Ep.59 "Sevdiğim kadın benden nefret ediyor"

1.6K 105 85
                                    

Aybüke'den 

Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Eve geldiğimden beri ağlıyordum. Tolga'nın dedikleri gitmiyordu kulağımdan. Söylediği o iğrenç şeyler canımı öyle yakmıştı ki, aklımdan atamıyordum bir türlü. Beynimin içinde yankılanıp duruyordu. Söylediği her şey canımı yakmıştı ama en çok içimi acıtan 'hevesim geçti' cümlesiydi. Öyle içime oturdu ki, hayat boyu unutamam ben bunu. Bir anlık bir hevestim ben yani onun için. Onun bir anlık bir hevesi uğruna teslim etmiştim kendimi ona. Onun bir anlık hevesi uğruna ona bu kadar güvenmiş, onu bu kadar sevmiştim.

Derin bir nefes alıp diğer tarafa döndüm yattığım yerde. Aldığım nefes canımı acıtıyor sanki. Kendimi berbat hissediyorum. Değersiz, kullanılmış, kandırılmış. İğrenç bir şey bu ve bana bunu sevdiğim adam yaptı. Sevdiğim adam kendimi iğrenç hissetmemi sağladı. Allah'ım bu nasıl bir şey? Nasıl oldu tüm bunlar, neden oldu? Neden yaptı Tolga bunları? Nedeni mi var Aybüke? Söyledi ya işte, aşağılık herifin tekiyim dedi ya. Öyle işte. Aşağılık herifin teki o. Bana yaptıklarını asla unutmayacağım, asla.

Gözüme gram uyku girmemişti. Dün gece eve geldiğimden beri sadece ağlayıp durmuştum yattığım yerde. Yemek bile yememiştim. Sabaha kadar da bir damla uyku girmemişti gözüme. İç çekip telefonuma uzandım. Saat yedi olmuş. Dün çekemedik sahnelerimi, bugün bari geç kalmayayım. Gözlerimi kapatıp sıkıntıyla nefes verdim. Tolga'yla da karşılıklı sahnelerimiz var bugün. Nasıl olacak hiç bilmiyorum ama olacak bir şekilde. Biz daha en başından söz verdik Yağız hocaya. İlişkimizin inişlerini çıkışlarını işimize yansıtmayacağız dedik. Şimdi de profesyonel şekilde işimi yapacağım sadece. Zaten Tolga için zor olmaz. Onun duyguları yok nasıl olsa. Yine üzülen, zorlanan ben olacağım.

Yattığım yerden doğrulup saçlarımı geriye sıvazladım. Duruşumu dikleştirip kararlı şekilde baktım. Sen güçlü bir kadınsın Aybüke. Bugüne kadar bir sürü zorluğun üstesinden geldin. Şimdi de başaracaksın. Tolga'sız olmaya da alışacaksın, ona hissettiklerini unutup sadece işine odaklanmaya da. Onu sevdiğini de, bu yaşadıklarını da unutacaksın artık. Senin için Tolga diye biri yok artık. Sadece birlikte çalışmak zorunda olduğun bir partnerin var, o kadar. Sadece işini yapacaksın. Düşünmeyeceksin başka hiçbir şeyi. Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. Fondip'in mamasını verip çıktım evden. Kahvaltı yapmaya iştahım yok. Sonra atıştırırım belki bir şeyler.

Sete gelince direkt karavana geçtim. İlayda beni görünce gülümsedi önce. Ardından gülüşünü silip kaşlarını çattı.

"Aybüke, iyi misin sen?"

"İyiyim İlayda."

"Emin misin? Yüzün pek öyle demiyor da."

Kimseyle konuşacak, derdimi anlatacak halim yoktu.

"İyiyim İlayda, gerçekten. Gece pek uyuyamadım da."

"Rahatsızmışsın da. Konuşamadık dün. Daha iyi misin diyeceğim ama."

Tebessüm edip kafa salladım.

"İyiyim İlayda."

İlayda kaşlarını kaldırıp inanmaz inanmaz baktı yüzüme ama üstelemedi. İyi değilim evet. Hiç iyi değilim. Berbat bir haldeyim. Hayatım kadar sevdiğim adamın benimle oynadığını öğrendim. Bugüne kadar hiç bu kadar berbat hissetmedim ben kendimi. Yetmezmiş gibi bir de bugün Tolga'yla karşılıklı sahnemiz var. Derin bir nefes alıp oturdum kanepeye. İlayda da bir taraftan senaryoya bakıyor, bir taraftan da göz ucuyla bana bakıyordu hala. Çantamdan senaryoyu çıkarıp masaya bıraktım. Gözlerimi kırpıştırıp yüzümü sıvazladım. Kendime gelemedim ben hala. Bir çay, kahve bir şey içsem iyiydi ama canım hiç istemiyor. Hiçbir şey yiyecek halim de yok.

Mavi AyWhere stories live. Discover now