13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•

Depuis le début
                                    

Burukça gülümseyip, "Keşke bana da bir şeyler öğretecek birileri olsaydı." dediğimde kaşları çatıldı.

"Nasıl yani?"

"Önemli değil." dediğimde bir şey demeyip arkasına döndü ve yürümeye başladı.

"Ahenk?" diye seslendiğimde yerinde durup bana baktı.

"Ben özür dilerim, söylediğim her şey için."

Birkaç saniye ifadesizce yüzüme baktıktan sonra, "Önemli değil diyemeyeceğim Batu çünkü önemli. Söylemiş olduğun şeylerin iğrençliğini tartışmaya gerek yok. Sana yardım ediyorum çünkü bir nevi benim yüzümden dayak yedin." dedi.

"Doğru söylüyorsun Ahenk, söylediklerim yanlıştı, tekrardan özür dilerim. Ayrıca yediğim dayağı hak etmiştim."

"Evet hak etmiştin." dedikten sonra arkasını dönüp çadırdan çıktı.

Ben de sıkıntılı bir nefes alıp uyku tulumunun üstüne oturdum ve elimdeki kutudan pamuk ve tentürdiyot çıkartıp yüzüme pansuman yapmaya başladım.

Ahenk YILMAZ

Batu'nun yanından ayrılıp bizimkilerin yanına gittiğimde Emre bana baktı.

"İyi mi bari Batu?" dedi iğneleyici bir ses tonuyla.

"İyi." dediğimde gözlerini devirip önüne döndü.

"Ahenk, Batu'ya verdin mi pansuman için gereken malzemeleri?" diye soran Dolunay'a bakıp kafamı olumlu anlamda salladım.

Gülümseyip, "Teşekkür ederim." dedi.

Ben de ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra Can'ın yanındaki boş sandalyeye oturup Emre'ye baktım.

"Neden vurdun Batu'ya?"

Bana bakıp, "Ne demek neden vurdun? Engel olmasaydım seni zorla götürecekti." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ben, kendimi koruyabilirim."

"Tek başına koruyamazsın." dedi o da benim gibi kaşlarını çatarak.

"Tek başıma üstesinden geldiğim çok şey var Emre."

Bir şey demeyip hızla yerinden kalktı ve arkasını dönüp yanımızdan uzaklaştı.

Masadakiler de ayağa kalkınca anlamayarak onlara baktım.

"Nereye?"

Can, herkesten önce davranıp, "Kanka benim uykum geldi, ben biraz dinlenmeyi düşünüyorum." dedi.

"Biz de bi' Batu'ya bakalım." dedi Dolunay.

Anıl'la birlikte yanımızdan uzaklaşınca Ece'ye baktım.

"Benim de karnım aç, bir şeyler yemeye gideceğim."

"Çok mantıklı, benim de karnım aç, hadi gel gidip karnımızı doyuralım Kıvırcık." dedi Can, daha sonra da Ece'nin bir şey demesine fırsat vermeden kolundan tutup yanımdan uzaklaştılar.

"Ahenk?"
Ne var?

"Yakışıklı psikopatı affettin mi?"
Sana ne?

Derin bir nefes alıp az önce Emre'nin gittiği tarafa baktım.

Yine bir duygu karmaşasının içinde bulmuştum kendimi. Hepsi Emre'nin yüzünden oluyordu. Yaptıkları veya söyledikleri şeyler, benden hoşlanıyor olma ihtimalini düşünüp içimde mutluluk tohumlarının filizlenmesini sağlarken beni arkadaşı olarak görüyor olma düşüncesi de içimde yeşeren mutluluk tohumlarının boşuna yeşerdiğini haykırıyordu.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant