14 ''Adapte Ol Ya Da Öl''

26.8K 1K 92
                                    

  14

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  14. BÖLÜM ''ADAPTE OL YA DA ÖL'' 

            Sevgi insanların kalplerinde öyle garip bir bağ kurardı ki, bize her şeyi başarabilme mahareti verirdi. Delicesine bir bağlılıktı o, mantığımızın ulaşamayacağı kadar da derinlerdeydi. Peki ya sevgimizi bağışladığımız o insan artık orada değilse? O zaman ne yapmak gerekirdi?

            Kutay'ın mezarına uzun zamandır uğramıyordum, belki de karşımdaki bir yığın toprağı ve mezar taşını görmezsem eğer onun ölü olmadığını kabullenebilirdim. Eğilip mezarının kenarına oturdum. Ölüler hakkında ne derlerdi bilirdiniz. Mezarlarını ziyarete geldiğinizde sizi izlerler. Buna bir türlü kendimi inandıramadım. Belki de buraya her geldiğimde gözlerim ağlamaktan kan çanağına döndüğü için inanmak istememiştim. O çoğu zaman çok iyi gözükürken bense asla yeterli değil gibiydim. 

            Yine de o beni dinliyormuşçasına konuşmayı kesmedim.

            ''Selam kafamdaki adam... Son gelişimin üstünden bayağı bir zaman geçtiği için üzgünüm,'' diye mırıldandım. ''Buraya her geldiğimde biraz daha fazla yıkılıyorum, biliyorsun her duyguyu diğer insanlardan daha derin hissediyorum. Sana olan özlemimse bu zamana kadar hissettiğim en yoğun duygu, emin olmanı istiyorum ki seni unutmadım.''

            Gözlerimi kapatarak gerisini hayal gücüme bıraktım. Kutay'ın yanımda beni izlediğini farz ettim. Ne zaman depresif bir şey söylesem kaşlarını çatarak sessizce beni dinlediğini hatırlıyordum.

            ''Eğer hala hayatta olsaydın sana üvey annemden bahsederdim, onun hakkında yüksek dozda yargılama ve yaftalama içeren bir diyalog gerçekleştirirdik... Arkamı her zaman kolluyordun ve beni hiç yalnız bırakmamıştın. Peki neden şimdi sen orada ben buradayım?''

            Çoğu zaman ürkütücü derecede sessiz olan mezarlıkta bana doğru yaklaşan adım seslerini işittiğimde gözlerimi açtım. Bana doğru birisinin geldiğini gördüm. Üstelik bu herhangi birisi değildi. Bu İnanç'dı. Kutay'ın ağabeyi.

            ''Hoş bir tesadüf,'' diye selam verdi İnanç.

            Esmer, uzun boylu ve zayıf bir adamdı. Kısacık saçları onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Bakışlarımız birbirini bulduğunda kardeşinin yeşil gözlerine tezat siyaha yakın gözleriyle karşılaştım.

            ''İki yıl oldu değil mi?'' diye devam etti kardeşinin mezarına bakarken. ''O gideli?''

            Tek nefeste ''Maalesef,'' dedim.

            ''Senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı,'' dedi İnanç. ''Onu hiçbir zaman unutmadın.''

            ''Şanslıydı,'' diye vurguladım. ''Ölüler için geçmiş zaman kipini kullanırız.''

YASAK MEYVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin