16 ''Acımasız Niyetler''

27.2K 991 70
                                    

Multimedyadaki şarkı bana tam olarak Yasak Meyve'yi hatırlatıyor. Yasak Meyve Soundtrack'i olsaydı eğer bunu seçerdim. Bir dinleyin derim.
Keyifli okumalar. 🌹

 🌹

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

16. BÖLÜM ''ACIMASIZ NİYETLER''

            ''Neden yine yüzün asık, anlat bakalım,'' dedi Sayra.

            Spor salonundayken Sayra, beni arayıp buluşmak istediğini söylemişti ve böylece çıkışta Aras beni buluşacağımız yere bırakmıştı. Ayrıca, gözlerindeki tuhaf parıldamayla bugün sandığından daha iyi iş çıkardığımı söylemeyi ihmal etmemişti. İşe yaramayan, zayıf bir halka olduğuma kendini inandırdıysa da bu kanısını değiştirmesi gerekecekti.

            Şimdiyse en yakın arkadaşımla birlikte bir kahvecide oturmuş hayattan, erkeklerden ve daha birçok iç karartan şeyden bahsediyorduk. Elimin soğukluğunu örselemek için sıkıca tuttuğum fincandan gözlerimi ayırıp arkadaşımın güzel suratına baktım.

            ''Mutsuzluk öyle işlemiş ki içime, bunun sıradan ruh halim olduğuna eminim artık,'' diye mırıldandım.

            ''Kutay'ı ben de özlüyorum,'' dedi Sayra. ''Yani onu senin kadar tanımıyordum elbette ama çok farklı bir çocuktu.''

            ''Özeldi... Belki de tanıdığım en özel insan oydu.'' Onun hakkında canım acımadan bahsedebilmeyi isterdim. Bana arkadaşlığı ve sevgiyi öğreten ilk çocuğu sadece iyi anılarımda hatırlamayı. En kötüsü sesini unutmaya başlamamdı. Birisinin öldüğünü ve hayatınıza geri gelmeyeceğini onların ses tonunu unutmaya başladığınızda idrak ederdiniz.

            ''Seni seviyordu, bunu biliyorsun, değil mi?'' diyerek elimi tuttu Sayra. ''Birbirine bu kadar yakışan iki insan daha tanımadım ben.''

            Kenetlenmiş ellerimize bakıp iç geçirdim, mutluluk hakkında klişe birkaç tanım vardı. Hayatı olduğu gibi kabullenmekti, mutluluk. Elimizde olmayanlara içerlenip daha fazlasına sahip olmayı arzulamak ve yitirdiklerimizin yasını tutmak en büyük engeliydi mutluluğun.

            ''O çoktan gitti, sadece ben kabullenemedim. Belki de gitmesine izin vermeliyim. Umarım şu anda olduğu yerde mutludur. Ama yine de bilirsin, bir yanım onu her zaman sevecek.''

            Sayra'nın bana bakan ela renkteki gözleri hüzünle doluydu, benim acımı anlamak istiyordu. Benim acımı paylaşmak istiyordu. Zaten sadece hüznümüzü hüznüne dahil eden insanlara ihtiyacımız yok muydu? Bu yüzden biz iki arkadaştan çok daha fazlasıydık.

            ''Hayat her şeye rağmen devam ediyor...'' dedi Sayra.

            Dışardaki oradan oraya yetişmeye çalışan arabalara ve insanlara baktım. Gökyüzünde özgürce kanat çırpan kuşlara, yaşamın varlığını kanıtlayan bütün canlılığa.

YASAK MEYVEWhere stories live. Discover now