35 ''Kan''

13.1K 655 104
                                    

   35

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

35

            Yeni bir sayfa çevirmekten bahsedebilirdiniz, birkaç kötü kısım kötü bir hayatın kanıtı olamazdı. Peki ya sayısız defa yeniden başlamayı denediyseniz ve artık sizin hikayenizde çevirecek bir sayfa kalmadıysa? O zaman nasıl devam etmeniz icabet ederdi?

            Ne zaman onu geride bırakmaya çabalasam, önümde koca bir engel olarak dikilen geçmişim işte yine karşımdaydı. Ve geçmişim birkaç adım ötemde dururken belki de hiçbir zaman tam anlamıyla devam edemeyeceğimi düşündüm.

            ''Seni korkutmuş olmalıyım, lütfen kusuruma bakma,'' demişti İnanç.

            ''İnanç, neden buradasın?'' diye sordum korkumu öfkemin ardına gizleyerek. ''Eğer beni takip ediyorsan...''

            İnanç'ın koyu renk gözleri loş ışığın altında parıldıyordu ve yüzündeki tekin olmayan gülümseme bir şeylerin doğru olmadığının belirtisiydi.

            ''Güven problemlerinin olduğunu biliyorum ama bu önyargılı halin... Duygularımı incitiyor, Ecrin.''

            Bana doğru bir adım attığında ayaklarım geriye gitmek için mukavemet edilemez bir açlık çekiyordu.

            Korkumu örseleyen öfke beni yüz üstü bırakırken, ''İnanç, ne yapmaya çalışıyorsun?'' diye sordum.

            Gülümsemesi tıpkı kanın damarlarımdan çekilişi gibi dudaklarından çekildi ve kaşları yerime sinmeme neden olacak kadar sertçe çatıldı.

            ''Ne yapıyorum, öyle mi? Senin öylece hayatına devam ettiğini hayretle izlemekten başka bir şey yaptığım söylenemez. Bu kadar hızlı olabileceğini tahmin etmezdim.''

            Sözleri kulaklarıma kadar uzandıysa da bilinçaltımda tam olarak bir mana uyandırmadı.

            ''Neyden bahsettiğini anlamıyorum.''

            ''Pekala daha açık olacağım. Mağazada sizi birlikte yakaladığım adamdan sonra, burada diğer bir adam için bekliyorsun. Kardeşim seni böyle görseydi...''

            Cümlesini tamamlamasına izin vermedim, ne manaya geldiğini bir türlü tahlil edemediğim davranışlarından sıkılmıştım.

            ''Üslubuna dikkat et, İnanç. Nefret ettiğim bu hastanedeyim çünkü arkadaşım ölümle burun buruna. Ve Kutay'a gelirsek eğer, bana başından beri yalan söyledin. Onun öldüğünü ikimiz de iyi biliyoruz.''

            Ağlamaktan dolayı ağırlaşmış gözlerim, derin bir sancının nüksettiği başım ve uykusuzluktan dolayı halsiz kalan vücudum orada daha fazla duramayacağımın emaresiydi. Fakat yanından geçip gideceğim sırada koluma uzanan eli beni engellemişti.

YASAK MEYVEWhere stories live. Discover now