26 ''Yolun Sonu''

14.9K 778 61
                                    

26

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

26

            ''Hayat sana da bazen korkutucu gelmiyor mu?'' diye sormuştum gözlerimi önümdeki uçsuz bucaksız denize diktiğimde.

            Kutay, gazozunu yudumlarken şüpheyle beni süzdü. ''Neyi kastediyorsun?''

            Birlikte okuldan çıkıp sahile kadar yürümüştük ve kayaların üzerine çökmüş önümüzdeki manzarayı izliyorduk.

            ''Bilmiyorum... İçimde kötü bir his var. Sanki birisi bütün mutluluğumu çalacakmış gibi hissediyorum.''

            Hoyrat bir rüzgar suratımıza serin bir esintiyle çarparken okul gömleğimin ve eteğimin içinde üşümeye başlamıştım. Uzun saçlarıma uzanıp onlara dokunduğunda bu beni şaşırtmadı. Çünkü sayısız defa dağılmış saçlarımı bileğimdeki lastik tokayla topladığı olmuştu.

            ''O zaman onu sıkı tut ve kaçmasına izin verme,'' dedi Kutay dudaklarını bükerek.

            Hırçın dalgalar kayalara ulaşmak için birbirleriyle yarış halindeydiler, kayalara ulaştıklarındaysa ürpertici bir zafer nidası çıkartıyorlardı. Bir an için gözkapaklarımı kapattım ve derin bir nefesin ciğerlerime karışmasına izin verdim. Deniz kenarında olmayı seviyordum, bana evimdeymiş gibi hissettiriyordu.

            ''Sadece bir gün hayatımdaki bütün güzel şeyler yitip gidecekmiş gibi geliyor,'' dedim üzgün bir sesle. ''Ailem, bu şehir, sen...''

            Kutay bacağımın üzerindeki soğuk ellerime uzanıp onları avuçlarının arasına aldı.

            ''Bütün ısrarlara rağmen bir gün her şey yitip gidecek, Ecrin. Neden henüz gerçekleşmemiş şeyleri düşünüp canını sıkıyorsun?''

            Başımı onun güvende hissettiren omzuna gömdüğümde içimde bir şeylerin kırıldığını ve parçalarınınsa bütün vücudumu kanattığını hissettim. Gerisi bütün hücrelerimde hayat bulan katlanılmaz bir ağrıdan ibaretti.

            ''Sadece kaybetmekten korkuyorum. Ya mutluluğun bir kotası varsa ve biz onu çoktan doldurmuşsak?''

            Uzunca bir süre dalgaların ürperten nidalarından başka ses işitilmedi, kafamı kaldırdığımda büyük, yeşil gözlerinin dalgın bir şekilde denize dikildiğini, gülümsemeye alışık dudaklarınınsa düz bir çizgi haline büründüğünü fark ettim.

            ''Olması gerekeni durdurmaya gücümüz yetmez, Ecrin. Doğum ve ölüm birlikte anlamlıdır, mutluluk ve hüzün de öyle.'' Duraksadığında kafasını bana çevirdi. ''Ayrıca bu depresif sorular da nereden çıktı böyle? 16 yaşında hiç kimse bu kadar ciddi olmamalı.''

YASAK MEYVEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora