46.BÖLÜM *KALBİM ACIYOR*

En başından başla
                                    

"Gel buraya."diyerek onu kendime çektim ve kafasını göğsüme yasladım. O da kollarını belime dolayınca gülümsedim.

"Batu durumu bana da anlatsan hiç fena olmaz."diyerek kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ayrılmışlar."dedim.

"Onu anladık."dedi.

"Ee sorun ne o zaman?"

"Bu işin içinde bir iş varmış gibime geldi. Her insan sevdiği kişiden ayrılır ama sen bu duruma çok şaşırdın. Neden?"dedi aklımdakileri dışarıya vurarak.

"Detaylara çok dikkat ediyorsunuz bakıyorum Asi Hanım."dedim gülerek.

"Biraz."diyerek kafasını göğsüme koydu. Saçlarını okşayarak konuşmaya başladım.

"Bilmiyorum Asi. Ama Anıl Dolunay'ı terk edecek bir insan değil çünkü onu çok seviyor ben bunu Dolunay'a bakarken görüyordum. Sadece bana bu çok tuhaf geldi."dedim.

"Ee şimdi ne yapacağız?"diye sordu.

"Sabah olsun ben gidip Anıl'la konuşurum."dedim gözlerimi kapatarak. Asi'de taman diye mırıldanıp bana daha çok sokuldu. Saçlarını öpüp gülümsedim.

Anıl'ın Ağzından

Kafamı kaldırıp duvarda asılı duran saate baktım. Saat yediye geliyordu. Dün akşam Dolunay evden çıkınca onu takip ettim. Yolda ağlayarak ve yavaş adımlarla ilerlemesi canımı ne kadar yaksa da elimden hiç bir şey gelmiyordu. Batu'nun evine gidince rahat bir nefes aldım. Onu sadece Batu koruyabilirdi. Sonra eve geri gelip koltuğa oturdum ve sabaha kadar düşündüm.

Uykusuzluktan kızarmış ve yanan gözlerimi ellerimle ovuşturup ayağa kalktım. Yerde kırılmış cam parçalarına basmamaya dikkat ederek merdivenlere doğru ilerledim. Tüm sinirimi eşyalardan çıkartıp az da olsa sakinleşebilmiştim. Kapı çalmaya başlayınca yönümü değiştirip kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp uykusuz gözlerle kimin geldiğine baktım. Karşımda Dolunay'ı ve yanında da Batu ile karakola gelen kızı görünce şaşırdım.

"Dolunay?"dedim. Bana geri mi döndü?

"Kıyafetlerimi almaya geldim."dedi beni kapının önünden itip içeri girerek. Arkasından da mor saçlı kız girdi.

Kapıyı kapatıp arkalarından ben de ilerledim. Beni dinlemeyecek ve affetmeyecekti. Ama buna mecburdum. Onu korumam gerekti ve başka şansım yoktu.

"Çok aptalsın."mor saçlı kızın konuşmasıyla kafamı iki yana sallayarak ona döndüm. Adı neydi lan bunun? Asi olması lazım.

"Anlamdım?"dedim tek kaşımı kaldırarak.

"O kızı üzmeye hakkın yok."dedi etraftaki kırılmış eşyalara iğrenerek bakarak.

"Seni ilgilendirir mi?"dedim kaşlarımı çatarak. Onu çok fazla üzmüştüm evet ama bunu bir başkasının ağzından duymak canımı çok yakmıştı.

"Evet ilgilendirir çünkü onun üzülmesini istemiyorum."dedi rahat bir şekilde. Sanki ben çok istiyorum onu üzmek?

"İnsanlar mecbur kalınca her şeyi yaparlar."dedim.

"Onu üzmek için nasıl bir mecburiyetin olabilir ki?"dedi kaşlarını çatarak.

"Bunu Dolunay'a söylemedim sana mı söyleyeceğim?"dedim tek kaşımı alayla havaya kaldırarak. Bir şey demeden bana sinirli bir şekilde bakınca göz devirip merdivenlere doğru ilerleyip odama çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim. Dolunay elindeki valizin fermuarını çekip bakışlarını bana çevirdi. Yatağın üstünden valizini indirip bana doğru gelmeye başladı. Kapıdan çıkacakken engel olup kapıyı kapattım. Sinirli bakışlarını yüzüme dikti.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin