44
Bazı yerler geçmiş günlerden birer soluk, birer hatıra taşırdı. Anımsattıkları kişiler artık bir ruhu taşımıyor olsa dahi hatıralar ölümsüzdüler. O akşam oturduğum, deniz fenerinin hemen altındaki kayalıkların hatırası da benim için izi silinmeyecek bir kişiye aitti. Orası kimse benimle olmadığında dahi yanımda kalan çocuk ve benim kaçış yerimizdi.
Ayaklarımızı yerdeki maviye uzatıp, bakışlarımızı gökteki maviye diktiğimiz günler uzakta değildi. Ama biricik arkadaşım için aynı durumdan bahsedilemezdi. Anlamlandırmakta güçlük çekiyordum, bir insan başkalarının hatıralarında hayattaysa, nasıl ölü kabul edilirdi?
Giderek sönmeye yüz tutan cılız bir ışık gibiydi Kutay, ulaşamayacağınız kadar uzakta ama ısısını hissedebileceğiniz kadar sıcak. Kutay'ın ağabeyi İnanç bu akşam görüşmek istediğinde teklifini reddetmemiştim. Zihnimde yalnızca bir cümle tekrarlanıyordu: Boşa harcanacak vakit yok. Daha fazla gizemi çözmeye çalışacak gücüm de. Bu yüzden artık korku dahi beni korkutmuyor.
Ceketimin cebindeki telefonum sürekli çalıyordu, arayan beni bu akşam almaya geleceğini söyleyen Aras'tı. Telefonu kapatmayı düşünmüştüm ama bu pek de akıllıca bir karar olmazdı. Onu daha da meraklandırmaktan başka bir işe yaramazdı ve meraklı bir Aras'ın her şeyi yapabileceğini öğrenmiştim.
Ama yalnızca içinde bulunduğum ana odaklanmam gerekiyordu, bu yüzden telefonu sessize aldım. Saat sekiz buçuğa geliyordu, yelkovan İnanç'ın olmamı istediği saati çoktan geçmişti. İçimdeki o huysuz ses, buraya gelmemin boşa kürek çekmek gibi olduğunu hatırlattı.
Boşa kürek çekme ifadesi, her şeyin bir sebeple olduğuna inanan kızı hoşnut eden bir ifade değildi. Kayalıklarda yanıma biri çökene dek bu hoşnutsuzluğu ifadesizlikle karşıladım.
''Beni şaşırtmadığın bir gün şaşıracağım,'' dedi İnanç. ''Gelmeyeceğini düşünüyordum.''
Kafamı kaldırdığımda üç numaraya kesilmiş siyah saçları ve dostça bakmayan koyu renk gözleriyle yanımdaydı. Keyifsiz bir tebessüm dudaklarıma riyakar bir biçimde yerleşti.
''Geciktin,'' dedim.
İnanç bakışlarını ayaklarımızın altındaki denize dikti. ''Beklediğine değecek.''
Annesi bana oğlunun ruh sağlığının yerinde olmadığını söylemişti, İnanç'ın çelişkili davranışlarını bu şekilde açıklamak mümkündü. Ama ona baktığımda hiçbir delinin bu kadar akıllı davranamayacağını düşündüm.
YOU ARE READING
YASAK MEYVE
Teen FictionHayatın kimilerine göre daha acımasız davrandığı bir avuç insanın yaşamı er ya da geç kesişir. Yaşam piyesinde, bir amaç için paylaştırılan rolleri oynamaksa fanilerin kaçınılmazlığıdır. Yasak Meyve, kişilik bozukluğuna sahip bir kızın 'sıradan' ola...