94.BÖLÜM *SİYAH KAPI*

10.4K 735 401
                                    

İyi okumalar.

Medyada Ece🌸

Ahenk'in Ağzından

Çantamı masanın üstünden alıp kapının önünde beni bekleyen Emre'nin yanına gittim, birlikte odadan çıkıp asansöre doğru ilerledik. Asansörün önünde durunca Emre tuşa basıp asansörü çağırdı. Asansör birkaç dakika sonra gelince kapıları açıldı. Emre geçmem için asansörün içine doğru elini uzatınca gülümsedim ve asansöre bindim, Emre'de binip zemin kata bastı ve kapılar kapanıp asansör hareket etmeye başladı.

İçerisi çok sessizdi sadece nefes alış verişlerimizin sesleri duyuluyordu. Sessizlik her geçen saniye sinirlerimi bozunca konuşmak için ağzımı aramadığım sırada Emre benden önce davrandı.

"Daha iyisin değil mi?"deyip bana bakınca zaten hızlı atan kalbim biraz daha hızlandı. Sakin olmak için derin bir nefes alıp kafamı aşağı yukarı salladım. Onu çok özlemiştim, bir hafta çok uzun bir süreydi benim için çünkü küs kaldığımız en uzun süre iki gün falandı. Ben buna alışık değildim ve alışmak da istemiyordum. Bu bir hafta içinde Emre'nin neler sakladığını öğrenmek için çabalamıştım ama Emre duygularını çok iyi gizliyordu, gözlerine bakınca tam olarak ne yaptığını veya ne yapmak istediğini anlayamıyordum. Bu bir hafta canımı çok sıkmıştı, yaralarım iyileşiyordu, daha iyi olmam gerekiyordu ama olamıyordum çünkü ondan, sevdiğim kişiden ayrıydım. Beni sevmiyor olma düşüncesi hiçbir zaman beni etkilememişti, sorunun ne olduğunu bana söylese ben onu affederdim, bu durumdayken hele ki ona bu kadar çok ihtiyacım varken gururumu önemsemizdim, tabii öğrendikten sonra birkaç gün süründürürdüm, o kadar da olsun ama.

Bir de şu yarın olacak doğum günü vardı, ne gelirse başıma bu kıskançlıklarım yüzünden gelecekti, ne diye gidip kendini zorla davet ettiriyorsun ki doğum gününe? Emre'yi bir şekilde ikna eder o doğum gününe göndermezdim. Şimdi ben bu kıza hediye almasam ayıp olur mu? Olur ya, neyse alırım ona yakışan bir şey.

"Kızım çıksana artık şu asansörden."

Emre'nin sesiyle irkilerek kendime gelip asansörün dışında durmuş bana kaşlarını çatık bir şekilde bakan Emre'ye baktım.

O bana az önce 'kızım' mı demişti? Sen şimdi görürsün beni terk ettikten sonra bana kızım demek neymiş.

"Pardon Emre Bey kızım derken? Ne bu samimiyet?"dedim aynı onun gibi kaşlarımı çatarak. Emre'nin dudakları alayla yukarı doğru kıvrılınca kaşlarım eski halini aldı, ben bu sırıtmayı biliyorum.

Emre tekrar asansöre binip 38.kata yani şirketin en üst katına bastı. Kapılar kapanınca üstüme doğru geldi. Bir adım geri gidince sırtım asansörün içindeki aynaya deydiği için durmak zorunda kaldım. Kafamı kaldırıp Emre'ye baktım. Tam önümde durup iki elini, iki yanıma koydu ve yüzüme doğru eğildi, kafamı geri çekince bu sefer de kafam arkamdaki aynaya deydi.

"Samimiyetin nereden geldiğini öğrenmek ister misiniz Ahenk Hanım?"dedi yüzüme doğru fısıldayarak.

Dediklerini duyuyordum ama idrak etmekte biraz zorluk çekiyordum çünkü bir hafta sonra bu kadar yakınımda olması biraz başımı döndürmüştü. Kendimi zar zor toparlayıp asansörün kapısının üstüne duran, hangi katta olduğumuzu gösteren ekrana baktım. 13.kattaydık ve hâlâ da yukarı çıkıyorduk, bunun bir de inişi vardı.

Bakışlarımı tekrar Emre'ye çevirdiğimde yüzünün çok yakınımda olduğunu fark ettim. Kokusu, gözleri, yüzü ve yüzüme vuran sıcak nefesi mantıklı düşünmemi engelliyordu.

"E-emre çekilir misin?"dedim duyulması güç olan bir ses tonuyla. Emre sanki yüzümüz arasından çok mesafe varmış gibi bana biraz daha yaklaştı.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin