Bölüm 18

3.3K 225 4
                                    

CEMRE ARSAY;

Soğuk tenime işlerken içeri girmeyi düşündüm ama nefes almaya ihtiyacım vardı. Herkesin kendi kafasında planladığı bir intikam vardı. Ama ben hiç hayal etmemiştim. Annemi bile almıştı benden o herif. Ama ben hiç onu öldürmeyi hayal etmedim. Yeşim'in adım adım izleyeceği plandaki merdivenler kandan yapılmış gibiydi.

 Sinem ise psikolojik bir acı bırakmıştı kendi katiline. Onu en çok acıtabilecek şey ile baş başa bırakmıştı. 

Pınar kafasında her ne kuruyorsa adım adım ilerliyordu. Hayatı cehenneme çevirecekti biyolojik babasına. 

Peki ben? Ben hayatımı tam anlamıyla çalan o adamdan nasıl intikam alacaktım? Sinem gibi vicdanıyla baş başa mı bırakacaktım? Yoksa Yeşim gibi kafasına mı sıkacaktım? Ellerimi kollarıma çaprak şekilde dayadım. Benim kimsesizdim. Kızlardan önce hayatı boşu boşuna yaşayan, pembeyi seven hayalperest bir kız. Ne saçma günlerdi? Hayaller kurmak, onların olacağına inanmak, mutlu olmaya çalışmak. Bunlar şuan o kadar saçma geliyor ki?

"Yusuf ağır yaralı. Doktor sabaha çıkamayabilir dedi." dedi Eren yanıma ne zaman geldiğini anlamadan.

"Sevindim." diye karşılık verdim. Başka söyleyebilecek neyim vardı ki?

"Yapma Cemre, artık birbirimizi biraz da olsa tanıyoruz. Bu kadarını tahmin etmiyordun." dedi. Böyle demesine şaşırmıştım. Beni tanıdığını iddia etmesi gözlerimi yaşartmıştı. 

"Sen olmayan beynini işleve geçirmişsin anladığım kadarıyla." dedim sertçe. Aramızdaki anlaşmayı unutmaması gerekiyordu. Sadece bu intikam işleri bitinceye kadar yanımızda olacaklardı. Dediğimin üzerine önce gülümsedi. Sonra bir adım atarak yaklaştı.

"Cemre..."

"Yine 'kibirli piç' havalarına gireceksin galiba. Hiç çekemem seni." dedikten sonra yana doğru bir adım attım ki kolumdan tuttu. Bunu beklemediğim bir zamanda yapmıştı. Gözlerimi açarken şaşırarak baktım. Bunu yapmış olması için canına susamış olması gerekiyordu.

"Benim ne haddime değil mi senin kolunu tutmak? Kimim ben? Kibirli piç? Cesur çocuk? Ama sen en kötüsünü dersin değil mi? Çünkü sana kafa tuttum. Kötü kızların lideri Cemre Arsay'a kafa tuttum." dedi soluksuz bir şekilde. Hiç bu kadar baskın düşünmemiştim bunları. Eren kolunu çektikten sonra "Biliyor musun? Aslında sen ve diğer kızlar kafanızda yarattığınız kötülüğe inanıyorsunuz. İşte bu yüzden gerçekten kötü değilsiniz." Sözleri yıldırım gibi kafama düşmüştü. O giderken ben hala ne demeye çalıştığını anlamaya uğraşıyordum.

Otele gittikten sonra direk odama geçtim. Yeşim yatağına uzanmıştı. Gözleri kapalıydı ama uyumadığını biliyordum. Yatağının başına oturduktan sonra "Biraz konuşmak ister misin?" dedim. Benim konuşma tarzım olmadığı için garipsedi. Gözleri açıldıktan sonra yatmaya devam etti.

"Diğerlerini bulmam lazım. O yılan dövmeli olanı öldürmem lazım. İntikamımı almalıyım." dedi. Hipnoz olmuş gibi gözlerini bir yere sabitlemişti. Bu iyi değildi. Yeşim şoka girecek kadar kendini kaybedemezdi. 

"Yeşim." dedim. Onu sakinleştirmem gerekiyordu.

"Beni duymuyor musun? İntikam almalıyım." diye bağırdı.

"Yeşim." 

"Hepsinin nefesini kesmek istiyorum." diye var gücüyle bağırdıktan sonra son safhaya gelmiş göz yaşları daha fazla dayanamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında kafasını omzuma yasladım. Acı çektiği zaman bende acı çekiyordum ve bu çok kötüydü. Başkalarının acılarına ortak olunca daha çaresiz hissediyordum. Belki de Oğuz haklıydı. Biz birbirimizin acılarını arttırıyorduk.

"Cemre ben ölüyorum. Bu intikam beni yavaş yavaş öldürüyor." dedi ağlayarak. Onu teselli edecek bir kelime bulamıyordum.

"O zaman bırakacaksın. İntikam yok." dedim kesin bir şekilde. Kafasını omzumdan kaldırırken kafasını salladı. "Sonunu görmeye ihtiyacım var." dedi.

"Yeşim." diye söze başladım ama aniden kesti.

"Cemre, benim hayattaki tek amacım bu. Eğer sonunda ölsem bile bu iş bitecek." dedi kararlılıkla. Ona her şekilde saygı duyacaktım nasıl olsa. Tekrar kollarımı beline doladım. Canı yanınca canım yanıyordu.


kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin