53.BÖLÜM *MAVİLİ'NİN GICIĞI*

15.7K 941 259
                                    

İyi okumalar.✨

Medyada Âsi ve Batu🌸

Batu'nun Ağzından

Kapının açılmasıyla kafamı önümdeki dosyalardan kaldırıp kimin geldiğine baktım. Gördüğüm kişiyle gözlerimi devirip bakışlarımı tekrar dosyalara çevirdim.

"Kapı çalmak gibi bir alışkanlık edinsen hiç fena olmaz."diye homurdandım.

"Ben böyle iyiyim."dedi Yankı. Ama ben değilim gerizekalı.

"Ne istiyorsan söyle ve çık. Seninle mi uğraşayım?"dedim Yankı'ya bakarak.

"Bir insan hiç mi değişmez ya? Hep böyle sinirli mi olacaksın? Şu duvarlarını bir indir Batu."dedi göz devirerek. Sen de hep böyle gerizekalı mı olacaksın?

"Duvarları kaldırabilen kaldırdı zaten. Boşuna uğraşma."dedim sırıtarak.

"O mor saçlı kızda ne buldun anlamdım Batu. O kız bile sayılmaz daha çok bir erkek gibi."dedi yüzünü ekşiterek.

"Sen de insana pek benzemiyorsun ama ben senin yüzüne vurmuyorum."dedim gülerek. Göz devirip önüne döndü.

"Kapıya kadar eşlik etmemi bekliyorsan yanılıyorsun, kalk ve odadan çık."dedim önümdeki dosyalara dönerek.

"Çok gıcıksın Batu."dedi.

"Bundan sana ne?"dedim yüzüne bile bakmadan.

"Hoşuma gitmiyor."dedi öfkeyle.

"Peki bundan bana ne?"

"Ah çıldıracağım."

"Odanın dışında çıldırırsan hiç fena olmaz."dedim sırıtarak.

"Vazgeçtim. Bir özelliğin değişmiş. Daha fazla gıcık olmuşsun."diyerek ayağa kalktı ve sinirli adımlarla odadan çıktı. Daha fazla gıcık olmam özelliğimin değiştiği anlamına gelmez. Gülerek önüme döndüm. Asi demişken onu hiç aramadım ve bugün onu hiç görmedim. Bir arayım. Cebimden telefonumu çıkartıp rehberden Mavili ismini buldum. İsmi değiştirmeyi düşünmüyorum çünkü benim hayatıma böyle girdi ve böyle kalacak. Asi'yi arayıp beklemeye başladım.

"Onu mu istedim ben? Bir işi de düzgün yapın be."diye bağırıp telefonu açan Asi ile şaşırdım.

"Asi?"

"Aa sevgilim. Merhaba, nasılsın? Lan bırak onu. Kardeşim istemiyorum. Lan yürü git."

"Asi ne oluyor?"dedim kaşlarımı çatarak.

"Batu şu an işim var, ben sana sonra dönerim. Bak elimde kalacaksın. Şunu versene bana. Hay ben sana oksijen veren ağacı..."

Dıt...Dıt...Dıt...

Telefonu kulağımdan çekip anlamayarak telefonun ekranına boş boş baktım. Ne oluyor lan? Bu kız kime bağırdı böyle? Kiminle konuşuyordu?

Kafamı iki yana sallayarak önüme döndüm. Öğrenirim nasıl olsa. Kapı bu sefer çalınınca 'gir' dedim. Cansu elindeki dosyalarla içeriye girince göz devirdim. Neden bu şirketin başına geçtim ki?

"Batu Bey, bunların imzalanması gerek."diyerek elindeki tüm dosyaları masanın üstüne koydu.

"Tamam."

"İstediğiniz bir şey var mı?"dedi geri çekilerek.

"Bir tane sade kahve alayım."dedim. Kafasını sallayarak odadan çıktı. Cansu'nun getirdiği dosyaları açıp imzalamam gereken yerleri imzalamaya başladım. Beş dakika sonra kapı açılınca göz devirdim. Bu kızdan kurtuluş yok anlaşılan. Yankı elindeki kahveyle birlikte bana doğru gelmeye başladı. Ben, kahveyi bırakıp gitmesini beklerken o tepemden dikilmeye başladı. Bezmiş bir ifadeyle Yankı'ya baktım. Kahveyi bana uzatınca içimden ya sabır çekip elindeki kahveyi aldım. Ben daha ne olduğunu anlamdan Yankı elini elime vurup kahvenin üstüme dökülmesini sağladı. Hızlıca yerimden doğrulup kahve dökülen gömleğimi çekiştirdim. Yandım lan.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin