13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•

Start from the beginning
                                    

Burada böyle oturup bunları düşünmenin bir anlamı olmadığını anlayınca ayağa kalkıp Emre'nin gittiği yere doğru yürümeye başladım.

Ağaçlık alana girip yürümeye devam ederken bir yandan da Emre'yi arıyordum.

Birkaç metre ötede Emre'nin, Merve'yle konuştuğunu görünce yerimde durdum.

Merve'nin bakışları bana kayınca gülümsedi ve tekrar Emre'ye dönüp konuşmaya devam etti.

İlk defa hissettiğim duyguyla kaşlarım çatıldı, ellerim istemsizce yumruk oldu.

İçimde oluşan kıskançlık duygusuna yenik düşüp her an Merve'yi döveceğimi bildiğim için sakin olmam gerekiyordu.

Merve'nin bana doğru geldiğini görünce gülümsemeye çalışıp onu beklemeye başladım.

Fazla uzun boylu değildi, güzel kızdı ama yüzünde gereğinden fazla makyaj vardı, yani o yüzüne sürdüğü boyayla bizim evin dış cephesi boyanırdı, o derece abartı bir makyajı vardı.

"Neden yanımıza gelmedin?"

Duyduğum sesle düşüncelerimden uzaklaşıp karşımda durup bana sırıtarak bakan Merve'ye baktım.

"Gerek var mı?"

"Var gibi görünüyor." dediğinde gülümsedim.

"Merve, biliyor musun? Şu an seninle uğraşamam." dediğimde bir şey demeyip bakışlarını Emre'ye çevirdi. Ben de Emre'ye baktığımda kaşları çatık bir şekilde bize baktığını gördüm.

"Umarım tekrar görüşürüz Ahenk." dedikten sonra yanımdan uzaklaştı.

Arkasından göz devirirken Emre'nin bana seslenmesiyle arkama döndüm.

"Ne var?" dedim umursamaz bir ses tonuyla.

Yavaş adımlarla bana doğru gelip karşımda durdu.

"Ne arıyorsun burada?" deyince kaşlarım çatıldı.

"Ne arıyorsun burada derken? Orman senin babanın mı? Değil. İstediğim yerde dolaşırım."

Ellerini teslim olurmuș gibi havaya kaldırarak, "Tamam Ahenk, bir şey demedim." dedi.

"Ha bu arada," dedikten sonra ellerini geri indirdi. "Merve'yle ne konuşuyordunuz?"

"Beni boş ver de sen ne konuşuyordun Merve'yle?" dediğimde sırıttı.

Yüzünü yüzüme yaklaştırmak için bana doğru eğilip, "Önce ben sordum." dedi.

"Bir şey konuşmuyorduk." dedim mırıldanarak.

"Biz de bir şey konuşmuyorduk."

Bir şey demedim, sadece yüzüne baktım.

"Ahenk?"

"Efendim?"

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

Bunu demesiyle boğazımı temizleyip geri çekildim.

"Ben mi bakıyormușum?" dedim.

"Evet, sen bakıyorsun. Tabii seni de suçlamıyorum, gözlerini benden alamıyorsun, değil mi?" deyince alayla gülüp, "Mașallah ego da Everest'te." dedim.

"Ego değil, gerçekler güzelim." deyip göz kırptıktan sonra önüne dönüp yürümeye başlayınca arkasından şaşkınca bakakaldım.

Bana yine güzelim demişti, hem göz de kırmıştı, sakin ol kalbim, anlaşılan uzun bir süre bu değişen ritimlere alışmam gerekecekti.

Hemen kendimi toparlayıp Emre'nin arkasından gidip yanında yürüdüm.

"Emre?"

"Evet?"

"Batu'yu neden dövdün?" dediğimde yerinde durup bana bakınca ben de durdum.

Kasılan çenesinden sinirlendiği bariz belliydi ama ben bu sorunun gerçek cevabını merak ediyordum.

"Açıkladım zaten."

"Ama ben inanmadım." dediğimde derin bir nefes alıp yüzünü sıvazladı.

"Seni üzdüğü için ona zaten sinirliydim bir de seni zorla götürmeye çalışınca kendimi tutamadım."

"Beni üzmüş olması neden senin umurunda?"

"Sorgulama işte Ahenk, sorunun cevabını aldığına göre artık gidebiliriz." dedikten sonra önüne dönüp yürümeye devam edince arkasından somurttum ve yavaş adımlarla ben de onu takip etmeye başladım.

•instagram;
•  nazozkan_
•_justreaders_

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Where stories live. Discover now