93.BÖLÜM *ÇOK EĞLENECEĞİZ*

10.3K 694 406
                                    

İyi okumalar.

Medyada Emre🌸

Emre'nin Ağzından

Sabah Ahenk'in üstüme attığı zeytin çekirdekleriyle uyanmıştım. Gece geç saate kadar Ahenk'in yanında oturup onu izlemiştim ve hiç sıkılmamıştım, hatta zamanın nasıl geçtiğini bile fark etmemiştim. Güneşin doğuşunu gördükten sonra koltuğa kıvrılıp uyumuştum. Şimdi de Doğuş'u depodan alıp karakola getirmiştik.

"Emreaşkım?"

Can'ın bana seslenmesiyle kafamı kaldırıp karşımda oturan Can'a baktım.

"Ne var?"

"İzin ver de gideyim Emreaşkım, valla bak bu hastane şeysi yüzünden Kıvırcığım'la hiç vakit geçiremiyorum."deyince sırıttım.

Onu zorla peşime takıp buraya getirmiştim, Anıl'da hastanede kızların yanında kalmıştı. Çünkü Ahenk'in lahmacun yemesini engelleyecek olan tek kişi oydu. Tamam hastane yemekleri güzel olmayabilirdi ama dışarıdan yemek getirmek de yasaktı ve hastalar için sağlıksızdı. Anıl dışındaki herkes yufka yürekli olduğu için Ahenk'in istediğini yaparlardı. Tabii bir de ben izin vermezdim ama işte şu anlık buna hakkım yoktu. Ve artı Ahenk'in sürekli bana laf sokmasına doymuştum.

'İyi misin' diye soruyorum 'iyi olmamamı mı isterdin' diye cevap veriyor. 'Benden bir şey istiyor musun' diye soruyorum 'gitmeni istiyorum' diyordu. Dün akşam dediklerini duymamış olsaydım bu söyledikleri beni üzerdi ama sadece güldürüyordu. Yani bir yüzüme tükürmediği kalmıştı ki Allah'tan onu yapmazdı, yani yapmayacağından da pek emin değilim. Can'ın benden bir haber beklediğini hatırlayınca düşüncelerimden uzaklaştım.

"Burda benim yanımda kalacaksın kardeşim."dedim Can'ın bu haline daha çok sırıtarak.

"Ama ama ama..."diyerek itiraz eden Can bir polisin bizi çağırmasıyla susmak zorunda kaldı. Ayağa kalkıp yanımda oturan Doğuş'a baktım. Pişman olmuş olduğunu görüyordum ama son pişmanlığın fayda edemeyeceği bir zamandı. Doğuş, benim ayağa kalkmamla kafasını kaldırıp bana baktı.

"Emre lütfen Ahenk'i bir kez olsun görmeme izin ver, bak pişmanım onu vurduğum için, canını yaktığım için. Bir kez olsun özür dilememe izin ver. Zaten sonra kendim gelip teslim olacağım."deyince gözlerimi birkaç saniye ondan kaçırıp etrafa baktım. Derin bir nefes alıp tekrar ona çevirdim bakışlarımı.

"Bak Doğuş pişman olduğunu görüyorum ama sana güvenip Ahenk'in yanına götüremem seni. Ahenk iyileştikten sonra eğer seni görmek isterse gelip kendisi görür."dediğimde kafasını sallayıp ayağa kalktı. Birlikte baş komiserin odasına gittik. Adam bizi görünce gözlüklerini çıkartıp önündeki dosyaları kapattı.

"Evet sizi dinliyorum gençler."

Ağzımı açacağım sırada Can'ın konuşmasıyla gözlerimi devirdim.

"Aha bu manyaktan şikayetçiyiz komiser bey amca."diyerek Doğuş'u gösterdi.

"Sebep?"dedi komiser.

"Benim minnak kankamı vurdu hem de iki kez."diyerek sağ elini havaya kaldırıp iki parmağını komisere doğru salladı.

"Ne? Bu doğru mu?"dedi komiser şaşkınlıkla Doğuş'a bakarak. Doğuş kafasını salladı.

"Yaralanan kişi şu an nerde ve ismi ne?"diye sorunca ben cevap verdim.

"Hastanede, Ahenk, Ahenk YILMAZ."

"Doğuş ASLAN sensin yani?"dedikten sonra kapıya doğru "Orhan!"diye seslendi. İçeriye otuz, otuz beş yaşlarında bir adam girip komiserin karşısına geçti.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin