Bölüm 57

1K 51 35
                                    


YEŞİM ÖZGÜR

'Geri getirebilseydim geçmişi, yapacaklarım yapmayacaklarımdan fazla olurdu.' 

"Çevresindeki o kadar adamdan kaçıp nasıl Cemre'nin peşine düşüyor?" Eren öfkeden çıldırmak üzereydi. 

Hulusi bir şekilde Cemre'ye ulaşmıştı. Tüm yaşanılanlardan sonra Cemre'nin ona merhamet etmesi ve karşılığında yine o adamla yüz yüze gelmesi hayatın oyunlarından biriydi. Arabaya binerken Oğuz üzerindeki şoku atıp yine aramıştı. Ona olayın şokuyla bir şeyler söyleyip telefonu kapattığımı hatırlıyorum.

Cemre'nin başı dertteydi. 

Pınar arkada Sinem'le oturuyordu ve avını yakalamaya çalışan aslan gibi etrafa bakıyordu. Şuan Hulusi'yi öldürmek istediğine emindim.

Sinem ise endişe ile öfkenin arasında bir yere sıkışıp kalmıştı. Gözlerini yoldan ayırmıyordu. O an Sinem'in yeni bir hayat kurmak için ne kadar kararlı ve istekli olduğunu hatırladım. Belki geç kalmadan hepimiz onun gibi yapsaydık şuan kavuşmak istediğimiz mutlu hayallerimze kavuşabilirdik. Şimdi bu hayalden öte değilmiş gibi geliyordu.

Eren arabayı durdurunca derin bir nefes aldım. Adeta tehlike kokan karanlığa doğru atılıyorduk.

Boş ve ıssız bir araziye gelmiştik. Etrafa bakınca burada kimsenin olmadığını düşünmüştüm. Gözlerim Cemre'ye dair ufak izler ararken Pınar koşmaya başladı. Karanlığın içinde bir şey görmüştü. Her şey olabildiğince hızlı gelişti. 

Karanlığa doğru koşmaya başladığımda yerde yatan birini gördüm. Son nefesimi alırmış gibi baktığımda yerde yatanın Cemre olmadığını anlayınca rahatladım. Yıllar önce uzaktan gördüğüm Hulusi canavarı yerde yatıyordu. 'Kanlar içinde'

Bunu Cemre mi yapmıştı?

Karanlığın diğer tarafında Cemre'yi gördüğümde şaşırdım. Sinem yanına gidip sertçe kendine çekip sarıldı. "İyi misin?"

Cemre ifadesizce bakıyordu.

Eren, Cemre'ye yaklaştığında onu her şeyden korumak istercesine sarıldı. Oysa Cemre'nin hiçbir zaman korunmaya ihtiyacı olmazdı. Peki niye bu kadar boş bakıyordu? Hulusi'yi vurduğu için pişman mıydı yoksa sadece kötü mü hissediyordu? Gözlerinden bunu anlayamıyordum. Ne hissettiğine, nasıl yaptığına dair en ufak bir fikrim yoktu. Bu adam, yerde yatan adam onun hayatını cehenneme çevirmişti. Tek bildiğim buydu. 

Karanlığın içinden bir diğer kişiyi daha gördüm.

Yağız'ın burada ne işi vardı? Olayları anlamaya çalışırken daha karmaşık bir hale sürükleniyordu.

Siren sesleri kulağıma kazındıkça Eren sanki koruyabilirmiş gibi Cemre'nin önüne geçti.

"Polis..." dedi Sinem.

Pınar nefret dolu gözlerini çekti ve çevreye bakındı.

Eren Cemre'ye daha da yaklaştı. "Sakın bir şey söyleme! Seni kaçırdığını ispatlarız." Cemre sadece susuyordu. Tepkisiz bir şekilde Eren'e bakıyordu. Eren ellerini Cemre'nin yanaklarına koydu. "Cemre, sen mecbur kaldığın için yaptın. Suçlu değilsin. Sakın bir şey söyleme tamam mı güzelim?" Kalabalığın içinde Oğuz'un arabasından indiğini ve yanımıza geldiğini de gördüm.

Polisler yaklaştığında Cemre iki adım geri çekildi. Bir şeyler ters gidiyordu. 

"Eren Ilgaz."

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin