağrıyor di mi?"

"Hayır."

Ben tek kaşımı kaldırmış inanmaz inanmaz bakarken, Tolga yutkunup yüzünü buruşturdu. Hemen elinden tutup kaldırdım.

"Aşkolsun Tolga. Hasta olmuşsun işte. Ne yapacaksın, bana söylemeyerek mi iyileşmeyi planlıyorsun?"

Tolga'yı yürütüp yatağa oturttum.

"Aybüke iyiyim."

"İyi falan değilsin. Hastasın. Şimdi yat şuraya. Ya da yok yatma. Gidip ılık bir duş al. Ben de gidip ilaç bulacağım sana. Hatta hastaneye gidelim."

Tolga tuttuğum elinden çekip yanına oturttu beni. Gülümseyip konuştu.

"Sevgilim, telaşlanma. İyiyim ben. Gerçekten."

Dudaklarımı büküp elimi yüzüne getirdim.

"Ateşin var Tolga."

"Tamam. Ama bu kadar telaşlanacak bir şey yok. Hadi sakin ol biraz."

"Hadi sen bir duş al. Ben ilaç bulacağım sana."

"İlaca gerek yok Aybüke."

"İlaçsız nasıl iyileşeceksin hayatım?"

"Bunu sen mi söylüyorsun? Sen de sevmiyorsun ilaç almayı. Hem ben biliyorum kendimi, ilaç almaya gerek yok. Ben şimdi bir duş alırım, sonra da dinlenirim, hiçbir şeyim kalmaz."

"O zaman ben de gidip şu annemin çorbasından yapabilir miyim bir bakayım."

Tolga gülerek yüzümü sevdi.

"Hayatım İspanya'da bir oteldeyiz. Burda annenin çorbasını yapabileceğini pek sanmıyorum."

Gülümseyip kalktım ayağa.

"Sen beni çok hafife alıyorsun. Hadi sen doğru banyoya. Ben de gidip şartları zorlayayım biraz."

"Aybüke."

Alnına bir öpücük kondurup ayrıldım.

"Hadi hadi söylenme. Doğru duşa."

Tolga gülüp kalktı ayağa.

"Tamam canım ama sen de zahmet etme o kadar. Gerçekten önemli bir şeyim yok."

"Hadi Tolga, hadi sevgilim. Sen git ılık bir duş al, gerisine karışma, hadi canım."

Tolga gülümseyip yüzümü sevdi. Ardından yürüdü banyoya doğru. Ben de dudaklarımı birbirine bastırıp nefes aldım. Hasta oldu sevdiğim ya. Kıyamam ben ona. İyiyim diyor ama ateşi var. Ben telaşlanmayayım diye öyle diyor biliyorum. Ben de hemen gidip bir bakayım bakalım, çorba işini halledebilecek miyim?


Mavi AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin