33 ''Murphy Kanunları''

14.2K 746 153
                                    

33

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

33

Yalnızlık tıpkı bir örümcek gibiydi; içinize bir kere ağlarını bıraktığında hayatınızı tamamıyla kendine yuva edinmeden durmazdı. Bir başına olma hali, önce kanserli hücreler gibi yavaşça, sonrasındaysa geri dönüşü olmayacak şekilde hızla kanınıza karışırdı. O sabah uykunun dahi beni yalnızlığa mahkum ettiği günlerden biriydi ve bu yüzden erkenden kalkmıştım. O sabah pencerede yeni bir günün doğuşunu izlerken her anlamda yalnız olduğum bir sabahtı.

Geçmişi düne, ait olduğu yere hapsetmemiz gerektiğini biliyordum. Ama bir şekilde zihnime düşen dün gecenin görüntüleriyle savaşamadım. Doruk'un bir bağımlı olduğu gerçeği bir kılıçla ya da bir silahla karşı konulabilecek bir savaş değildi. Uyuşturucunun içerisinde olduğu savaşlardan yara almadan çıkabilmek diye bir seçenek yoktu. Sonundaysa savaş bitmişti. Ve ben yeniden her cephede yenilgiyi tatmıştım.

Ama bitmeyen yalnızca bir tek şey vardı. Bedenime sığmayıp damarlarımı yararak özgür kalmak isteyen ödeşme hırsı. Kazanmak göğüs kabartan zaferlerle doluydu ama kaybetmek bundan çok daha fazlasına sahipti. Delice bir hırsı bir daha asla kaybetmemeleri için kaybedenlerin sinelerine yerleştirirdi.

Beni hayata görünmez bir kordonla bağlayan bu hırsa tutunarak üzerimi değiştirdim. Gideceğim yer beni Yağız'la yüzleşmeye götürecekti. Aras'ın kafasındaki plan uğrunda, beni yazdırdığı spor salonuna gidecektim. Beni gözünü dahi kırpmadan bir uyuşturucu satıcısının avuçlarına bıraktığı o spor salonuna.

Üzerime spor kıyafetlerimi giyinip dişlerimi fırçalamak için banyoya gittim. Acele ediyordum çünkü Yağız'ı kaçırmak istemiyordum. İşimi bitirdiğimde diş fırçasını yerine bırakıp çıkacaktım ki gözlerini ovuşturarak banyo kapısında dikilen Aras'la karşılaştım. Uykunun rehavetinden sıyrıldığında benim oradaki varlığımı farkına vardı ve çatılmaya alışık olan kaşları tekrardan o düşman kıvrığa dönüştü.

''Sen...'' dedi bir an için duraksayıp, ardından bakışları üzerimdeki kıyafetlere takıldı. ''Düşündüğüm yere gitmiyorsun, değil mi?''

Yanından geçip gidecektim ki bir hamlede tam karşıma dikilerek bunu engelledi.

''Sana bir soru sordum. Oraya gitmediğini söyle.''

''Gidiyorum,'' dedim karşısında omuzlarımı dikleştirirken.

''Yağız'ın nasıl biri olduğunu öğrendin. Arkadaşına ne yaptığını da. Nasıl hala onun yanına gitmeyi aklından geçirirsin?''

Öfkeyle yanan bal rengi gözleri öylesine sert bakıyordu ki, kelimeler dilimde buharlaşıverdi. Ama sonrasında dayanağını nereden aldığını bilmediğim bir cesaret bütün korkularımı bir toz bulutu gibi dağıtarak sessizliğimi bozma nedenim oldu.

YASAK MEYVEWhere stories live. Discover now